♡
"Sen arkadaşınla yaşadığından bahsetmemiş miydin?"
Felix elindeki kurşun kalemin tepesini dişleri arasında çiğnerken koltukta oturan Chan'dan aldığı soru ile başını kaldırıp ona baktı. Jeongin'le birlikte yerde oturmuş soru çözüyorlardı. Daha doğrusu Jeongin çözüyor ve anlamadığı bir yer olduğunda Felix'e soruyordu ama onun da pek anladığı söylenemezdi tabiki. "Hyunjin'i mi diyorsun? Ben onu kovdum ya."
"Nasıl kovdun?"
"Sevgilisi var. Sürekli onunla birlikteydi zaten burayı otel olarak kullanıyordu. Ben de dedim yürü git Seungmin'le kal o zaman. Aslında şaka yapmıştım ama cidden gitti." Omuz silkip geri kitaba döndü. Arkadan Chan’ın kıkırtılarını duyabiliyordu.
Bir süredir duymayı en sevdiği şey de buydu zaten. Yeter ki Vhan gülsün ve ben her dakika onu dinleyeyim. Felix sadece bunu istiyordu.
"Ya! Ben yapamıyorum Felix Hyung olmuyor. İntegral çok zor." Jeongin'den gelen ağlamaklı sesle Felix de elindeki kalemi yere bıraktı ve yüz üstü uzandığı zeminde doğrulup bağdaş kurdu. "Bir şey diyemeyeceğim Jeongin ben de anlamıyorum çünkü haklısın."
Bir süredir dersleri kaçıran Jeongin, üstüne okul kaydını başka bir yere aldığında ve şu an gittiği okul öncekine göre ileride olduğundan dolayı birçok dersi kaçırmıştı ve evde bunları toparlamaya çalışıyordu elinden geldiğince. Belki dersini görse çok iyi anlayacağı şeyleri tek başına anlamıyordu.
Bangchan oturduğu koltuktan kalkıp bedenini Felix'in yanına bıraktı ve kardeşinin kitabını önüne çekti. "Ver bir bakayım şu integrale." diyerek sorulara göz gezdirirken elinde Felix'in tepesini kemirdiği kalem vardı. "Ah bunlar kolay. Yaklaş bakayım bana anlatacağım."
Onlar daha rahat çalışsın diye oturduğu yerden de kalkıp mutfağa çevirdi adımlarını. Chan ile görüşmeye başladığı günden beri şu aralar en iyi hissettiği dönemdi. Çünkü görebiliyordu. Bangchan burada gerçekten huzurluydu. Başlarında onları kovalayan bir amcaları yoktu en başta. En azından henüz onları bulamamıştı ve bulsun istemiyorlardı.
Ayrıca Bangchan'ın yeni bir işi vardı. Başka bir kafede garsonluk yapmaya başlamıştı. Felixe göre onlar şu an sevimli bir aile gibiydi ve işte bu Felix'in hoşuna giden kısımdı zaten. Changbin ile de aralarını düzeltmiş olması her şeyin dört dörtlük olmasına sebep olmuştu ama işte bu yüzden içinde bir endişe vardı Felix'in. Neden her şey bu kadar iyi diye sorgulamadan edemiyordu birkaç gündür.
Yine de bu düşüncesini kendinden uzak tutup dolaptan çıkardığı meyveleri yıkadı güzelce. Saat akşam dokuza gelirken bu tarz şeyler yemesi yasak olsa da canı çektiği için görmezden geldi. Elmaları ve portakalları dilimler halinde tabağa koyup salona geri geçti kısa süre içinde. "Hadi biraz mola verin olur mu? Jeongin'in kafasından duman çıkıyor çünkü."
"Beni anlayan bir kişi! Teşekkürler Hyung gerçekten." abisine dil çıkartıp gülümseyerek Felix'in masaya bıraktığı tabaktan bir portakal attı ağzına. Felix ona gülümseyerek bakarken Bangchan kardeşini kafasından hafifçe itirerek "Aptal" demişti. Ardından da oturduğu yerden kalkıp merdivenlere yöneldi.
"Nereye gidiyorsun yemeyecek misin?"
"Bugün çok yemek yedim. Hiç zorlamayayım. Teşekkürler yine de." dudaklarındaki ufak gülümseme ile yukarı doğru çıktı. Felix onu gözden kaybolana kadar izleyip önüne dönmüş ve ağzına bir elma dilimi atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Story | Chanlix ✓
FanfictionBilinmeyen Numara: Romeo, beni yalnız olabileceğimiz bir yere götür Bekliyor olacağım; yapmamız gerek tek şey kaçmak Sen prens olacaksın ve ben ise prenses Bu bir aşk hikayesi bebeğim, sadece 'Evet' de. 251021 - 081123