Daha okuduklarımın şokundan çıkamamışken Kumru'dan bir mesaj daha geldi. "Sana ihtiyacım var." Kumru'nun annesi ile babası boşanıyorlardı. O tanıdığım mutlu aile... Yıkılıyordu demek... Günüm mükemmel başlamıştı(!)
Hemen Kumru'ya bir cevap yazdım "Parkta buluşalım." Kumru'dan sanki bunu bekliyormuş gibi anında mesaj geldi. "Olur."
Apar topar üstümü değiştirdim. Siyah kazak, siyah pantolon, siyah hırka... Cenaze kombinim tastamam. Telefonumu yanıma alıp odamdan çıktım ki annem önümde belirip "Nereye?" dedi. Sinirlenmemeye çalışırken "Kumru ile parkta buluşacağız." dedim. Suratında bezmiş bi ifadeyle ve sanki yürürken ayağıyla gereksizce fazla ses çıkararak oturma odasına gitti. Ben de hemen siyah botlarımı giyip evden çıktım.
" Haydaa! Ne ara yağmur yağmaya başladı?" diye söylendim. Aldığım hırka yetersizdi ama Kumru'yu bekletemezdim. Merdivenlerden inip gökyüzünden düşen iri yağmur damlalarıyla karşılaşınca ürperdim. Etrafa bakındım Duman'ı göremeyince dış kapıdan dışarı çıktım. Hızlı hızlı yürürken yağan yağmur tenimi ısırıyordu. Aldırmamaya çalışarak parkın yolunu tuttum.
Yolda yürürken trafiğin uğultusu kulağımı yoruyordu. Normalde bizim burada fazla trafik olmazdı. Parka az kalmıştı. Kumru ile evlerimiz yakın olduğundan Kumru gelmiştir diye düşünüyordum. Ve biraz daha yürüyünce parka gelmiştim.
Kumru ile her zaman oturduğumuz yere baktım. Tabi ki ordaydı. Hemen yanına gitmedim biraz onu izledim. Ela gözleri hokka burnu ve siyah düz saçlarıyla çok güzeldi ama ruhen tamamen çökmüş görünüyordu. Yanına gidip oturdum. Siyah çamurlu botlarını huzursuzca sallıyordu. Beni görünce bastırmaya çalıştığı göz yaşları gözlerinden akın etti.
Hiçbir şey demeden bana sarıldı. Normalde sarılmaktan nefret ederdim ama şimdi Kumru'ya sarılmalıydım. Ayrıldıktan sonra bir süre sessiz kaldık. Ben sormadan anlatmasını bekledim. Biraz sonra anlatmaya başladı "Annem ve babam boşanıyorlar Alena." Bunlar bildiğim kısımlardı. Devam etti "Bana hiçbir şey söylemediler Alena düşünebiliyor musun? Sadece boşanıyoruz deyip kestirip attılar." Buna şaşırmıştım Kumru tek çocuktu ve ailesiyle çok mutluydu. Ailesi neden Kumru'ya hiçbir şey söylemeden boşanıyorlardı ki. Çok saçma. Kumru "Onlara inanamıyorum. Bu aralar tartışmaları sıklaşmıştı ama bu noktaya nasıl geldi? Anlayamıyorum Alena . Anlayamıyorum." diye bitirdi sözlerini ve tutamayacağını anladığı gözyaşlarını serbest bıraktı.
Başını omzuma yasladı ,ağlamaya devam ediyordu. Kolumu omzuna attım. Tek söylediğim şey "Üzülme." oldu. Maalesef teselli etme konusunda usta sayılmazdım. Nihayet Kumru'nun ağlaması bittiğinde başını omzumdan çekti. Omzum uyuşmuştu.
Ben Kumru'ya odaklanmışken yağmurun dindiğini ve gökyüzündeki muhteşem gökkuşağını görmemiştim. Bu olanlara inat gökkuşağı tüm görkemiyle havadan bizi izliyordu. Kumru güzel ela gözleri ile gözlerimin içine baktı. "İyi ki varsın." dedi. Gülümsedim "Sende."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAYDAN GELEN
Ficção Científica17 yaşında olan Alena lise son sınıfa gidiyor. Arkadaşları ve ailesi ile aralarındaki kopuk bağdan dolayı çevresindekilere soğuk davranan bi kız olup çıkmıştır. Hayatı anormal derecede normal olan Alena nın hayatı birgün hiç beklemediği değişmeye ba...