Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jin
Jin, duygularını her zaman çok ifade ederdi. Sana kalbinde yatan her şeyi anlatır, seni över ve seni ne kadar sevdiğini söylerdi.
Toparlanmana yardım ettikten sonra, kendisi gibi kokan bembeyaz gömleklerinden birini giymene izin verirdi. Bakımınız çoğunlukla sarılmalar ve öpücüklerden oluşuyordu, ancak asıl kısım, Jin'in size güzel bir yemek yapması ve sonrasında konuşmanızdı.
O sana lezzetli bir yemek pişirirken sen tezgahın üzerinde otururdun, her zaman gömleksiz ve sadece şort ya da eşofmanla. Ne zaman dolaptan veya buzdolabından bir şeye ihtiyacı olsa, yanında durur ve yaptığı her şeyi bırakarak tutkuyla dudaklarını öperdi. Nazik ellerin, dokunuşunun altında onun güçlü kalp atışlarını hissederek göğsüne yaslanırdı.
Dolgun dudaklarına "Seni seviyorum." diye fısıldarsın ve gülümsersin.
"Ben de seni seviyorum prenses." diye ciddi bir şekilde cevap verir ve kollarını senin beline dolardı. Bazen bu, sizi başka bir seansı tekrar etmeye sevk ederdi, bazen de başınızı onun göğsüne yaslayıp kucağının güvenliğini alarak otururdunuz.
Yemeğini doğrudan mutfak tezgahındaki tek tabaktan yerdin, Jin hiç kimseyle yemek paylaşmasa da ara sıra seni beslerdi. Tek istisna sendin ve bunu çok iyi bildiğin için gülümserdin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Namjoon
Joon'la geçirdiğiniz her zaman, yoğun ve duygularla doluydu. İkinizin de işi bittikten sonra konuşmaktan hoşlanmazdınız, sadece sarılmanız ve kendinizi güvende ve rahat hissetmeniz gerekiyordu. Ama erkek arkadaşın yine de iyi olduğuna, seni incitmediğine ya da işi fazla ileri götürmediğine dair güvence vermeni isterdi.
Temizlemene yardımcı olacak sıcak bir havlu getirir ya da bir banyo hazırlar ve yanına oturur, yumuşak öpücükler ve nazik okşamalarla cildini şımartırdı. Namjoon hiçbir zaman fiziksel olarak aşırıya kaçan biri olmadı, üzerinde hiçbir zaman morluklar bırakmadı, en azından kasıtlı olarak. Bazen seni tuttuğu yerde kızarıklıklar görebiliyordun ama acıtmıyorlardı.
