Babam gelen ani ama bana yakından tanıdık olan ihbarla yanımdan ayrıldığından beri eve tekrar gidip gitmemek arasında kalmıştım. Sanki kapıdan girdiğim anda katil beni de yakalayıp 'ölümü hak ediyorsun' deyip üzerime çullanacakmış gibi hissediyordum. Renkleri soluk koridorun başında, masada çalışarak günün geçiren Aydan ablanın karşısında duvara yaslanıp kollarımı bağdaştırmış saate ikide bir göz atıp duruyordum. Yaslandığım duvardan destek alıp doğruldum. Aydan abla rahatsız duruşumun farkında bir yüz ifadesi ile renkli gözlerini bana dikip;
- Hayırdır kuzum. Babanla bir planın vardı da yoksa seni yine es mi geçti? Diye merakla sordu. Bu merak dolu soruya karşılık iç çekip güldüm.
- Yok Aydan abla geçen seneden bu yana henüz öyle bir girişimim olmadı. Doğum günüme neyse ki daha var.
Kinayeli gülüşüm de ona bir şeyleri hatırlatmış olacak ki gülmeden edemedi. Babam geçen sene doğum günüme son bir ay kala herkese heyecanla anlatıp, planlar yapıp, çoğu yakınımızı kutlayacağımız yere kadar çağırıp kendisi unutmuştu. Buna Aydan abla da dahil olmuştu. Yine bir suçluya karşılık özel bir günümüz yenik düşmüştü. Uzun zamandır enselemeye çalıştığı suçluya karşılık ailesi...
"Unutma Hare kanun beklemez kızım."
Kendini bana gecenin sonunda aynen böyle açıkladığında anlamıştım mesleği ve kendisi ile arasına girmeye çalışmanın et ve tırnağı ayırmaya çalışmaktan farkı olmayacağını. Ben ise tırnakta çıkan ve rahatsızlık veren şeytan tırnağının ta kendisiydim belki de ona göre.
Duvardaki saat yeterli gelmeyip kolumdaki saate odaklanmıştım. Sanki duvardakinden farklı bir portre ile karşılaşacaktım. Burada durmanın hiçbir şeye katkısı olmayacağına kanaat getirdikten sonra kol çantama sıkıca elimi sarıp Aydan ablayla göz ucuyla selamlaşıp çıkışa doğru yürüdüm. Otomatik kapı aralanırken elini koyu renkli çokta uzun olmayan saçlarına daldıran, karşımdan aheste aheste yürüyen adama bakışlarımı sabitledim. Uzun boyu ve geniş omuzları olduğu ortamdan kendini belli etmesine olanak sağlıyordu belli ki. O da bunun farkında bir dik duruşla yürüyordu. Göz göze geldiğimiz anda 'iflah olmayan bir suçlu' profili onun için uyumlu gibi gelmişti. Bence kendini teslim etmeye gelmişti.
"Bağışlayın beni! Onu ellerimle öldürdüm,suçluyum."
İçimden geçirdiğim saçma dramanın vermiş olduğu duraksama ile kapıdan çıkmak için hala bekliyordum. Bay 'omuzlarım suçlarımla paralel' yanımdan geçtiğinde tam kapıdan çıkacakken kulak misafiri olduğum cümle biraz daha kalmak istememe sebep olmuştu.
-Kolay gelsin Aydan abla. Sinan komiser henüz teşrif etmediler mi?
-Yok Barlas komiserim. Teşrif ettiklerinde size özellikle mektup yollarım ne vardı?
Aydan ablanın gülerek soruya soruyla karşılık vermesinden sonra 'suçlu' profili kendisini imha etmiş yerine 'serseri polis' profili gelmişti. Kafamı hafif sağa yatırıp neden yaklaşık beş dakikadır bir yabancı hakkında ekstra çaba sarf ederek bilgi edinmeye çalıştığımı sorguladım. Ayaklarımı bir kağnı misali hareket ettirip hiç dönmek istemediğim yere doğru yola koyuldum.
BARLAS
-Kendisine haftanın siber vakalarından tereyağından kıl çeker gibi sonuca ulaştığım konusunda ufak çaplı bir hava atacaktım da o vardı.
Aydan abla verdiğim cevaba istinaden kıkırdayıp önündeki bilgisayara dönüp konuştu. Bir yandan güncel dosya işlemlerini halletmeye çalıştığı aşikardı.
-Eski bir depodan cinayet ihbarı aldık. Apar topar oraya gittiler. Gelince eğer enerjisi kalmış olursa sana, uğraşırsın.
Sanki şaşırmış gibi kaşlarımı kaldırdım. Önümdeki masaya kısa çaplı tıklatıp asker selamı verdim.
-Tamamdır kaptan!
Elimde odamın anahtarını sallaya sallaya koridorda yürüdüm. Herkesin dıştan Son Siber Suç Bükücü olarak gördüğü bilişim uzmanı Barlas moduna giriş yapılmıştı. Odamın kilidini açıp içeriye girdim. Kendimi koltuğa bırakıp arkama yaslandığımda uzun saatlerdir gergin bir kayış misali olan bedenimin gevşediğini hissetmiştim. Sinan komiser vakada kaset ise onun evindeydi. Tek yapılması gereken bir sonraki günahını kendi ruhuyla temizleyecek olan sözde 'kurban' rolündeki kişiyi bulmaktı. Karanlık tarafımın yaptığı her olguyu Komiser Barlas gizleyecek ve avucunun içinde tutacaktı. Ta ki Komiser Sinan'ı da ağıma düşürene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Killer; NYCTHOPHİLE
Mystery / ThrillerBarlas gecenin büyüleyici manzarasını başını geriye doğru sakince yatırıp izlerken artık aklında bir tane bile soru işareti kalmamıştı. Saatler önceki hayat karmaşasından geriye tek bir iz bile kalmayacak şekilde her şey aydınlığa kavuşmuştu. K...