!!müstehcen içerik!!
***
Lavaboların arkasındaki koridorun duvarına yaslanmış olan Satoru'nun damarlarından akan şey kan değil, kıskançlık ve onun sebep olduğu öfkeydi.
Yüzündeki buz gibi ifadenin aksine mavi gözleri öfke aleviyle parlıyor, zihninde ise Suguru'ya etmek istediği türlü işkencelerin hayali dönüyordu.
Suguru, Toji'nin başını beladan çıkaramadığı arkadaşıydı. Toji'nin beladan uzak durabilmesi için şirkette yanına aldığı Suguru, Toji'nin şoförlüğünü yapıyor, güvenliğini sağlıyordu ve sürekli beraber vakit geçirmeleri dolayısıyla Maiya ile de Satoru'yu rahatsız eden belirli bir yakınlıkları oluşmuştu.
Satoru, Suguru'dan hiçbir zaman haz etmemişti. Maiya'nın bu kadar yakınında olması zaten hoşuna gitmiyordu ancak Maiya ile ayrılıklarından sonra onun Maiya'ya kendisinden daha yakın olması ona karşı bir kinle dolduruyordu içini.
Üstelik, Maiya gözlerinin önünde elleri omuzlarına ve boynuna dokunarak Suguru'nun kravatını düzeltmişken şimdi ona beslediği kinin haddi hesabı yoktu.
Ona sorsanız, bunun kıskançlık olduğunu kabul etmezdi. Sadece, Maiya'nın yumuşak ellerinin kendi bedeninden başka bir beden üstünde olması onu çileden çıkarıyordu.
Birkaç kadının ayaküstü sohbet ettiği lavaboların olduğu koridorda bir topuklu ayakkabı sesi yankılanmaya başladığında Satoru, bunun Maiya olduğunu anında anladı. Tanıdıktı, Satoru Maiya'nın her şeyini ezberlediği gibi yürüyüşündeki o ritmi de ezberlemişti ki onu görmese dahi onun geldiğini anlayabiliyordu.
Maiya'nın kendisine doğru gelen adım seslerini dinlemek, en sevdiği müziği dinlemek gibiydi. Maiya'nın çıkardığı sesleri öyle çok seviyordu ki onun çıkardığı en ufak herhangi bir ses, Satoru'nun en sevdiği müziğe dönüşüveriyordu.
Gittikçe kendisine yaklaşan Maiya'nın adımları Satoru'yu göremediği için yavaşladığında Satoru, onun kendisini görmesi için vücudunun birazını duvarın köşesinden çıkarıp kafasını da yana doğru çevirerek ona baktı.
İkisinin gözleri buluştuğunda birkaç saniye öylece bakıştılar ve sonra Maiya, Satoru'ya doğru adımlamaya başladı. Attığı her adımda kalbi biraz daha hızlanıyor, bu da sinirini bozuyordu. Heyecanlanmak istemiyordu ancak hislerini ve vücudunun verdiği tepkileri kontrol edemiyordu. Uzun sayılabilecek bir süredir ona bu kadar yaklaşmamıştı ve Satoru şu an tamamen siyah bir takım elbise içinde, alnını açıkta bırakan geriye doğru dağınık bir şekilde taranmış beyaz saçlarıyla onun yanına gelmesini beklerken kalbi heyecanla çarpmasa garip olurdu.
Siyah takım elbiseli Satoru? Maiya'nın zaafıydı ve onu böyle gördüğü zamanlarda tüm öz saygısı bedenini terk ediyordu.
Bir keresinde, bunun hakkında ağzından bir şeyler kaçırmıştı ve Maiya şu an, Satoru'nun tamamen bilinçli bir şekilde bu davete siyah takım elbise giyip geldiğine yemin edebilirdi.
Satoru tarafında da bir şeyler çok farklı sayılmazdı. Maiya'nın kendisine doğru yaklaşan bedenini gördüğünde sanki saatler boyunca onu izlememiş, ona aldığı elbisenin içinde onu ilk defa görüyormuş gibi nefesi kesilmiş ve kalbi teklemişti.
Maiya'nın, Satoru'nun ona çok yakışacağını düşünerek aldığı elbiseyi giymesi Satoru için tam bir sürprizdi. Elbisenin kutusunu çöpte gördükten sonra incinmiş, onu bu elbise içinde göremeyecek olduğu için hayal kırıklığına uğramıştı ancak şu an karşısında tüm o hissettiklerini unutturacak bir görüntü vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toxic, so addictive | gojo satoru
FanfictionSeni silip atmak için sebep bulamıyorum. ex boyfriend!gojo x fem!oc | texting + düz yazı