5 Yıl Sonra, Jungkook'danJimin ile yeni taşındığımız evin salonunda oturuyor, aynı sigarayı dönüyorduk.
Normalde ikimizinde içmesi için yeterince sigara vardı ancak ne ben ondan tiksiniyordum, ne de o benden.
Bu yüzden şu anda bacaklarım arasına girmiş bir şekilde, sırtı göğsüme yaslı dururken boyun çıkıntıma yerleştirdiği başıyla birlikte az önce ona verdiğim sigarayı içiyordu.
Birlikte kos koca beş yılı geri de bırakmıştık. Bu beş yıl içinde elbette kavgalar etmiş, çoğu zaman da ucundan dönmüştük ancak bir kez olsun birbirimizi bırakmayı düşünmemiştik.
Dört yıl olan üniversite'nin iki senesini birlikte geçirmiş, kah ağlamış kah gülmüştük. Üniversite'den sonra ise ikimizde kendi mesleğimizi elimize almış, birimiz savcı, diğerimiz ise avukat olmuştuk.
Henüz evli değildik, ancak çok yakında teklif etmeyi düşünüyordum. Sonuçta geri de bıraktığımız yıllarda ne kadar kavga edersek edelim yeniden birbirimize dönmüştük ve bu, birbirimizin için yaratıldığımızın bir işaretiydi bana göre.
Eşcinsel olduğumuz artık neredeyse tüm ülke tarafından biliniyordu. Kimisi bu duruma şiddetle karşı çıkmış, bir avukat ve savcının eşcinsel olmasına tepki göstermişti ancak yanımızda durup bize destek olan insanlar çoğunlukta olduğundan bir yerden sonra ses etmemeye başlamışlardı.
Uzun lafın kısası, zaman bizden çoğu şeyi götürmüş, beraberinde yeni şeyler getirmişti.
Mesela Jimin eskisi gibi o küçük çocuk heyecanına sahip değildi. Hareketleri ve tavırları artık daha olgun olsa da, o minik çocuğun hâlâ orada olduğunu bildiğimden, kimi zaman eve gelirken ona şekerler alıyor, bâzenleri de elinden tutup lunaparka götürüyordum.
Mutluyduk.
Jimin elindeki sigarayı dudaklarımın arasına sıkıştırıp dumanını da yüzme üflerken artık sarı olan saçlarını okşamıştım.
Elimin arasında hapsettiğim elini daha sıkı tutarken ikimizde sessizdik.
5 yıl, dile kolay ama ikimiz için de dolu dolu geçen o beş yıl içinde ne Jimin'in ailesi onu aramıştı, ne de benim ailem.
Babamın aramasını beklemiyordum zaten, yine de annem bir kere olsun arar diye düşünmüştüm, ancak hiç aramamıştı..
İçimde bir burukluk her daim vardı, yine de şu anda bile bana en güzel gülümsemelerinden birini veren sevgilim benim hem ailem, hem arkadaşım olmuştu.
Artık bitmiş olan sigarayı masada duran küllüğün içine koyup söndürdüğüm sırada dış kapının zili çalmış, sesiz evin içinde yankılanmıştı.
Jimin ve ben aynı anda birbirimize bakarken gözlerinden anladığım kadarıyla birini beklemiyordu. Ben de beklemediğimden Jimin bacaklarım arasından çıkarken "Muhtemelen hyunglar'dır." diyerek kapıya yönelmiştim.
Jimin'de hemen arkamdan gelirken açtığım kapıda bunca zamandan sonra annemi görmek, beklendiğim bir şeydi.
Şaşkınlık ve kırgınlığın getirdiği o karmaşık duygular kaşlarımı çatmama sebep olurken Jimin ortamdaki bu garip atmosferin sebebini anlamamış olsa da bir elini omzuna çıkartıp ovmuştu. Bu onun dilinde, sakin ol, demekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Distances and Love, Jikook ✓
Fanfiction[Mini Fic?] j.m: Bana, beni sevdiğini söyledikten sonra gitmek zorunda mıydın? Yarı Texting+Düz yazı TAMAMLANDI : 19.03.23 DÜZENLENDİ : 19.10.24 Angst değildir.