BÖLÜM 2. YENİ ARKADAŞ
Uyandığım gibi yemek yapmaya başladım. Tam 'bitti artık, yemeğe başlaya bilirim' derken Whatsapp'tan bildirim geldi. 'Fatih Üni isimli şahıstan bildiriminiz var'.
- Uyanmadın mı lan daha?
- Uyandım kanka. Noldu?
- Hiç ya. Sıkıldım. Üniversitenin ikinci günü de cumartesiye denk gelmez be ya.
- Sorma ya. Ben de müzik eşliğinde yemek pişiriyordum.
- Lan, onu boş ver de. Şu kız işini ne yapıcaz?
- Hangi kız? Akşam bana söylediğin mi?
- Evet, bi hoşlandım gibi aga.
- Git konuş işte, ne bileyim. Kızı tanımadığım için de bişey diyemiyorum.
- İyice düşünmek lazım bunu ya.
- Tamam, ben kaçtım. Yemek yiyeceğim. (Aslınsa Fatihle iyice dertleşmek isterdim. Ama çocuğu daha tanımıyorum bile).
Yemek yedikten sonra bir dal sigara içmek için dışarı çıktım. Binanın yanındaki parkta oturup sigarayı yaktığım an birine gözüm takıldı. Kediyle oynuyor gibi görünüyordu ama bir garipti. Yaklaştığımda kediye zulm ettiğini gördüm. Kafasına vurup, pençelerini ayağıyla eziyordu. Önüne geçmedim bu olayın. Hatta gülüp geçtim.
Sigarayı bitirdikten sonra eve döndüm. Telefonuma baktığımda universite sınıf grubumuzdan 300+ mesaj gördüm. Hepsini okumayacaktım tabii ki. Kısaca 'selam aleyküm. Konu ne?' yazdım. Fatihin anlattığı kadarıyla konu Neşe'nin kendi fotoğrafıyla sticker yapması hakkındaydı. Aslında komik sticker'dı. Ama ben ters bir adamım ya, bunu hoş bulamam. Hadi lan ordan. Kızla kavga etmek için an kovalıyordum. Gruba 'kim kendi fotoğrafına sticker hazırlar ki? yazdım. Anında mesaj geldi :
- Ne yani? N'olucak ki?
- Yani hoş değil bence. Hele bunu yapan bir kızsa.
- Neden, sorunun ne senin?
- Benim sorunum yok. Sorun sende gibi ama.
'Bırakın bu eski kafalılığı' yazıp konuşmadan ayrıldı. 'Çevrimdışı'. Galiba kızdırmıştım onu. Ya da benden küsmüştü. Kendimi onun küsmesinin umrumda olmadığına inandırmaya çalışırken, ona 'özür dilerim' mesajı yazarken buldum. Galiba kızmıştı evet. Yazdığım mesaj iletilmemişti bile. 'Arasam mı?' diye düşünüyordum ki, bildirim geldi : 'Neşe isimli şahıstan bildiriminiz var'.
- Özür dilemene gerek yok.
- Yok ya. Cidden kusura bakma. Birinin benden nefret etmesini istemem.
- Ya ne nefreti. Haklı olarak biraz sinirlendim sadece. Yani benden sana ne ki. arkadaş bile değiliz.
- Ola biliriz ama.
- Arkadaş mı olak istiyorsun benle hahahaha.
- Evet de, neye güldün?
- Bence biz geçinemeyiz ama.
- Neden ki?
- Ne bileyim işte, öyle hiss ettim.
- Hissetmişmiş hanımefendi.
- Arkadaş ola bileceğimizi sanmış beyefendi
- Hahahahahaha. Gördün mü? Anlaşıyoruz işte.
- Hmm. Tamamdır o zaman. İlerleyen zamanlarda anlaşa bilirsek arkadaş ola biliriz.
İlk izlenimim pek olumlu değildi, ama iyiye doğru gidiyordu. Aslında konuşmakta zorlanmadık, ama bir şekilde Neşe'nin benimle ilgilenmediğini hissettim. Ama onu daha yakından tanıdıkça, aslında gayet eğlenceli biri olduğunu fark ettim. Belki de önyargılı davranmıştım, ama şimdi daha iyi anlıyorum ki insanları yargılamadan önce tanımak önemli.
Yine de, Neşe'ye karşı romantik bir ilgim yok. Onunla sadece arkadaş olmak istiyorum ve umarım bu konuda anlaşabiliriz. Onunla tanışmak, her zaman bir fırsattır ve bu fırsatı kaçırmak istemiyorum. Bakalım, belki zamanla daha iyi arkadaşlar olabiliriz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEŞE
RomanceÜniversite zamanlarında hiç aşık oldunuz mu? İşte benim hikayem. İmkansız bir aşk ve istekli bir erkek. Okumanızı öneririm. Teşekkürler <3