Süleyman'a öyle bir odaklanmıştım ki gözlerinin mavisinden kayboluvermiştim bir anda içimden lütfen mantıklı bir açıklama yap ve beni masumluğuna ikna et dedim. Süleyman dudaklarını araları ve şu sözleri söyledi "evet çok çalıştım. İnsan öldürmek, müze soymak kolay değil. Biraz tıp biraz da bir iki üç tıp."dedi. Sonra da işaret parmağını dudaklarımın üzerine getirip "şişşşşt"yaptı. Ve kulağıma yaklaşıp fısıltı bir sesle "bu duydukların bu odadan dışarıya çıkmayacak tamam mı?"dedi. Dediklerinin karşısında şok olmuştum. Bir anlık kendimi kaybettim ve kendimi geriye doğru attım. "Hayır hayır lütfen bunları yapmamış ol." diye bağırdım. Gözümden yaşlar süzülüyordu. Derken bir anda Süleyman'ın "Kübra"değişiyle irkildim. Gözlerinde kaybolduğum adam az önce duyduklarımın hiç birini dememişti. Ben sadece fazla odaklandığımdan kafamda senaryo kurmuştum. Bir anlık derin bir nefes alıp rahatladım lakin bu benim korkuma engel olamamıştı. Süleyman "iyi misin?"dedi. Kafamı sallamakla yetindim. Süleyman derin bir nefes alıp bana geri döndü "bak güzelim benim senden sakladığım bir şey aslında yok ben sadece senin hiç bir şey hatırlamadığı varsayarak açıklamaya çalışıyorum. Evet bu evi çalışarak aldık ama şöyle bir şey de var. Ailem bu ev için para yardımı yapmadı ama bana çok büyük bir miktarda miras kaldı." Şaşkın Şaşkın ona baktım ve "Hani ailenin desteği yoktu?"dedim. Gülümsedi. "Miras ailemden kalmadı."dedi. "Nasıl?"dedim hayretle. Tekrar gülümsedi hatta güldü... "Ben tıp 3.sınıftayken bir gün ilk yardımla yaşlı bir amcanın hayatını kurtarmıştım. Verilmiş sadakası varmış ben yalnızca aracı olmuştum. İşte o amcayla o gün tanışmıştık. O da huzur evinde kalıyormuş. Ben sonra onu her gün ziyaret ettim. Hayır duasını aldım. Geçen sene vefat haberini aldım. Çok üzüldüm. Cenaze için gittiğimde ise amcanın çok zengin olduğunu öğrendim. Ve amcanın tek ziyaretçisinin ben olduğumu söylediler. Kasım amca bütün mirasını bana devretmiş."dedi. "Kasım amca ha?"dedim şaşırarak. Süleyman bana biraz daha yaklaştı ve "şimdi bana inandın mı?"dedi. Kafamı salladım heyecanla çok stres olmuştum. "Hı hı."diyerek arkamı dönüp gitmeye çalıştım. Fakat o kolumdan tutup beni kendine doğru çekti. "Aklında bir soru kaldı mı?"dedi. Kalbim yerinden fırlayacaktı şimdi. Artık sorum kalsa bile unutmuştum. "Yo yok."dedim. Ve kollarından kendimi çekip usulca odadan çıktım. Koşar adımlarla kendimi odama atmıştım. Elimi kalbime götürdüm ve diğer elimi de ağzıma götürüp sessiz bir çığlık attım. Bu adam bana ne vaveylalar kopartacaktı kim bilir...
Yeni bir gün yeni bir sabah kendimi mükemmel hissediyordum. Çünkü bugün dışarıya çıkacaktım. Kapım tıklandı. Koşarak ,sevinçle kapıyı açtım. Karşımda Süleyman'ı gördüm. Ah gözlerinde kaybolduğum adam... bi süre gözlerinin maviliğine daldım. "Sabah şerifleriniz hayır olsun Süleyman Beyciğim."dedim. Ay ne ben bunu sesli mi söylemiştim? Süleyman kıkırdayarak gözlerimin içine baktı. "Sizin de hayrolsun Kübra Hanımcığım."dedi. Gülümsedim. Çok utanmıştım. "Bugün sizleri ufak biz gezintiye çıkaracağım uygun musunuz hanımefendi?"dedi. Sonra da sırıttı. Ben nasıl biz koz vermiştim şimdi benimle kim bilir ne kadar dalga geçecekti? Sırıttım ve kızarmış olan yanaklarımı hissedip ellerimi yanaklarıma koydum. Arkamı dönüp "eee şey öhöm." Kafamı toplayıp geri döndüm ve "tabi ki müsaitim."dedim. Bu güzel konuşmalardan sonra hazırlanmak üzere giyinme odasına geçmiştim. Üzerime tarçın rengi belden kloş vintage tarzı bir elbise giydim ve havaların biraz soğuduğunu bildiğim için de üzerime yeşil bir trençkot giymiştim. Saçlarımı da güzelce tarayıp üzerime salmıştım. Aynaya baktığımda güzelliğim karşısında nutkum tutulmuştu. Şaka şaka kendimi kendi içimde övmek hoşuma gidiyor. Tek eksik parçamın ayakkabı olduğunu düşünüp yeşil bilekten bağlamalı bir ayakkabı giydim. Sonra tarçın rengi ufak bir çanta alıp dışarıya çıktım. Çantama telefonumu koymuştum. Aşağıyla indiğimde benimle uyumlu giyinmiş bir Süleyman görmüştüm. Sanki aklımı okumuştu. Çok tarz giyinmişti...Tam kapıdan çıkarken koluma girdi. Kalbim bu sefer kesin çıkmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla
AventurăBiraz gizem biraz macera Beğenmeniz umuduyla Hafızasını kaybetmiş bir kızın hikayesi Acaba her şey göründüğü gibi mi? Gördüğü kişiler gerçekten doğruyu mu söylüyor? Güvenebileceği kimse yokken o yapayalnız karanlığından çıkabilecek mi? Beyninin ça...