İNGİLTERE'DEN DÖNÜŞ

45 5 5
                                    

NOT; Alev'in ağzıyla anlatılıyor.
Sabahın köründe kalkıp, valizimi sürükleyerek kapının önüne götürdüm. Panda olmuş gözlerimle kapının önündeki aynadan kendime bakmamla yerimden sıçramam bir oldu. Gidip bu makyajı silmem lazım, hayatımda ilk defa makyaj yaptım. Oda arkadaşım Işıl sayesinde. Derin bir nefes alıp, ayakkabılarımı ayakkabılıktan aldım. Kapının önünde duran kediye baktım. Kedi çok yorgun ve aç görünüyordu. Kediye biraz sucuk birazda su koyduktan sonra artık gitmeye hazır hissediyorum. Kulaklıklarımı takıp MaNga' nın "Bir kadın çizeceksin" şarkısını açıp, asansöre bindim. Asansörün kapısı açıldığında, siyah sweatshirt ve altımda bir rahat eşofman ile yaptığım havaalanı kombini ve ona eşlik eden müziğim ile yakıyordum. MaNga' nın bu repliği geldi:

' Bir kadın çizeceksin
Onun gibi bırakıp, gitmeyecek
Saklayıp gömeceksin,
Kimseler sevemeyecek.'

MaNga' nın şarkıları çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Havalimanına gitmek için, bir taksi çevirip, bindim. Şoför çok acayip birine benziyordu.

- Nereye?

Dedi, şoföre garip bir bakış attıktan sonra:

-Havalimanına

Diye yanıtladım, artık önüme bir engel çıkmayacaksa, İngiltere ' den dönebilirdim. Havalimanına geldim. Uçağı beklerken Duman' ın 'Her şeyi yak' şarkısının melodisi kulaklarıma ulaştı. "Uçağın kalkmasına son beş dakika" uyarısını gördüm. Ayağı kalkıp, uçağa binmeyi bekledim. Uçaktaki yerime oturup, kalkmasını bekledim. Yarım kalan müziğimi devam ettirmek için, önümdeki televizyona benzer yerden şarkı açtım. Biraz ingilizce yani yabancı dil dinlemek istediğimi fark ettim. Billie Eilish' in 'Lovely' şarkısını açarak uyumaya çalıştım. Uykum yarım kalmıştı. Saat
05.20' de uyumanın etkisi...

Uçak görevlisi yanıma gelip son bir kere ne istediğimi ve neye ihtiyacım olduğunu sordu. Ben ise ona birşeye ihtiyacım olmadığını ve istemediğimi söyledim. Yanımdaki çocuk çok dikkatimi çekmişti. 'Mor Ve Ötesi' dinliyordu. Çocuğun benim gibi sweatshirt giydiğini kapuşonunu gözlerinin altına kadar indirip, müzik dinlediğini gördüm. Aman Allah'ım hiç sevmediğim ama her seferinde karşılaştığım o sorun; bebek ağlaması... Uçağa biner binmez bebeğin ağlaması beni yolculuğun sonuna kadar ne yapacağımı düşündürdü. Yanımdaki çocuk kulaklıklarını çıkarıp kadını uyardı. Yeniden müzikli uykusuna geri döndü...

Ah! Sonunda artık Türkiye'ye ulaştım. Yabancı gelmeyen o dil ve artık rahatladığım uçuş... Hani size dedim ya yanımda bir çocuk oturuyordu diye. O çocukla tanıştım. Ama garip bir tanışmaydı. İsminin Ateş olduğu-
nu öğrendiğim çocuk tarzının çok güzel olduğunu ve onu daha sonra yeniden aramamı söyledi. ' Peki ' diyerek geçiştirdim. Fakat o çocuğun benle aynı sorunları var. Öğleden sonra saat 15.00 gibi bir saatte bir yerde buluşmamızı söyledi. Eve gelip duş aldım, dişlerimi fırçaladım ve yeni elbiseler kombinledim. Bu hayat çok sıkıcı bir hayat. Bunda haklısınız. Biraz dinlenmem gerektiğini düşündüm. Yarında annemleri görmeye giderdim... Yani eğer ölmez isem...

RUH ORTAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin