Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jin Gül çiçeği ve portakal kokusuyla uyandın. Kollarını ve bacaklarını esneterek yavaşça gözlerinizi açtın. Yatağın yanındaki komodinin üzerinde kahvaltılık krepler, meyve suyu ve güllerle dolu bir tepsi duruyordu.
"Günaydın." dedi erkek arkadaşın şakağını öpmeden önce. Saçlarının uçları yüzünü gıdıklarken dudaklarında bir gülümseme belirdi. Arkanı döndün ve Jin'in koyu gözlerine baktın.
Dudaklarını öptü, işaret parmağı ve başparmağı çeneni destekledi. Parmaklarını saçlarına doladın ve onu yavaşça kendine çektin.
Dudakların serbest kaldıktan sonra "Bu ne?" diye sordun komodindeki tepsiden bahsederek.
"Kahvaltı." diye fısıldadı Jin öpücüklerin arasından.
"Sen mi yaptın?" onun küçük çabalarını takdir ederek gülümsedin.
"Elbette." dedi şefkatle, "Her şey prensesim için."
Güllerden birini aldın ve burnuna getirdin. Kadifemsi yapraklar dudaklarını okşarken tatlı koku burun deliklerini doldurdu.
"Teşekkür ederim." diye fısıldadın gülümseyerek, bakışların Jin'inkilere kilitlendi. Bir an için zaman durmuş gibiydi. Erkek arkadaşının gözlerinde mutlak bir hayranlık parıltısı belirdi. Gülü elinden aldı, bir kez daha dudaklarını buldu ve seni sevgiyle öpmeye başladı.
☆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Namjoon Şimdiye kadar yaşadığın en iyi gece uykusu olmasına rağmen, Namjoon gözlerini kapatmaya cesaret edemedi. Gözlerini kapatırsa ortadan kaybolacağından korkuyordu. Erkek arkadaşının yılmaz bir adam olduğunu söylemek hafife alınmadı. Ama iş sana gelince, kendini korkusuz olmanın tam tersi bir duygu içinde buldu. Uykunda senin kıpırdanıp inlemeni izledi, eğer uyursa en tatlı rüyalar gibi ortadan kaybolacağından korkmuştu.
