Başlıyalım bakalım..
Dolabın üstüme düşmesiyle cümlem yarıda kaldı..
Enkazda kalmıştık, Efe ve babamın ne yaptığından haberimiz yoktu, annem seslenmelerimi duymuyor ve arada bir adım sesi geliyordu. Resmen kıyameti yaşıyorduk. Ama ben dayanıcaktım annemin, babamın hayalini gerçekleştirip o markayı kurucaktım.
-Berra! Sesimi duyuyormusun babacım?
Güçlükle de olsa cevapladım.
-Duyuyorum babam
-Kızım annen yanında mı?
-Bilmiyorum baba seslenmelerimi cevap vermiyor, Efe'm nerde?
-Babacım siz iki gündür enkazın altındasınız, Efe'yi anneannenlere bıraktım 'sizi buradan sağ salim çıkartıp onun yanına gidicez güzelim.
-Tamam babam
Biraz sonra göz kapaklarım ağırlaşmıştı ve kapanmıştı.2 Saat Sonra
Makine sesleriyle uyandım.Sanırım yan taraftaki binadan geliyordu. Açıkçası iki saat önceki düşüncem değişmişti, bu enkazdan cansız bedenimin çıkacağı apaçık ortadaydı. Bu arada tanışamadık, ben Berra, Berra Dağdelen. 18 yaşında ailesiyle arası iyi olup kendi markasını kurmak isteyen bir genç kızdım, depremden önce.. Sonrası mı? Düşünmedim.. Çünkü bu deprem benim hayatımı durdurdu. Ben üniversite sınavına çalışırdım ama şimdi çalışacağım bir yer yoktu .Ben dalmışken adımın seslenmesiyle ayıldım;
Berra yerini belli edebilirmisin, makineler şuan seni kurtarmak için çalışmaya hazırlanıyorlar.
Zorlada olsa elimi küçük bir boşluktan çıkartıp güçsüz sesimle,
-Buradayım, ama lütfen çabuk olun dayanamıyorum.
-O zaman şöyle yapalım senle kendini bana anlat,olur mu?
-Tamam,ımm nerden başlıyayım?-Bilmem, en sevdiğin renk ne, nelerden hoşlanırsın, ne olmak istersin gibi klasik sorular işte, ha bu arada tanışamadık ben Gökalp Kuvars,sen?
-Bende Berra Dağdelen, memnun oldum. Anneme ulaşa bildiniz mi?
-Bende memnun oldum fakat annene daha ulaşamadık Berra.
-Peki..
-Ne olmak istiyorsun Berra?
-Sanırım, moda tasarımcılık okuyup kendi markamı açmak istiyorum.
-Biliyormusun Berra benim annem de kendi markasını açtı ve buradan çıktığın zaman eğer sende istersen sizi tanıştırabilirim.
-Çıkabilirsem tanıştırırsın.
-Öyle deme güzelim, sen buradan çıkıp kendi markanı açıcaksın hatta sana söz bundan sonra her adımında yanında ben olucam ve istediğin herşeyi başarmana yardım edicem,süper kahraman sözü, diyip güldü.
Bende inlemeyle karışık bir kıkırdamayla karşılık verdim.
-Gökalp gerçeği söyliycem, ben buradan çıkamıyacağım boşuna umutlanma olur mu? Seninde üzülmeni istemiyorum çünkü.
-Bu sözlerini sana buradan çıkınca hatırlatıcam ve o zaman süper kahraman sözünün gerçek olduğunu anlıyacaksın tamam mı?
-Hıhı, ondan.Gökalp beni anlamıyordu çıkamıyacaktım. Bunu aslında oda biliyordu ama bana 'sözde' çaktırmamaya çalışıyordu. Kim bilir dışarısı ne haldeydi, çıksam bile psikolojik olarak iyi olmadığım sürece pek farketmezdi çıkıp çıkmamak. Annem.. Kaç saattir sesi çıkmıyordu, büyük ihtimalle ölmüştü. Acaba rahatmıdır? Bizi özlemeye başlamış mıdır? Efe' m.. Acaba o nasıldır? Annemi öğrenince nasıl hissedicek? Yada beni öğrenince.. Sonuçta bende çıkamıyacaktım. Ama gözüm arkada kalmazdı, babam ona iyi bakardı. Ben kendi kendime dalmışken bir ses geldi ve felaketin durumunu açıkladı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
04.17
Novela JuvenilTarih :6 şubat Saat:04.17 'Ben babamın cesediyle 30 saat yan yana yattım' 'Ruhlarımız o enkazdan çıkamadı ama biz çıktık, onlarıda çıkartacağız' Hikayenin yanlızca bir kısmı gerçek hayattan alıntıdır. Geri kalanı kurgudur. Psikolojik şeyler içerir...