Selam, ilk bölümle karşınızdayım. Psikolojik şeyler vardır, rahatsız olan okumasın ltf. Hikayemiz KAHRAMANMARAŞ da geçiyor, bölüm sonunda görüşelim 🥺.
Bölüm şarkısı - Cem Adrian - Mark Eliyahu /Kül
6 ŞUBAT, Saat 20. 22 DEPREMDEN BİRKAÇ SAAT ÖNCE🥺🖤
Babamlarla beraber oturmuş çay içiyor, gülüyorduk. Sanki beraber son günümüz olduğunu biliyor gibiydik. O yüzden iki de bir birbirimize sarılıyor, daha çok gülüyorduk. Hele ben annemle babamın ortasına oturmuş birkaç saat sonra ağlıyacağımı bilmiyor, güldükçe gülüyordum. Kim bilir belkide son gülüşüm, son ağlayışım olacaktı kim bilir. Beraberken zaman çabuk geçmiş, yatma vakti gelmişti. Aileme sonkez sarıldığımı biliyormuş gibi sarıldım, kokularını içime çektim, iyi geceler dileyip odama geçtim. Tabikide hemen yatamazdım. Tuşlu telefonumu şarja takıp, kitabımı aldım. Telefonum şarj olduktan sonra yatağa girdim. Yks öğrencisi olduğum için akıllı telefona bakmazdım. Ailem bu tuşlu telefonu sadece onları aramam için almıştı. Tabi ben her gece şarj edip içindeki ücretsiz çocuk oyunlarını oynardım, instagramda, tiktokta serserice gezmekten daha iyi, tavsiye ederim. Bir saat falan kitap okuduktan sonra saate baktım, 03.45'di. İyide ben bir saat kitap okumuştum. Yatağa da ikide girmiştim. Demek ki çok okumuşum. Neyse, bugün çok uykum olduğu için hiç telefona bakmadan yattım.
42 dakika sonra deprem anı ♟️
Yatarken gelen ufak bir sarsıntıyla uyandım. Deprem oluyordu. Hemen köşede olan telefonumu aldım. İçeride annemi gördüm, odama geliyordu. Tam kapıya yönelmiştim ki deprem şiddetlenmeye başladı, köşede duran deprem çantamı alıp dışarı çıktım. Bütün insanlar dışarıdaydı. Ortalık mahşer alanı gibiydi. Birkaç dakika sonra köşe başında afad ekipleri görüldü. Hemen bizim tarafa doğru koştular.
İçlerinden biri:-İyi misiniz?dedi.
Babam adama bakıp,
-Sanırım değiliz, dedi.
Evimiz berbattı. Her ne kadar tam yıkılmasa bile. Sadece bendeki telefon ve deprem çantasıyla kalmıştık. Bu deprem çantasını hocamız bize acil durumlar için yaptırmıştı. İçinde, Akıllı telefon, bisküvi, radyo, iki elfeneri ve piller, minik iki tane battaniye vardı. Hepsi içine nasıl sığdı diyeceksiniz, bu çanta dediğim şey aslında çantadan biraz daha büyük bir şey.
Babamların yanına oturup kardeşimi çağırdım:
-Efe'm gel bebeğim ablaya.
-Geydim aba, dedi
Aba bebekçe abla demek oluyor aklınız karışmasın.
Onu çağırmamla paytak paytak yürümeye başladı. Daha 4 yaşında ve abla demeyi öğrenmeye çalışan Bi bebek. Yanıma geldiğinde başımı boynuna gömdüm, ağlamaya başladım. Nolucaktı şimdi evimiz yıkılmış iki telefon, birde çantayla kalmıştık. Babamda benim gibi telefonunu almıştı. Hadi bizi geçtim, Efe'm nasıl dayanıcaktı ki!? O daha küçücük bir çocuk, dayanamaz ki. Daha depremin ne olduğunu bilmiyor. Çadırlar desem.. Anca birkaç güne gelirdi. Hemen gelirsede çabuk biterdi. Çünkü biz mahallenin üst kısmında oturuyoruz yıkılan binalar yüzünden mahallenin aşağı kısmını bile göre bildiğime göre ve oradaki evlerde yıkık olduğuna göre çabuk biter, herkese kalmazdı ayrıca bizim mahallede çoğu kişi kendini kurnaz sanır emin olun 4 kişilik ailesi olanlar 2-3 tane çadır alırdı! Ağlamam Efenin cümlesiyle yarıda kaldı:-Baba boynumdan aşağıya sıcak su dökülüyor.
O kadar endişeli söylemişti ki insan başka bişey olmuş sanabilirdi.
Babam, nedense benim ağladığımı tahmin etmiş, efeye değil bana bakarak;
-Kızım gel sen şöyle bakayım, birşey olmaz bize. Dua et ki huzur bulalım. Unutma Allah her zaman bizimledir. Allah ona inanan kulunu yanlız bırakmaz. Korkma hem bak kardeşin de üzül-
Babamın cümlesi yarıda kalmış, efe kesmişti;
-Baba biz evsiz mi kaldık?BÖLÜM SONU! 🥺500 KELİME
Selam! Yine yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Yani yazarken kelimeler şak şak şak diye geliyordu, ama şuan tıkandı ne yazacağımı bilmiyorum. Şimdi depremin 14. günümdeyiz. İnsanlar sokakta kalmasa bile aileleri için eksi bilmem kaç derecelerde o soğukta yakınlarını bekliyorlar. Ya arkadaşlar insan yemek yerken acı çekermi? Biz çekiyoruz evimiz yıkılmasa bile çekiyoruz. Bide oradaki insanları düşünelim. Ailesiz kalanları, minik bebekleri, tek kalanları ve ailesini bekliyenleri. Emin olun bizde üzülüyoruz onnlar üşürken bizde üşüyoruz. Neyse, görüşmek üzere.#TÜRKİYETEKYÜREK!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
04.17
Novela JuvenilTarih :6 şubat Saat:04.17 'Ben babamın cesediyle 30 saat yan yana yattım' 'Ruhlarımız o enkazdan çıkamadı ama biz çıktık, onlarıda çıkartacağız' Hikayenin yanlızca bir kısmı gerçek hayattan alıntıdır. Geri kalanı kurgudur. Psikolojik şeyler içerir...