Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jin Sen yemekten sonra bulaşıkları yıkarken erkek arkadaşın sana arkadan sarıldı. Avuçlarını karnına yasladı ve dudakları omzunun altına öpücükler bıraktı. Jin saçını ensenden uzaklaştırdı ve seni, özellikle tatlı noktanı öpmeye devam etti. Ama sen onu hissetmiyordun. Zihnin son zamanlarda olup bitenlerle fazlasıyla doluydu. Hiçbir şeye odaklanamadın, dahası, Jin'in sevgisine biraz karşılık attın.
"Bekle, Jin..." diye mırıldandın, elleri vücudunda aşağılara giderken. Kalçalarını tuttu ve bacaklarının arasında dururken seni tezgahın üzerine oturttu. Jin seni öpmeye çalıştı ama sen geri çekildin.
"Yapamam... bu gece olmaz." dedin sessizce. Kan yanaklarına hücum etti ve avuçların terledi. Utangaç, küçük bir mırıldanmayla, "Senin için sonra telafi edeceğim." diye ekledin. Gözlerin ellerindeyken, Jin'in başparmağıyla çeneni kaldırması ve yüzünü ona çevirmesi şaşırtıcı değildi.
"Bir sorun mu var prenses?" sordu. Kaşları çoktan çatıktı, kahverengi kürelerinde bir endişe parıltısı yüzüyordu. Bu daha önce hiç olmamıştı, o yüzden doğal olarak senin için endişelendi.
"Bir şey mi yaptım prenses?" Jin ısrar etti, zihninde seni incitmiş olabileceği herhangi bir şey yoktu.
"H-hayır, tabii ki hayır." acele ettin ve sonra bir kez daha yavaşladın. "Ben sadece... benim... şu an zihnim o kadar dolu ki... yapamam..." düşüncelerini anlamlı bir cümlede toplamaya çalıştın ama bu düşündüğünden daha zor oldu.
Jin, çoğunlukla eğitimin ve gelecek planların yüzünden son zamanlarda çok şeyle uğraştığını biliyordu, ama yine de seni desteklemekten başka sana yardım etmek için pek bir şey yapamadı. Bir an için seni rahatlatıp her şeyi unutturabileceğini düşündü ama ihtiyacın olan bu değildi.
"Anlıyorum, sorun değil." dedi erkek arkadaşın usulca ve yanağını okşadı. Gözlerinin içine baktın, sana karşı dürüst olup olmadığını görmek için tepkisini inceledin.
"Emin misin?" diye fısıldadın, boştaki elini sıkarak.
"Elbette eminim prenses." parlak bir şekilde gülümsedi ve sonunda seni ikna etti. "Film falan izlemek ister misin?"
Sen de başını salladın ve gülümsedin. Tezgahtan inmene yardım etmeden önce Jin'e minnet dolu bir öpücük verdin ve ikiniz rahatça kanepeye yerleştiniz. Filmi izlerken onun göğsüne yaslandın ve parmakları saçlarına dolandı.
☆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
