0.1

10 1 0
                                    

Sabah okulun ilk günü için hazırlanmış kahvaltı ediyordum. Kahvaltımı ettikten sonra Melike'ye mesaj atıp evden çıktım. Bir kaç sokak aşağıda Melike ile buluşup okula doğru gitmeye başladık. Okulun kapısının önüne varınca Evrin de gelmişti ve beraber konuşa konuşa sınıfa doğru gittik.

Zil çalınca aşağıda sıra olmak için indik ve müdür yine klâsik konuşmasını yapıp herkesi bir güzel tembihledi. Sonrasında da İstiklal Marşı'nı okuyup okula girdik. Biraz aşağıda oyalandığımız için herkes toplanmıştı ve bir şey konuşuyolardı. Yanlarına gidip dinlediğimizde 12/A'ya yeni birilerinin geleceğini duyduk. Birinin babası koreliymiş sanırım. Melike ve Ervin'e dönerek "Size ayarlarız yaa" diyerek güldüm.

Biraz sohbet ettikten sonra hoca girmişti derse ve herkes bir yere geçti. Melike ile Evrin yanyana oturdu bende onların önüne oturdum. Yanıma da sınıftan yakın sayılabilecek bir arkadaşım geçti. Tatil hakkında falan konuşurken ders geçip gitmişti. Zil çalınca dışarı çıktık ve bahçeye inmeye karar verdik. Üçümüz aşağıya inerken merdivende Melike bir çocukla çarpıştı. Kim olduğuna baktığımızda tanımadığımız biriydi ve yanında başka bir çocukta vardı. Sanırım bunlar yeni gelen iki çocuktu. Fazla önemsemeyip aşağıya indik. Daha Ege -yani sevgilim- gelmemişti. Geç gelme gibi bir huyu vardı.

Zilin çalmasına az bir vakit kala Ege gelmişti. Uykudan yeni uyanmış gibi görünüyordu ve hiç mutlu görünmüyordu. Büyük ihtimalle Sema teyze onu zorla uyandırıp göndermişti. Yanımdan geçerken kısa bir "Günaydın" deyip uzaklaştı. Arkasından bakıp kızlara döndüm. Evrin konuşmaya başladı.

"Seninkinin morali düşük gibi."

"Sabah erken kalkmaktan nefret ediyo Sema teyze de kesin zorla uyandırıp gönderdi bunu."

"Belli belli."

Biz konuşurken zil çalmıştı. Yukarı çıkarken şu 4 katı zor çıkmıştık nefes nefese. Kesin erken yaşlanacaktık. Zar zor bi şekilde çıktıktan sonra sınıfa girdik. Ders başlayınca kitapları falan dağıttılar. Zaten bu derste böyle geçmişti. Herkes o sıra telefon bakıyordu zaten biz de aramızda konuşuyorduk.

"Şu bana çarpan çocuk ve yanında ki herkesin bahsettiği yeni gelenler sanırım"

Evrin hemen lafa girdi. "Şu çekik gözlü de iyiymiş."

"Baya beğendin bakıyorum."

"Beğenilmez mi oğlum çok yakışıklı."

Tabi tabi der gibi baktım.

"Evet Yeliz Ege'den daha yakışıklı."

"Ya hadi ordan Ege'm daha iyi."

"Önce okula yataktan kalktığı gibi gelmemeyi öğrensin sonra daha iyi mi değil mi bakarız."

"Oğlum çocuk erken kalkmayı sevmiyo ne yapsın. Saat 9'da da uyusa sabah 7'de kendi hayatta kalkamaz"

"Sen gibi değişik işte ne olucak"

Gülüşüp konuşurken zaman yine anlayamadığım derecede hızlı geçmişti. Ege'ye bakmak istediğim için kızları da zorla yanımda götürüp Ege'nin -ve iki yeni kişinin- sınıfına gittik. Kapıdan baktığımda Ege en arkada sıraya yayılmış uyuyodu. Yanına gitmek için sınıfa girdim ve kızlarda arkamdan geldi. 2 yıldır sınıftakiler alışık olduğu için sınıfa girmemize bir şey diyen yoktu. Ee tabii 9'dan beri ondan hoşlanınca ve 10'da sevgili olunca ben onların o da bizim sınıftan çıkmamıştı. Neyse olaya gelirsek eğer ben Ege'nin yanına gitmiş onu uyandırmaya çalışırken Melike ile Evrin yeni gelen çocuklara bakıyolardı.

"Egeeee bi uyan yaa!" Dürtmeye başladım.

"Ya kızım uykum var sonra gelirim ben yanına" geçiştirmeye çalışırken daha çok dürtmeye başladım. "Kalkana kadar burdayım". Ben onu uyandırmaya çalışırken kızlar hala çocuklara bakıyordu.

Sevda Büyüsü FiruzelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin