Beni görünce bir hışımla ofisime girip, kapıyı kapattı.
-Patron davari-
Ben daha ne olduğunu anlayamadan bileğimi kavradi.
-bu erkekler neden bilek kavramaya bayılıyor?-"İnsan bir haber verir"
"NE?" Hiçbir şey anlamadım. Yalnızca şaşkın şaşkın baktım. Neyden bahsettiğini anlamiyordum. Cevap bekleyen surat ifademden anlamış olsa gerek, bana;
"Birak aramayı, bir mesaj dahi atmak bu kadar mı zor ?" Dedi.
Ne oluyor anlamiyordum.
"Neyden bahsediyorsun?" Diye sordum.
"O geceden sonra dedi." Durdu. Sanki bir şeyler düşünüyor gibi yüzü değişti.
"Beni bu şekilde bırakıp gitmen, haber dahi vermedin..." dedi. Sanki canı açıyormuşcasina ve yakiniyormuscasina bakiyordu gözlerimin içineNe drama yaptın amk iyi ki bir gece ayri geçirdik.
"Üç hafta, her gün, her saat hata yaptığımı düşünüp durdum ve kendi kendimi sorguladım. Bunu hak etmedim." Dedi sesi neredeyse titreyecekti.
Siktir. Hasiktir. Kocaman bir siktir. Baya baya sıçtım bu sefer. Şimdi anladım olayı...
Herkese merhaba. Meğer ben buraya yazmayınca siz benim hayatım hakkında bilgi sahibi olamiyormussunuz. Acınası. Ama ben hepinizin yaptığından haberdarım. Neyse ne, bugun sizi aşağılamayacagim. Pek keyfim yok.
En son hatırlarsanız ben gerçeklikle biraz fazla oynadım. Bu yüzden 4. Boyutsal varlıklar tarafından; boyutlar arası kurallara karşı saygısızca davranışlar kapsamı altında, boyutsal çöküşü engelleyici kurallar on dokuzuncu maddenin dört yüz seksen yedinci kuralını cignedigim için tutuklandım. Tabii bana bir şey olmadi şuanda iyiyim. Ama siz ve anlayacaginiz üzere patronumu da bilgilendirmeyi unuttum. Normalde burada zaman geçmiyor ancak sizin oralarda geçiyormuş... yeni öğrendim. Bu bilgiyi neden verdiğimi merak ediyor olmalısınız.Son olayları hatırlıyorsunuz. Hatirlamiyorsaniz size özet geçeyim;intihar teşebbüsünde bulundum, sonra öpüştük, ben suratıma tokat yedim, sonra yine öpüştük, sonra ilani ask etti bana...
Ve üzerinden üç hafta geçmiş! İnanılmaz.
Yine de bana gerçekten aşık olsa gerek, işten kovulmadim. Ancak yüzlerce arama ve binlerce mesaja maruz kalmışım...
Koca bir üç hafta ortalıkta yokmuşum. Beni niye kovmadi cidden.
"Beni niye kovmadın cidden" merak ettim doğrusu.
"Tek merak ettiğin bu mu ?"
Evet?
"Evet?"
"Nasıl bu kadar soğuk ve kalpsiz olabiliyorsun?"
"Kırıcısin"
"Sen de" dedi kaşları catilip gozlerini kacirarak. Bu bana baya darılmış...Of. Şimdi hatırladım. Ben istemiştim bunu. Kahretsin.
"Şey ya madem beni geri gönderiyorsunuz, bir de gerçekliği de değiştiremiyorumartık, bari 2-3 hafta ilerletin zamanı da azıcık mantıklı olsun ?"
"Tamam."
Her sözümü dinliyorlarmis gibi bunu dinleyesileri gelmiş...
Hiç uğraşmak istemiyordum. O yüzden tekrardan tutuklanmak pahasına gercekligi değiştirme planı yaptım. Olayı nasıl duzeltecegimi bilemiyorum. O yüzden direkt olarak öpustugumuz geceye döndüm.
Aşağıda beni bekleyen patronumu daha fazla bekletmemek için hızlı hızlı basamaklardan indim.
Benim geldiğimi fark eder etmez arabasına yaslandigi yerden istifini bozmadan, hemen telefonundaki isini bırakıp bana gülümsedi. Bu arada, sizce de telefonun sürekli olarak elinde olması garip değil mi? Bu durum hoşuma gitmedi. Aman banane.
Kafam çok karışık...Hemen şoför tarafına geçip oturdu. Bana kapıyı açmasını beklerdim. Yine de çok şımarıklık yapmamak lazım. Eve bırakmak bile büyük bir olaydı. İlk günden. Bunu her defasında vurgulayacagim. Daha gün bitmedi bile... Siz düşünün... Hikayeyi ben yazıyor olsam, harika bir kurgu olurdu. Bunun için üst kurula bir dilekçe yazmalıyım kesinlikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum Bir Zorba
General FictionÖncelikle bu yazıyı tekrardan yazmak durumunda bırakıldığım için çok sinirli olduğumu belirtmek isterim. Bütün hevesim kaçtı ya. Neyse yazayım yine de... Etiketlere ve kapaktaki yakışıklı 2D erkeğe kanıp geldiğinizi biliyorum ama çok daha önemli şe...