AY BEN GELDİM SONUNDA SİZİ ÇOK ÖZLEDİM YA BÖLÜM SONUNDA KONUŞALIM TMM MI😭😭😭
pamuk ellerinizden yorumlarınızı bekliorum bebişler hepinize iyi okumalar !!
(medyadaki şarkı maiyadan gojoya)
***
"Daha ne kadar görmezden geleceksin beni?"
Dudakları küçük bir gülümsemeyle kıvrılmış olan Satoru, boş odada, masanın karşı tarafındaki Maiya'ya ithafen konuştuğunda sesi çok kısa bir anlığına hareketlerinin duraksamasına sebep oldu.
Toji'nin şirketinde gerçekleşen bir saatlik bir toplantı sonunda herkes odadan çıkmış, sadece masadaki eşyaları toparlamakta olan Maiya ve onun büyük bir çabayla görmezden gelmeye çalıştığı, gözlerini bile kırpmadan her bir hareketini takip eden Satoru kalmıştı.
Baş başa kaldıkları bu koskoca odada, Satoru'yu görmezden gelmek Maiya için yapılabilecek en mantıklı hareketti. Çünkü onunla aynı ortamda nefes almak veya onunla konuşmak istemiyordu. Gözlerinin ona değmesini dahi istemiyordu. Gözleri ona değdiği an, daha da fenası, gözleri onunkilerle buluştuğu an açığa çıkan tüm özlemi yüzünden ona bir kez daha yenik düşeceğinden ne yazık ki emindi ve ona yenik düşmeyi kesinlikle istemiyordu.
Son konuşmaları, daha doğrusu son mesajlaşmaları üzerinden bir, belki bir buçuk, hafta geçmişti ve o zamandan beri hiçbir şekilde tek kelime konuşmamışlardı. Maiya zaten ona mantıklı bir gerekçe olmadığı sürece yazmamaya çalışıyordu ancak yazmak için saçma sapan gerekçeler uyduran Satoru'nun yazmaması söylediği o kadar şeyden sonra onu biraz kötü hissettirmişti.
Son mesajlaşmalarında Satoru'nun, hayatına girdiği için özür dilemesi ve karşısına hiç çıkmamış olmayı dilemesi onu sert bir şekilde çarpmıştı. Acı vericiydi. Söylediklerinin gerçekliğinden tamamen emin olmasa da, Satoru'ya sarf ettiği buna benzer lafların ne kadar can yakıcı olduğunu o zaman anlamıştı.
Açıkçası, o lafından sonra ilişkilerinin tamamen son bulduğunu düşünüp üzülmüştü bile ancak Satoru, bugün yanıldığını net bir şekilde kendisine gösteriyordu.
Herhangi bir cevap almadan görmezden gelinmeye devam edilişi Satoru'nun dudaklarındaki gülümsemeyi genişletti ve hülyalı bir şekilde iç çekmesine sebep oldu. Şu durum açıkça hoşuna gidiyordu çünkü tüm çabasına rağmen Maiya'nın kendisini pek de görmezden gelemediğinin farkındaydı.
Uzun, dikdörtgen şeklindeki masanın hemen karşı tarafında olmasına rağmen burnunun dibinde hissettiği varlığı ve her bir hareketini dikkatle ve utanmazca izleyen gözlerinin üzerine uyguladığı baskı görmezden gelemeyeceği kadar büyüktü. Koskoca odada baş başa olmaları da cabasıydı. O, masanın diğer tarafında oturmuş gözünü üzerinden ayırmazken başka bir şeye odaklanabilmek neredeyse imkansızdı.
Bir ay önce, ayrılıklarından sonra ilk defa bir davette lavaboların arkasındaki koridorda baş başa kaldıklarında yaşananları henüz aklından atabilmiş değildi ve şu an da benzer bir şeyin yaşanabileceği ihtimali ona o kadar gergin hissettiriyordu ki bütün vücudu kasılmış, sinirleri altüst olmuştu. İstediği tek şey masayı toparlayıp bir an önce odayı terk etmekti, bu yüzden hareketleri hızlıydı.
Satoru ona istemediği bir şekilde dokunacağından değildi. Böyle bir şeyi yapmayacağı konusunda ona güveniyordu. Güvenmediği şey, kendi iradesiydi. Normalde sağlam bir duvar gibi olan, ancak onun karşısında yıkık dökük bir harabeye dönen iradesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toxic, so addictive | gojo satoru
FanfictionSeni silip atmak için sebep bulamıyorum. ex boyfriend!gojo x fem!oc | texting + düz yazı