Litost

66 8 1
                                    

Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin . Yorumlarınızı okuyup hatalarıma varmak benim için çok önemli.

İyi okumalar :)

Beyaz zambaklar ülkesinde kitabını bilir misiniz ?
17. Sayfasında şöyle bir söz yer alır ;
Hiçbir şeyde aşırıya kaçmamalı, hiçbir şey tek yanlı , tek gözlü olmamalı ..
Herşey ölçülü olmalı , zamanında ve yerinde yapılmalı

İşte benim hayatım bundan ibaretti .

Asla dikkatsizliğe, sorumsuzluğa , ac gözlülüğe yaklaşılmamalı , uyulmamalı ...., Yaparsanız / yapılırsa hayatınızın yarışı çöp arabasında geçer ..

"Canım annem bıraktı kravatımı bari ben yapayım ."
Boy aynasına sırtı dönük bir şekilde kravatımı duzeleyen anneme karşılık olarak

"Senin müfettişliğinin ilk gününde tabiki de ben seni hazırlayacağım! Sonuçta artık kocaman adam oldun . İşinin ehlinde olacak!"

Derken gözlerimin içine bir anda baskılayıcı bakışlarını gönderdi .
Anlayıp hafiften zorla gülümseyerek onlaylar bir bakışla geri mesaj attım .

Bakışlarını indirip konuşmasına devam etti
"Annene araba alacaksın ." Bunu derken gözlerinin içinin parladığını farkettim .

Kravatı bırakıp yakalarimi düzeltirken bakışlarını kısa süreliğine gözlerime yollarken
"Sarısından<3"
Dedi nazlı ve cilveli bir ifadeyle

"Tabiki annecim ! Sen benim ilk aşkımsın .tabi ki araba alacağım hemde altın sarısından ! "
Gülümseyerek yanaklarını iki elimle sıktım

Yakalarimi bırakarak ellerimden kurtuldu yüzü asıktı yada asmıştım.

"Gerçek altın diyeceğini sanmıştım ." Bunu söylerken ayaklarındaki ev terliklerini yere vura vura boy aynasına yansıyan koltuğa oturdu .

"Anne ben dolandırıcı mıyım ki benden altınlı araba istiyorsun ?"
Olduğu yerden hızlıca kalkıp dış kapıya ilerledi.

Kapı kolunu çekti ve başıyla bahçe gibi olan dışarıyı işaret etti
"Çık dışarı!" Dedi somurturcasina

Hiç aldırış etmeden boy aynasına yansıyan koltuğa ilerleyip oturdum .

Gelen bildirim sesiyle koltukta yayılıp elimi cebime götürdüm
Telefonu çıkardım gelen bilinmeyen mesaj yazan mesaja tıkladım . Şifreyi de girdikten sonra mesaj sayfası açıldı.

Mesajı okuyunca olduğum yerde doğruldum . Koltukta telaşlı bir şekilde duruyordum ve annemin bunu anlaması çok kolaydı .

Yanıma oturan annemi görünce oturduğum koltuktan hızlıca kalkıp telefonu kapattım .
Kapattığım gibide cebime tıkıştırdım

Annem de ardımdan telaşlı bir şekilde kalkıp
"Ne oldu !? Birşey mi var !? Ne gördün ??? Ne geldi sana !?"

Soruları durmadan siralayinca endişe ve sıkıntının verdiği stresle " yok bişey ! "

Bu çalkantılı ses ve cümlem ile annemi kırdığım çok barizdi..
Zorla gülümseyerek"ah! Geç kalmışım sadece."

Koltuğun önündeki masanın üstünde duran telefonuna uzandı .
Telefonu alıp ekranı açtı ve
"Hayır ? Daha iki saat var ."

Doğruydu kim saat 5'de giderki ? Ayrıca benim vardiyam saat 8 de başlıyordu .

"Az önceki mesajda saat 05:00de çıkmam geretigi iletildi . Bu yüzden gergindim çünkü saat şuan da 04:39"

FREZYA | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin