Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jin "Bunu hatırlıyor musun?" Bahçeye baktın ve eski moda sallanan oyuncaklardan birini fark ettin. "Kardeşimle büyürken bunları severdim."
"Çok daha gençken, bununla küçük bir çocuk gibi oynardım." Jin, sesindeki hoşnutsuz tonun farkında olmadan başını salladı, masadaki iki raketten birini sana uzattı, isteksizce aldın.
"Tıpkı bisiklete binmek gibi, onu geri alacaksın." diye güvence verdi. O ipe bağlı topu kapıp soluna gelecek şekilde vururken, sen onun ve direğin karşısında durarak içini çektin.
"Oops." diye mırıldandın, o geri adım atarken beceriksizce ritim tutmuş topu senden uzaklaştırmak için elinden geldiğince sert vuruyorsun.
Vuruşu zar zor takip ettin ki Jin'in diğer yanında inlediğini duydun, iki büklüm oldu, kasıklarını kavradı.
"Bisiklete binmek gibi olduğunu söylediğini hatırlıyorum?" Kafasını sallayarak sana baktığında egolu hissederek şaka yaptın.
"Bebeğim...yardım et bana." diye fısıldadı Jin acıyla inleyerek.
"Buzun nerede olduğunu biliyorsun, sana zeki olmayı ve gösteriş yapmamayı öğretir."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Namjoon "Telefonumu ver Y/N!" diye bağırdı Joon iki bileğini birden kavrayarak. Aynı anda ikiniz de yere devrildiniz, ellerini hafif tutuşuna ciyakladın.
"Asla." diye kıkırdadın, telefonunu gizlemek için kendini onun etrafına gömerek, "Telefonuna ihtiyacın yok, tek ihtiyacın olan benim."
"Jagi gerçekten bu önemli. Telefonuma ihtiyacım var, önemli bir arama bekliyorum." diye itiraz etmeye çalıştı ama sen hiçbir şey yapmıyordun, sola yuvarlanıyordun, Namjoon'un tepene konduğunu hissediyordun.
"Ah!" Bağırdın, ağırlığıyla üzerine atladın, irkildin, gövdesinin altında onu kendinden uzaklaştırmaya çalıştın.
"Çirkin lanet!" Arkandan havladığını duydun, şaşkınlıkla ona bakmak için döndün. Eğilip kasıklarını tuttu ve derin derin nefes aldı.
