Çiçek

381 25 30
                                    

"Anahtar sendeydi di mi?"

"Evet evet, bende dur çıkarayım."

Elindeki anahtarı deliğine sokup döndürdü iki kez. İki arkadaşta derin bir nefes alarak içeriye girdiler. Ayakkabılarını çıkarıp dolaba yerleştirdiler. Karanlık evin ışığını açıp evin içerisine baktılar. Arkadaşları salonda değildi.

"Burda yok nerde olabilir?"

Arkadaşına dönüp sordu. 'Bilmiyorum' dercesine omuz silkti karşısındaki genç.

"Odasına bakalım?"

Kafasını sallayıp koridorun sonuna yürüdüler. Arkadaşlarının odasına gelince burda olmasını umarak kapıyı açtılar. Evet, burdaydı. İki arkadaşta rahatlık ile nefes verip içeriye girdiler sessizce. Belki uyuyor olabilir, diye düşündüler. Sessizce ismini fısıldadı:

"Yoongi!"

Yatağın ucuna oturup baktılar uyuyor mu, uyumuyor mu diye. Gözleri açık öylece boş duvara baktığını görünce göz devirdiler. Neden hâlâ onu unutamamıştı ki? Kaç yıl geçmişti az da olsa acısı geçmeliydi, öyle değil mi?

Büyük olan eli ile okşadı saçlarını.

"Yoongi iyi misin? Kalk hadi."

Nazikçe konuştu. Ancak arkadaşından bir tepki veya ses gelmedi. O iğrenç geceden sonraki günlerde kendisine gelememişti.
Bu sefer diğer arkadaşı konuştu:

"Hadi ama Yoongi! Kalk bir hava al, burda yatarak hayatının baharını ellerin ile bırakıyorsun!"

"Baharımda açan çiçeğim solmuşken bana her mevsim sonbahar."

Verdiği cevap ile kalktı yerinden. Lavaboya doğru ilerledi. Arkasında kalan arkadaşları hemen koştu yanına. Kapıyı tıklayıp:

"Bu gün arkadaşlarımız geliyor. Ve hatta buraya çağırdık insan gör diye!"

Göz altları siyaha kaçan tonda morlaşmış bir vaziyette arkadaşına baktı; ruhsuzca bakışlarında hiçbir duygu barındırmayarak.

"Sizi görüyorum ya."

"Bizden başka aptal."

Yanlarından geçip salondaki ışığı söndürdü. Uzun süredir karanlıkta olduğundan gözleri acıyordu, açamıyordu.

"Aç şu lambayı ya! Karanlıkta hiçbir şey gözükmüyor!"

Lambayı tekrar açınca, arkadaşını umursamadan oturma odasına girdi. Onunla uğraşarak tükenmiş enerjisini harcayamazdı.

"Kim geliyor?"

Arkadaşları koltuğa oturup sorusuna cevap verdi:

"Seokjin, Jungkook ve Jimin?"

Ellerini saçlarından geçirip,

"Jimin mi o da mı geliyor? Neden?"

Namjoon sabır dileyerek nefes verdi.

"Arkadaşımız?"

"Benim değil!"

"Uzatma geliyor!"

İnsanlara fazla tahammülü yoktu. Hatta elinde olsa hiçbir insanın yer almadığı bir yerde yaşardı. Lâkin böyle bir şey imkansız idi. Jimin iyi çocuktu ancak onun ile kuzen olduğundan iletişimi kesmişti.

"Ne zaman geliyor-"

Sözünü tamamlayamadan kapı çaldı. Taehyung heyecan ile yerinden fırlayıp kapıyı açtı. İnsan sesi kulaklarını doldururken midesinin bulandığını hissetti. Salona girdiklerinde Jungkook:

Do You Remember Me?|SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin