-20-

412 56 34
                                    



Evin önünde zile bastıkları anda geldi aklına Felix'in. Jisung hala evdeydi. Eve gelmeden önce ona haber verecekti ama bunu unutmuştu. Bir sıkıntı çıkmamasını umarak alt dudağını dişleri arasına aldı ve bekledi. Kapı yavaşça açıldığında henüz yeni yaptırdığı kıvırcık saçlarıyla Jisung karşılarındaydı. Yüzünde belli olan bir gülümseme varken karşısında Bangchan ve Felix'i gördüğünde donakalmıştı. Çünkü o da Felix'in gelmeden önce aramasını bekliyordu.

"Bahsettiğin arkadaşın Jisung muydu gerçekten?"

Bangchan'dan gelen bıkkın ses ile ne diyeceğini bilemedi Felix. Doğru olanı yaptığını düşünse de yanındaki adam aksini yapmış gibi davranıyordu her seferinde. "Evet, Jisung ve Changbinden başka Jeongin'i emanet edebileceğim biri yoktu. Onlara sen de güveniyorsun çünkü. Bu yüzden Jisung'u çağırdım ama yemin ederim başka bir niyetim yoktu. Sadece-"

"Geldiğin için teşekkür ederim Jisung."

Beklemediği cümle ile bir şey demedi Felix. Araya girmek istemedi. Jisung'un dolan gözlerini ve onlara tezat gülümseyen dudaklarını görebiliyordu. Tuttuğu bavulu bıraktı ve eğilip botlarının iplerini çözdü. Bangchan de elindeki çantayla içeri girmiş ve bavulu da arkasından çekmişti. Yanlarında bekleyen Berry ise Bangchan ile birlikte koşarak takip etti onu.

Hepsi içeri girdiğinde Televizyonun başında oturan Jeongin de gelmişti neşeyle yanlarına. Berry'yi görmesi onu mutlu etmişti ama abisinin halini fark ettiğinde bütün neşesi bir anda yok oldu. Üç gündür onu hiç olmadığı kadar keyifli görürken bu halini görmek istemiyordu. Sormaktan çekinse bile "Bir şey mi oldu?" diye sordu.

Elindeki çanta ile yukarı çıkmaya başlayan Bangchan ise "Artık gidecek bir evimiz yok." cevabını verdi sadece.

Salonda kalanlar onun arkasından bakarken Felix merakla ve şokla bekleyen ikiliyi nasıl aydınlatabileceğini düşünüyordu. "Şey.. Eve gittik ve her yeri dağıtmışlardı. Kırılan eşyaların arasında adım atılacak yer bile yok neredeyse. Berry de evin içindeydi. Birkaç eşya ve onu alıp geldik işte öyle."

Yere bakarak söylediği cümlelerden sonra göz ucuyla Jeongin'e baktı korkarak. Onun ise yüzünde herhangi bir mimik yoktu. Öylece kendisine bakıyordu sadece. "Kurtulduk mu yani?" diye sordu. Ne demek istediğini anlamayan Felix kaşlarını kaldırarak baktı Jeongin'e. "Neyden?"

Gözleri doldu küçük olanın ama bunun üzüntüden olduğunu düşünmüyordu Felix açıkçası. Ellerini iki yanında yumruk yapıp kendini sıkan çocuk oldukça sinirli duruyordu. "O lanet evden sonunda kurtulduk mu? Keşke içini kırıp dökmekle uğraşmayıp direkt ateşe verseydi. Böyle zahmete girmemiş olurdu."

Başka bir şey demeden hızlı adımlara abisinin arkasından yukarı çıktı o da. İki sahibinin de yukarıda olduğunu gören Berry ise durmadı yanlarında. Jeongin'in hemen peşinden ilerledi. Salonun ortasında kalan Felix ve Jisung ise olayı atlatmaya çalışıyordu.

―♡―

"Bende de birkaç kitap var getiririm. Kısa bir tanışma kısmından sonra biraz konuştuk Jeongin'le ve ders konusunda gerçekten hırslı. İyi bir meslek edinip kurtulmak istiyor."

Elindeki matematik kitabını rafa yerleştirdi Felix. Jeongin abisinin yanında olduğu için Jisung'la ikisi çantadakileri yerleştiriyordu. Alabildiği kitap sayısı çok değildi. Çoğu yırtılmış ya da üzerine su dökülmüş olduğu için sağlam olanları almıştı.

Love Story | Chanlix ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin