1

5.7K 254 242
                                    

sevgilim
arabanı evimin önünden çek


Satoru'nun telefonunun ekranı, almayı beklediği mesaj bildirimiyle aydınlandığında düz bir çizgi şeklindeki dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı.

Arabasını neredeyse her gün -eski- sevgilisi Maiya'nın evinin önüne park ediyordu ve her gün de ondan bu şekilde mesajlar alıyor, bu da deli gibi hoşuna gidiyordu. 

Ayrılıklarından sonra ilk defa arabasını onun evinin önüne park ettiğinde, Maiya'nın düşündüğünün aksine bunu bilinçli ve onun sinirinin bozulması için yapmamıştı. Arabasından inip karşısındaki evin kendi evi değil de yan taraftaki sevgilisinin evi olduğunu görünce yanlış yere park ettiğinin bilincine ancak varabilse de arabaya tekrar binip arabayı kendi evinin önüne çekemeyecek kadar üşengeç biriydi.

Arabasını Maiya'nın evinin önüne park etmek Satoru için alışkanlık gibi bir şeydi bir nevi. Sonuçta, kısa bir zaman öncesine kadar o da Maiya ile bu evde yaşıyordu ve şimdi hemen yan taraftaki evde yaşıyor olsa bile hala bu alışkanlıktan vazgeçememişti. Ayrıca, bu alışkanlık ona Maiya ile her gün mesajlaşma olanağı verirken Satoru bu alışkanlıktan vazgeçmeyi düşünmüyordu bile.

İlişkileri biteli ne kadar zaman olmuştu ki? Bir ay? Veya iki? Satoru saymıyor, saymaya da gerek duymuyordu. Zira ona göre ilişkileri tamamen bitmiş değildi, onlar hala birbirlerine bağlıydı.

İki ay önce olduğu gibi aynı evde yaşamıyorlardı belki ama evleri yan yanaydı ve birbirlerine hala yakınlardı. Aynı yatağı paylaşmıyor veya sevgi dolu zamanlar geçirmiyorlardı ama hala konuşuyor ve birbirlerini görüyorlardı.

Bir ilişkiyi tamamen bitirmek öyle kolay değildi ve birbirlerinin gözleri önünde oldukları sürece ilişkilerinin tamamen bitmesi mümkün değildi. Satoru da bunu biliyor ve bunu zorlaştırabildiği kadar zorlaştırıyordu. Çünkü asla biricik -eski- sevgilisi Maiya'nın hayatından çıkmak gibi bir niyeti yoktu.


sevgilim
daha kaç kere söylemem lazım?
şu lanet arabanı evimin önüne koymaktan vazgeç


Maiya'dan gelen yeni mesaj bildirimleri ile Satoru'nun dudaklarındaki gülümseme daha da genişleyerek küçük bir sırıtışa dönüştü ve yayılarak oturduğu salonundaki büyük koltuğunda heyecanla tepindi.

Hoşuna giden bir şey vardı ve bu onu heyecanlandırıyordu. Ayrılmış olmalarına rağmen Maiya onu görmezden gelmiyordu. Satoru'nun yaptıkları yüzünden görmezden gelemiyor da olabilirdi ama bu Satoru'nun biraz bile umrunda değildi. Maiya'nın her zamanki gibi kendisini azarlayıp emirler yağdırması o kadar tanıdık hissettiriyor ve hoşuna gidiyordu ki ilişkilerinin bitmediğini ve aralarında hiçbir şeyin değişmediğini düşünmesine sebep oluyordu.


gojo satoru
sen de arabanı benim evimin önüne koy ve ödeşelim :)
ah ama kendi evimin önünde diğer iki arabam olduğu için yer yoktu

sevgilim
bir tanesi neyine yetmiyordu acaba
gerçi kime soruyorum
sen zaten hiçbir zaman hiçbir şeyin bir tanesiyle yetinemedin


Satoru'nun yüzündeki küçük sırıtış dondu ve yavaşça kaybolmaya başladı. Maiya'nın kırıcı sözleri, aralarında değişmeyen bir başka şeydi. Satoru buna alışıktı. İlişki içindeyken de sert ve kalp kırıcı şeyler söylediği oluyordu ve Satoru, Maiya'yı o kadar seviyordu ki söylediklerine sadece gülümseyip ona daha çok sataşarak karşılık veriyordu.

Kırılıp üzülmediğini söylese yalan olurdu, sonuçta o da incinebilecek duygulara ve bir kalbe sahipti. Yine de söylediklerini ciddiye almıyordu, en azından ayrıldıklarından kısa bir zaman öncesine kadar. Çünkü biliyordu ki eğer en başından beri söylediklerini ciddiye alsaydı, ilişkileri çok daha öncesinden bitmiş olurdu.

Belki de bitmezdi. Satoru, Maiya'yı biraz olsun anlamaya çalışıp ona göre davransaydı bu gerçekleşebilirdi.


gojo satoru
ama seninle yetiniyordum maiya


Normal şartlarda, bu ayrılığı bu kadar takıp sorun etmemesi gerekirdi, öyle de davranıyordu ama bu sefer bir şeyler farklı hissettiriyordu. Yani, kendisini tanıdığı kadarıyla aslında olması gereken şey buydu ama aksine o içten içe deliriyor ve rahatsız hissediyordu.

Maiya'yı özlüyordu Satoru.

İçindeki sesler onun adını haykırıyordu adeta. Onu görmek istediğini, onunla konuşmak istediğini ve ona dokunmak istediğini.

Tek gördüğü Maiya'ydı. Her zaman içinde bir şeyleri harekete geçiren, daha önce hissetmediği şeyleri hissettiren, kalbini heyecanla çarptıran tek kadın oydu ve Satoru ondan gelecek her türlü şeyi kabul edebilirdi. Başka kadınlar? Maiya'yı gördüğü andan sonra gözleri onlara kör olmuştu. Satoru'nun ilgisini çeken tek şey Maiya'ydı.

Maiya özeldi. Gojo Satoru'nun istisnasıydı. Normal şartlarda umursamayacağı bir ayrılığı çok fazla umursayarak takıntı haline getirmesinin sebebi de buydu.

Maiya'yı seviyordu. Maiya hakkında hoşuna giden çok fazla şey vardı ve bu onun için delirmesine sebep oluyordu.


sevgilim
seni son kez uyarıyorum satoru
eğer bir daha arabanı evimin önüne park edilmiş bir şekilde görürsem
arabanı boylu boyunca çizilmiş bir şekilde bulursun
benim sabrımı sınama


Maiya'nın art arda attığı mesajlar Satoru'nun dudaklarının yeniden bir gülümsemeyle kıvrılmasına sebep oldu. İç çekerek telefonunu yanına atıp koltukta daha da yayılarak gözlerini kapattı.

Maiya hiçbir zaman kolay ve basit biri olmamıştı ve şu an Satoru da bunun aksinin olmasını beklemiyordu.

Arabasını çizmesi? Daha az umrunda olamazdı. Eğer isterse çizmesi için evinin önüne onlarca araba dizebilirdi.

Umrunda olan şey hala Maiya'nın üstünde bir şekilde etkisi olmasıydı ve hala sevgiliymiş gibi onu kızdırabildiği için mutluydu.

Ayrıca, Maiya'nın sabrını sınamak Satoru'nun işiydi ve eğer bundan para kazansaydı, dünyadaki en zengin insan olabilirdi.

toxic, so addictive | gojo satoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin