UYARI: Bu bölümde bir tane flashback bulunmaktadır. Hassas bir içerik bulundurduğu için kötü hissedeceğini düşünenlerin o kısmı okumasını önermiyorum. Bölümün sonunda sizi merakta bırakmamak için ne olduğunu açıklayacağım, iyi okumalar.Önceki bölümün devamı,
yazardan.Bayan Eun, Jeongguk'daki değişikliği farkındaydı. Buraya ilk geldikleri zaman ruh gibi dolaşan oğlu şu günlerde daha iyiydi.
Bu duruma seviniyordu. Sonuçta bu, oğlunun o çocuğu unuttuğunu gösterirdi. Bu düşünce ile seviniyordu da. Ta ki Jeongguk'u, Jimin ile konuşurken duyana kadar.
O gün oldukça sinirlenmiş ancak kimseye bir şey söylemeden uygun zamanı beklemişti. Bugün, Jeongguk'un psikiyatrist'de randevusu vardı ve giderken telefonunu evde bırakması ailesi tarafından konulmuş bir kuraldı.
Bu kurala uymayada bilirdi ancak daha fazla tartışmak istemiyordu, Jeongguk. Bu yüzden boşvermişti işte.
O gittiğinde bayan Eun bildiği şifreyi girip mesaj kutusuna girmişti. Tahmin ettiği gibiydi. Jeongguk tüm mesajları silmişti. Ne yapması gerektiğini düşünürken ekranda beliren bildirimle gülümsemişti acımasızca.
Jimin, onu bekleyen tehlikleden habersiz sevgilisine günaydın mesajı atmıştı. Mutluydu, birkaç haftadır konuşuyorlardı ve aralarında hiçbir sorun yoktu.
Arada görüntülü konuştukları da oluyordu ve Jimin o anlarda hep çok utanırdı. Bunun sebebi ise Jeongguk ne kadar güzel olduğundan bahsedip sürekli iltifatlar etmesiydi.
Bayan Eun büyük bir sinirle Jimin'e yazdığında içinde ki öfke o kadar büyüktü ki normal olmadığını o da biliyordu.
Jimin'e, Jeongguk'dan uzak durmasını söyledikçe Jimin diretiyor, onu asla bırakmayacağını söylüyordu. İçi gitti bayan Eun'un. Bu sözler ona fazlasıyla tanıdık gelmişti.
Öte yandan Jeongguk bir an önce seansın bitmesini diliyordu çünkü istediği tek şey eve gidip minik sevgilisi ile konuşmaktı.
Karşısında oturan bu doktor milyonlarca insana iyi gelmiş olabilirdi belki, ama Jeongguk'a iyi gelmediği bir gerçekti.
(...)
Jeongguk eve geldiğinde direkt odasına çıkmıştı lakin odasında annesinin telefonundan biriyle mesajlaştığı görmeyi beklemiyordu.
O anda içini tarif edilemez bir korku sarmıştı genç adamın. Olabilir miydi? Annesi öğrenmiş miydi?
İlk başta bu olasılığı yok saymıştı çünkü o konuşmaları silmişti, annesi nasıl görecekti ki? Ama bir yandan da annesinin kasılmış çehresinden ve gözlerinden okunan nefretten anlamıştı bir şeylerin yolunda gitmediğini.
Odanın önünde duran ayaklarını tekrar hareket ettirip büyük bir hışımla içeriye girdiğinde annesinin öfke dolu gözlerinde kırgın yaşlar görmüştü genç adam.
Yine de kırgın yaşlar öfke dolu gözleri gizleyemiyordu. En az annesi kadar sinirli olan Jeongguk bayan Eun'un elinden kendisine ait olan telefonu almış ve uzun mesajlaşma da göz gezdirmişti kısa bir süre.
Tam da tahmin ettiği gibi, annesi Jimin'le konuşmuş, çokça kalbini kırmıştı.
Jimin her ne kadar güçlü durmaya çalışmış olsa da biliyordu Jeongguk, sevdiğinin kalbi çok kırılmıştı. Bu yüzden içinde tutamadığı öfkesiyle bakmıştı annesinin yüzüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Distances and Love, Jikook ✓
Fanfiction[Mini Fic?] j.m: Bana, beni sevdiğini söyledikten sonra gitmek zorunda mıydın? Yarı Texting+Düz yazı TAMAMLANDI : 19.03.23 DÜZENLENDİ : 19.10.24 Angst değildir.