Yanlış anlaşılmamak için bu sefer sona koyacağımı başa koymaya karar verdim. Biliyoruz hepimiz zor bir süreçten geçiyoruz, belki yakınlarımızı kaybettik acımız daha büyük olabilir bilemeyiz ama burda ki amacım size böyle bir konuşma yapıp moralinizi daha çok bozmak değil. Bu bölümü kafasını dağıtmak isteyenler için atıyorum, yoksa zaten bende şu sıralar hayatımı tamamen düzene sokmadan bölüm atmayacaktım. Neyse uzatmanın manası yok hatalarım varsa affola hepinize iyi okumalar.
~~Taehyungun söylediği şeyle beraber geriye çekilerek üstüme başıma bakmış ardından kendimi koklamıştım. Leş gibi içki kokmuş halimle açıkcası Taehyungun karşısında durmak utanç vericiydi. Geriye çekilip durduğum yerden hareket ederek odadan çıkmış, evin içinde göz gezdirmiştim. İlk defa geldiğimi evin içinde göz gezdirerek anlayacak kadar salak birisi olduğum için merdivenlerden inerken hiç buraya gelmediğimi anlamamıştım. Kendi kendime hakaret eden düşüncelerimin içerisinde evi inceliyerek kapı eşiğinde durup boğazını temizleyerek bana seslenen hocam (imkansız tek crush) için arkamı dönerek kaşlarımı düzeltmiştim.
"Benim evim Kook."
Söylediği şeyle ağzımı tutamayarak biraz açmış, hafifçe bedenimi öne düşürmüştüm. Kısa bir süre öyle kaldıktan sonra aval aval suratına baktığım hocam gülerek hareket ettiğinde duruşumu ve ağzımı düzelterek öksürmüştüm.
"Benim sizin evinizde ne işim var peki hocam?"
"Az önce hocam demiyordun."
"Ne diyordum?"
"Taehyung diyordun, tekrar desene."
"Olmaz"
"Niye olmuyormuş?"
"O anlık bir şeydi çünkü, hem yanlışlıkla oldu"
Taehyung yanıma yaklaşmaya başlamışken olduğum yerde sabit kalmış, hareketini beklemiştim. Dibime kadar geldiğinde kaşlarımı ona karşı çatarak geriye çekilmiş ve derince bir nefes almıştım.
"Leş gibi kokuyorum git şurdan"
Bana tekrar gelmeye başladığında hafifçe hareketlenerek ileriye doğru koşmaya başlamıştım. Ben koşarken bana bakıyor ardından gülüp surat ifadesini bozmadan beni izlemeye devam ediyordu. Bir kaç adım daha koşarak ondan uzaklaşmış ardından olduğum yeri incelemeye başlamıştım. Tekrardan belirtiyorum salak olduğum için olduğum yeri incelerken bana yaklaşan hocamı görememiş, yakalanmıştım. Kolumdan tutan hocama bakarken gözlerimi hafifçe büyütmüş hiç beklemeden kaçmıştım. Taehyungun önünden koşarken hiç hızımı kaybetmeden olduğum yerde koşuyor, ondan uzaklaşmaya çalışıyordum. Peşimden gülerek gelen hocama bakmak için kafamı çevirdiğimde arkamda olmadığını görerek yavaşlamış ama koşmaya devam etmiştim. Nerde diye bakarken çarptığım bedenle çığlık atarak gözlerimi kapatmış, ellerimi kendime çekmiştim. Gözlerimi açmazken belimden tutup beni kendine çeken bedene bakmak için gözlerimi açmış, açtığım gibi geri kapatmıştım.
"Aç şu gözlerini Kook."
Gözlerimi açmamaya devam ederken belimde hareketlenen eller ile gıdıklanmış ve gülerek gözlerimi açmıştım.
"Güzelim gözlerini kapatma, manzaram bozuluyor senin gözlerini görmeyince."
Dediğiyle afallamış bir şekilde sadece 'ne?' Diyebilmiş öylece kalmıştım.
"Ne, ne? Gözlerin açıkcası çok güzel ve çok hoş, manzaramı süslüyorlar."
"Hangi manzaranız?"
"Seni süslüyorlar işte."
Söylediği şeylerle bir bir şok olurken ne diyeceğimi bilememiş, olduğum yerde hareketsizce gözlerimi kapatarak beklemiştim. Öğretmenimden böyle şeyler duymak ne kadar garip olsa da yaklaşık 3 senedir imkansız crushım olan hocamın demesi daha bir garipti.
"Dün geceyi hatırlıyor musun?"
Bir şey dememe izin vermeden tekrardan konuştuğunda hafifçe başımı iki yana sallayarak hatırlamadığımı belli ederek gözlerimi açmıştım.
"Ne oldu ki dün gece?"
"Sevgilim diyerek kafanı omzuma gömdün."
"Ciddi misiniz siz?"
"Şaka gibi mi duruyor oradan bakınca?"
"Şaka gibi duruyor ne yalan söyleyim"
"Arkadaşların anlatır sana sonra."
Bir şey demeden başımla onay vermiş, duramayarak ellerimi sırtına atarak kafamı omzuna yaslamıştım.
"Sevgilim"
Göğüsüme yakın olan göğüslerinin bana değmesiyle anlamıştım nefes alışverişlerinin hızlandığını. İstemeden de olsa bu eylemine burnumdan gülerek kendimi hafifçe ona yaklaştırmış, biraz daha yakınlaşmamızı sağlamıştım.
"Böyle mi diyordum sevgilim?"
İnadına söylediğim şeylerin üzerine hızlanan kalp atışlarını düşünerek kendimi sevindiriyor ve tekrar aynı tarz cümleler kuruyordum.
Bir anda beni bırakarak geriye çekildiğinde gülümsemem solmuş, bakışlarımı düzeltmiştim.
"Evet böyledi Kook, tekrar aynı şeyleri yaşattığın için teşekkür ederim."
Taehyung teşekkürünü ettikten sonra fark ettiği şey ile kaşlarını çatarak Jungkook'a bakıyordu, yoksa cidden Jungkook zihnini mi okuyabiliyorum derken yere düşecek gibi olup uyanması bir olmuştu. Dar koltukda yatmaya alışık olmayan Taehyung düşecek gibi olmasıyla güzelim rüyasından uyanıp son sorusunun cevabını alması bir olmuştu. Kafasını kaldıracağı sırada karşısında ona aval aval bakan öğrencisini görerek küfür etmiş ve elini ensesine atarak gözlerini kapatmıştı.
"Hay sikeyim, rüya gerçek olamaz."
"Taehyung, sen ne arıyorsun burda?"
"Siktir."
Taehyung Jungkookun duymayacağı şekilde kendine küfür ederek ensesini tuttuğu elini aşağıya indirerek zar zor öğrencisine bakmış ardından gülümsemiş ve aklına düşen şey ile kaşlarını bu sefer gerçekten çatmıştı.
"Taehyung muyum ben yoksa hocan mı?"
