"Seni geberteceğim. Piç kurusu. Seni doğurduğum için çok pişmanım."
Levi annesinden duyduğu nefret sözleri karşısında hiçbir şey demiyordu. Bunlara alışıktı. Psikolojik ve fiziksel şiddet görüyordu, ailesi ona bakmıyordu. Levi tek başına hayatta kalmaya çalışıyordu, hiçbir suçu yoktu.
Donuk ifadeyle ona hakaretler yağdıran annesini dinliyordu sadece.
"Levi siktir git." Babasından son sözü de alınca evden çıkmıştı, yanına sadece birkaç eşyasını almıştı. Kuchel'in yanına gidecekti.Kuchel ve Levi'ın arasında çok kuvvetli bir bağ vardı. Üvey veya öz annesi değildi ama Levi annesi olarak onu görüyordu. Buz gibi havada ağır adımlarla ona gidiyordu. Levi bu soğuk havaya rağmen üşümüyordu. Kalbi donduğu için bedenini hissedecek durumda değildi.
Kuchel'in evine gelince kapıyı tıklamıştı. Kuchel bir iş kadınıydı ve Levi ile yıllar önce tanışmışlardı. O zamanlar Levi 9 yaşındaydı şimdi ise 19.
Kuchel "Geldim." diye bağırdıktan sonra hemen kapıya koştu, evi büyüktü. Karşısında Levi'ı görünce onu hemen içeri aldı. "Hoş geldin bebeğim." Kuchel ona anne şefkatiyle yaklaşıyordu, Levi onun oğlu gibiydi. Levi'ın göz altı kızarıklarını gören Kuchel hemen onu içeriye alıp bir kanepeye oturttu ve yanına oturdu. "Ne oldu?" endişeli ses Levi'ın kulaklarını doldurunca birazcık olsun şanslı hissetmişti.
"Hiç." Levi duygusuz gözleriyle Kuchel'e bakmıştı. Kuchel elbette neler olduğunu anlamıştı. Levi'a iyice yaklaşan kadın ona sarılmıştı ve göğsüne çekmişti. Bu sarılmalar Levi'a iyi geliyordu. Kalbi biraz ısınıyordu, hayata olan kötü düşünceleri uçuyordu.
Kısa bir süre daha sarıldıktan sonra ilk ayrılan Levi oldu. Telefonundan saate bakınca ayağa kalktı. "Gitmem gerek. Teşekkür ederim." Saat 6'ya geliyordu, çalıştığı kafeye gidecekti. "Pekâlâ.. Yine yanıma gelirsin." Levi olumlu anlamda kafasını sallayınca evden ayrılmıştı. Kuchel oğlu gibi gördüğü, canından çok sevdiği insanı böyle görünce çok üzülüyordu ama Levi'ın hayatı bundan ibaretti.
24 saat açık olan kafeye yavaşça adımlıyordu. Levi bir yandan okuduğu için çalışma saatleri okul sonrasındaydı. Bazen birkaç saat boş kalıyordu, bazen direkt çalıştığı yere gidiyordu. Ailesinden bir fayda göremediği için çok küçük yaşlardan itibaren kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmişti.
Çalıştığı kafeye giriş yapınca etrafın ne kadar kalabalık olduğunu görmüştü. Sigara içmek serbest olduğu için de duman altıydı, hep böyleydi. Kafenin arka tarafına gidip üzerine giymesi gereken kıyafetleri giymişti. Garson olanların hepsi bu kıyafetlerden giyiyordu.
Duman altı olan kafeye girince direkt birkaç insan Levi'ı çağırmaya başlamıştı. Burası akşamları oldukça kalabalık oluyordu. Genellikle gençler ve iş arkadaşlarının buluştuğu bir alandı. Bazı insanlar işten çıkar çıkmaz arkadaşlarıyla buraya geliyorlardı.
"Ben ice latte alacağım, arkadaşım beach kokteyl ve diğer arkadaşım da karpuzlu frozen." Levi ilgilendiği masanın siparişlerini almıştı. Bazı kafelerde olduğu gibi burada da not tutmak yasaktı, akılda tutmak zorunluydu. Levi aklında tuttuğu siparişleri baristaya söyledikten sonra diğer masalarla ilgilendi. Bazı siparişleri götürdü, bazısını baristalara söyledi.
Kadınların olduğu bir masa Levi'ı çağırınca oraya doğru ilerledi. Rahat kıyafet ve elbise giyen kadınlar oturuyordu, değişik bir arkadaş grubuydu. Diğer kişi de takım elbiseliydi. Arkadaş gruplarında en baskın olan kişi o gibiydi, belliydi. "Bir mojito, bir crazy sniker's, bir atom mix ve bir tane de fındık aromalı filtre kahve." siparişi takım elbiseli kadın söyleyince Levi olumlu anlamda kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
femboy || levi ackerman
Random"Sigara içmeye devam edecek misin?" • uke levi ! başlangıç: 05.03.2023 bitiş: 27.04.2023 •rexrivcwhite