Kapının arkasından bağıran sesler iyice boğuklaşmıştı, birbirine karışan sesler anlamsızlaşmıştı. Yerde diz çökmüş halde, ağlamakla ağlamamak arasında gidip gelirken sayıklamaya başlamıştım.
Sebebi neydi ki? Sebebi neydi ki? Sebebi neydi ki? Sol elim alnımda şakaklarımı sıkarken avucumdaki bir kutu hapla sağ elimi sallıyordum. Arada sol elimi de yumruk yapıp başımı yumruklarımın arasına alıyor, üzerimde parçalanmış tişörtümü arada çekiştiriyor ve nefes almaya çalışıyordum.
Burada artık bu ıstırap son bulmalıydı ama ben bu kadar cesur muydum? Hayatım boyunca hiç cesur olmadım, hiç risk almadım, sorumluluktan kaçındım. Şimdi de üzerime düşeni yapmam lazım, bencilce yaşadığım bir hayatı, bencilce düşüncelerle sonlandırmalıyım. Giden için zor ama aslında oldukça da kolay bir karar ama ya arkada bıraktıklarım? Hayatımda yer edinen kimse tarafından değer görmemeye alıştım, bu nedenle yokluğum kimseyi rahatsız etmez ama ya çocuklarım?
Varlığım ileride onları da memnun etmeyecek biliyorum fakat şu anda yokluğum onları daha da kötü etkileyecek. Ağlama sesleri geliyor odanın dışından, neden bencillik yaptım da onları dünyaya getirdim ki? Ben yaşayamadığım için onların da yaşamını zehir edecek hayatı yaşamalarına sebep oldum. Senelerce isyan edip de kendi durumuma düşürdüm onları da.
Mantık ne zaman devre dışı kalıyor? İyi olanı yaşamak yaşatmak varken neden taşlı yollara giriyoruz. Bu soruları senelerce sordum kendime, çoğu zaman yanıtsız kalsa da.
Tekrar düşüncelerimi çocuklarımın ağlayış sesleri bozuyor, bir yandan kapıyı kıracağız, polisi arayacağız seslerini duyuyorum. Çocuklarımın ağlayışlarıyla artık tutamıyorum kendimi, nefesim kesilecek kadar içimi çeke çeke ağlamaya başlıyorum. Gözyaşlarım, ağzımda toplanıyor, yere uzanıyorum, küçüldükçe küçülüyorum, cenin pozisyonuna geçiyorum, kendi kendime yeter yeter yeter diye bağırdıkça daha da şiddetli ağlıyorum.
Savunmasızım, çaresizim, sondayım. Küçük de olsalar zihinlerinden çıkmayacak bir sahneyi yaşıyor şu anda çocuklarım. Nereden mi biliyorum? Çünkü benim de zihnimden çıkmıyor küçücük gözlerimle annemle babamı gördüğüm o sahneler. Annemin çaresizliğinde çıkış yolu olarak gördüğü yolu bilerek mi tercih ettim yoksa bilinçaltım beni bu yola mı sürükledi?
Korkuyorlar, eşim bunları yaşattığım için beni affetmeyecek biliyorum ama ayağa kalkmam için de onun elini uzatması lazım. Bu korkuyu ve endişeyi onlara yaşattığım için yine nefret ediyorum kendimden. 40 senedir artık nefret etmeyecek halim kaldı mı kendimden bilmiyorum ama nefret ediyorum kendimden.
Şimdi ayağa kalkacağım, mutfak lavabosunda yüzümü yıkayacağım, elimdekileri çöpe atıp, kapıyı açıp ailemi kucaklayacağım. Her şeyin geçtiğini söyleyip onlara sıkı sıkıya sarılacağım. Bana güvenmelerini, artık bu durumun bir daha yaşanmaması için elimden geleni yapacağıma söz vermeliyim. Ama ben bunu yapacak mıyım? Yapabilecek miyim? Hayatımda bir kez olsun doğru karar verebilecek miyim?
Her şeyden önemlisi önce kendimi sevebilecek miyim? Kendimi sevmekle hayata tutunup kaderimi kendi ellerimle değiştirebilecek miyim?
Yaşadıklarım beni bu hale getirdi ama yaşarken yanlış tercihler yapan ben ile beni buna zorlayan çevrem arasında asıl sorumluluk sahibi kim? Yine suçlu bulma çabasına giriyorum. Birisi neden suçlu olsun istiyorum, vicdanımı rahatlatmak için mi? Ama suçu kendimde gördüğümde hissettiğim duygular vicdanımı rahatlatıyor mu yoksa daha da yük mü bindiriyor?
Hayatım geliyor gözümün önüne, neden neden neden diye sorduğum ama senelerdir yanıt bulamadığım bu halime şimdi orada iyice küçülmüş, ezilmiş ve yok olmak üzereyken son defa yanıt arıyorum.
Neden, neden? Neden bu haldeyim? Neden ben? Neden yaşamaya değer bir hayat yerine yaşayamadan yaşanan bir ömrü tercih ettim ya da etmek zorunda kaldım, neden?
Son defa bu yanıtı arıyorum bu hikayemde. Yaşadıklarıma hep beraber göz atalım ve sebeplerini hep beraber bulmaya çalışalım, sonra da bitsin bu hikaye, son bulsun yaşayamadan yaşamak ya da yaşamın ta kendisi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayamadan Yaşanan Bir Ömür
Non-FictionBu hayata gelmeyi biz seçmedik, annemizi, babamızı biz seçmedik ama seçimlerimizle bu hayatı yaşayamamak tamamen kendimizle alakalı. Güneşin ışığının kara bulutların arasından süzülmesi, çöllerin geride kalıp ormanların karşıda olduğu gerçeğini bilm...