Fotoğraf

137 18 5
                                    

Ağzına attığı son lokma ile kalktı sofradan. Elleri göğüsünün biraz altında hemen banyoya koştu. Ellerini ve ağzını iyice yıkadı ardından dişlerini bir güzel fırçalayarak çıktı banyodan. Annesinin yanağını öpüp açık kahverengi pardösünü giyip çıkıcak iken durdu annesinin sesi ile.

"Nereye böyle acele ile oğlum?"

"Bir işim var, görüşürüz!"

Kapıyı kapatıp ellerini pardösünün cebine koyup ritmik adımlar ile indi merdivenlerden. Neşesi her zamanki gibi idi. Hiçbir şey değişmemişti; yanındakiler hariç. Apartmanın kapısı büyük bir gürültü ile kapandı. Cebindeki telefonu çıkartıp baktı cadde ve evin numarasına. Az uzaktı, ama olsun bu onun için sorun değildi. Yürüyüşü severdi Hoseok. Hafif tebessüm ile devam etti yoluna. Telefonundaki çalma listesi onu ciddi anlamda etkileyen şarkıdaydı. Cнова ночь yaşanmışlık vardı şarkıda.

O, şarkısını bitirmiş başka şarkılar ile yoluna devam ederken eve varmıştı bile. Bu sırada yağmur yavaş yavaş çiselemeye başlamıştı. Karşısındaki eve baktı. Güzel bir apartmandı. Siyah beyaz renklerden oluşan, fazla katı olmayan, sade ama güzel bir evdi. Ancak hangi katta oturduğunu bilmiyordu. Teke tek bastı bütün katlara. İlk ikisinde başarılı olamamıştı. Bu sefer çıkan kişiye ondan bahsederek bulmayı planladı.

"Affedersiniz, birisini sorucaktım."

"Sor?"

"Hangi katta on dokuz-yirmi yaşlarında bir genç oturuyor?"

"Burdakilerin hepsi yaşlıdır. Sanırım bahsettiğin kişi Yoongi? Son kat dört, evlâdım."

"Peki bayım, teşekkür ederim."

Ses gelmeyince apartmanın içerisine girdi. Neden yaşlıların arasında oturuyor, diye düşünmüştü. Sonra pek takmadan dördüncü kata basarak gitti en üste. Kapıyı görünce elini cebine atarak yarısı olmayan fotoğrafı çıkarttı. Kapının ziline iki kez basıp bekledi kısa bir süre. Kapının ardından gelen yorgun ses konuştu:

"Kimsin?"

"Şey, o gün çarptığınız kişi..."

Yoongi duyduğu ses ile gözleri açılmıştı... Kalbi yavaş yavaş ritmini bozarken, vicudu da titremeye başlamıştı. Hoseok cevap alamazken devam etti:

"Çarpmadan sonra yerde bir fotoğraf buldum. Sizin olacağını düşündüm ve getirdim. Kapıyı açar mısınız?"

Yoongi fotoğraf lafını duyunca hemen kendine geldi. Onun için çok değerli olan fotoğrafı bunca zaman yanında değil miydi?

"Bir dakika?"

Koşarak odasına gitti. Gerçekten fotoğraf yoktu yerinde. Hızlı nefesleri kulaklarını tırmalamıştı. Şükrettiki o kaybolmadan diğer yarımı kendisinde (o bunu bilmiyor) olan kişi getirmişti. Odadan çıkıp dış kapıya ilerledi. Titreyen eli ile açtı kapıyı. Nasıl bir haldeydi bilmiyordu ancak bir ölüden farksız değildi. Titreyen elini uzattı:

"Alabilir miyim?"

Seside titriyordu, onun ile iletişimde olmayalı yıllar olmuştu... Hoseok bakışlarını yüzünden çekip titreyen ellerine baktı. Sonra hatırlamış gibi bir hal aldı yüzü. Elindeki fotoğrafı eline bıraktı. Baktı Yoongi fotoğrafta gülümseyen kendisine. Sonra şiddetli yağmuru işitince sordu:

"Bu ses ne?"

"Sanırım yağmur. Ben gelirken hafifti fakat şimdi daha şiddetli."

Bu yağmurda sevdiğini gönderemezdi öyle değil mi? Hem insanlık adına da soru yöneltti:

Do You Remember Me?|SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin