пять

382 34 23
                                    

"Y/N." Levi, genç kadın dursun diye adını söylemişti. Y/N, Levi'ın boynuna ufak öpücükler konduruyordu, hiçbir şey duymuyordu. Levi'ın güzelliği aklını karıştırıyordu ve düzgün düşünemiyordu. Levi bir eliyle onu öpen kadını durdurdu ve göz teması kurdu.

"Bende ne buluyorsun?" Levi dolu gözlerle karşısında olan kadına bakıyordu. Duygularını kaldıramayacak bir seviyeye gelmişti. Hayatında olan dertlerin ağırlığı yetmiyor gibi bir de duyguları ortaya çıkmıştı. Bu yükün altında eziliyordu ve her gün ayağa kalkmak çok zor geliyordu.

"Sende kendimi buluyorum." Levi kafasını yana çevirip iç çekmişti. Gözünden bir damla yaş istemsizce düşmüştü ve hemen silmişti. "Korkuyorum." Sessizce söylediği şeyden sonra tekrar Y/N'e dönmüştü. "Güzellikleri görmek için korkuları arkana atman lazım."

"Hayatımda göreceğim güzellik mi kaldı sence?" Y/N sırıtarak sevdiği çocuğun birkaç yaşını sildi. Bu yaşların istemsizce aktığını, Levi'ın duygusal bir boşlukta olduğunun farkındaydı. "Belki kalmamış olabilir ama sana güzellikler yaşatabilirim."

"Y/N nerede? En önemli anda kayboldu." Mikasa sinirle konuşuyordu. Şu an aralarında bir kriz ortamı vardı. Bazı müşterileri anlaşmazlık çıkartıyordu ve o müşterilerden alacakları yüklü paralar vardı. "Telefonuna da ulaşamıyorum." Sasha, Mikasa sakinleşsin diye elinden geleni yapıyordu ama pek ilerleyemiyordu.

"Bekleyin, sakin. Öğlen çıkmadan önce biriyle buluşacağını söylemişti bana. Kendimiz halletmeliyiz." Mikasa oflayarak Hange'yi dinliyordu. Adeta deli olacaktı. Müşteriler hiç laf anlamıyordu, sürekli arıyorlardı. Şirket onlara en kısa zamanlı tarihi verse bile bir sorun çıkartıyorlardı. Çoğu Y/N ile görüşmek istiyordu ama görüşmek istedikleri insan ortada yoktu, ulaşılamıyordu.

"Şimdi arayan herkese döneceğiz, sakin ve kibar dille anlatacağız. Birkaç gün içerisinde de Y/N ile iletişime geçeceklerini belirtmeliyiz. Eğer istemezlerse onların çalışmalarını yarıda bırakacağımızı söyleriz ve olur biter." Hange iki kişiyi yöneterek konuşuyordu. Ortamda olan sinirleri engellemek şu an yapması gereken bir görevdi.

Sasha ve Mikasa tek tek gelen telefonlara dönüyordu, Hange belgeleri düzene sokuyordu. Herkesin mesai saati bittiği için bir tek bu üçlü kalmıştı ve Y/N'in arkasını topluyorlardı. Başları ağrımaya başlasa bile bunu bugün halletmeleri lazımdı. Aksi takdirde bir süre daha bu insanlarla uğraşacaklardı, bunu istemiyorlardı.

Hange'nin dediklerini yapınca çoğu müşteri sakinleşmişti ve kabul etmişti. Geneli de işlerinin yapılmaması korkusuyla kabul etmek zorunda kalmıştı. Mikasa son müşteriyle ilgilenmeye başlamıştı. Sasha, Hange'ye yardım etmeye başlamıştı. Bunları da hızlı bitirmek istiyorlardı. Bugün oldukça yorulmuşlardı ve daha güçleri kalmamıştı.

Y/N olunca bu yorgunlukları yarıya iniyordu ama şu an o yoktu. Ne kadar sıkı çalıştığını şimdi anlamışlardı. Sıkı ve disiplinli çalışmak onlara zor ve yorucu gelmişti. Eğer bu işi halletmeselerdi Y/N onları bir güzel fırçalardı. Konum olarak onlardan yukarıda olduğu için hiçbiri bir şey de diyemiyordu. Y/N'e göre arkadaşlık ve iş çok başkaydı. Arkadaşlığa gelince çok iyiydi ama işe gelince çok disiplinliydi.

"Beni evine getirme yetkisini sana kim verdi?" Levi kocaman salonda Y/N'e bakarak konuşmuştu. Salon ona fazla büyük gelmişti ve ortada küçücük duruyordu. Küçücük, agresif ve kaşları çatık bir Levi. Arkadaşları görse bu halinden korkabilirlerdi ama Y/N'e komik ve tatlı geliyordu. "Yetkiyi ben verdim." Y/N gülerek konuşunca Levi derin nefes almıştı.

"Beni öptüğün yetmiyor gibi bir de evine mi getiriyorsun? Ahlaksız." Y/N, Levi'ın iyice sinirlendiğine emindi. Sinirlenince daha tatlı ve güzel duruyordu. "Yanlış. Evime getirmiyorum, evime atıyorum." "Tacizci."

femboy || levi ackermanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin