Okunacağından şüpheliyim ama birinin bunu yapması gerekiyordu
•••
Öğle vaktinin kavurucu sıcağı doğrudan iki gencin ev sahipliği ettiği yeşil arabaya konumlanmış, camlar yakıcı bir sıcaklığa bürünmüşken; Gavi, yüzünü soğuk hava üfleyen klimaya doğru iyicene yakınlaştırdı. Bir eli az önce kollarından sıyırıp kucağına yerleştirdiği ceketinde dinleniyor, diğer eli telefonunu kavramış, hesabına attığı son gönderinin altına gelen yorumları aşağı doğru birer birer kaydırıyordu.
"Benim evime geçiyoruz, değil mi?" Pedri cevabı zaten bilse de sordu, bakışları yola geri dönmeden kıvırcık saçlı oğlanda oyalandı.
"Hm," diye onay olarak mırıldandı Gavi. Dün gece iyi bir uyku çekemediğinden bugünün antremanında zaten az buçuk kalan direnci de yok olup gitmişti, doğru düzgün bir cümle kuracak kadar güçlü hissetmiyordu.
Burnunu kaşırken aç olup olmadığını anlamaya çalıştı. Eve gider gitmez bir şeyler atıştırmaya bile kalmadan koltukta bayılıp kalacağına adı kadar emin olmasına rağmen bakışlarını Pedri'ye çevirdi: "Pizza sipariş edelim mi?"
"Iyi olur," dedi Pedri. Pizzanın tadını anımsarken alt dudağını hafifçe dişlemişti.
Gavi afalladı. Emin olduğu bir şey vardı ki; eğer Pedri bu küçücük hareketin onda bıraktığı etkinin farkında olsaydı, dilini bile oynatmazdı.
Ama Gavi yine de kendisine engel olamadı. Bakışları dişlenen pembe dudaklara sabitliydi, kendi alt dudağı yavaşça dişlerinin arasında yer edindi ve zihni arzudan doğma korkunç görüntülerle bezendi.
On sekizinde ergen bir gençti sonuçta, Pedri'nin ona gülümsemesi bile sikinin seğirmesine yetiyorken, büyük olanın dudaklarıyla böyle oynadığını görmek beynini uyuşturuyordu. Bakışlarını kaçırdı ve asla odaklamayacağını bildiği Instagram keşfetine geri döndü, aksi takdirde istenmeyen şeyler yaşanabilirdi.
Çok geçmedi. Sessizlikle akıp geçen dakikalardan sonra aniden keşfette çıkan bir postla Instagram, gencin odağını tekrardan kazanmayı başarmıştı. Gavi, kaşları hafifçe çatılırken küçük bir küfür mırıldanarak Pedri'nin zaten kendisinde olan odağını kabarttı.
"Ne oldu?" Sesinin meraklı çıkmamasına özen göstermedi Pedri. Hislerini ve duygularını sesine yansıtmak konusunda en çok Gavi'nin yanında özgür hissediyordu.
"Şu orospu çocuğu Garnacho her yerde karşıma çıkıyor," dedi fake hesabında olmanın güvencesiyle postun altına birkaç küfür yağdırırken.
Pedri ne olduğunu anladığında iç çekti.
Garnacho, Manchester United'ın 18 yaşındaki mucize çocuğu. Barcelona'yla olan maçlarında dalga geçmek için Pedri'nin gol sevincini taklit etmişti ve bunun görüntüsü, dünden beri tüm keşfetini sarmıştı. Her gördüğünde ilk kez görmüş gibi bir sinirle bezeniyor, şu an olduğu gibi ağzına gelen tüm küfürleri klavyesinde sıralıyordu. Öyle ki, birkaç küfürün baş harfini yazar yazmaz kelimenin tamamı otomatik düzeltme kısmında belirdi.
"Sinirlenmene gerek yok demiştim. Yine ağzına geleni saydırma, başın eninde sonunda belaya girer." Pedri uyardı.
"Ben sinirlenmiyorum onlar sinirlendiriyor," diye savundu kendini Gavi yorumunu gönderirken. "Orospu çocuğunu engelledim bu sefer de fan sayfaları çıkıyor karşıma, katlanamıyorum."
Pedri istemsizce gülmüştü. "Ben bile bu derece sinirlenmedim."
Gavi, kıvrılmış dudakları gördüğünde göğsünü kabartan sıcaklıkla gülümseyecek gibi oldu.
"Bazen cidden küçük kardeşim olduğunu düşünüyorum." Gülümseyemedi. Bu cümleyle birlikte hayattan yediği tokat mutluluğunu kursağında bırakmıştı.
Sözün samimiliği Gavi'nin kalbine bir ok gibi saplanırken yüzünü delip geçen klimanın soğuğu bile aniden vücuduna basan sıcaklığı def edememişti. Yapabileceği tek şey yalandan gülmekti ve öyle de yaptı. Güldü ve yol boyunca sessiz kaldı.
Yüzünü sikme hayalleri kurduğu adam tarafından bir kez daha ayaküstü reddedilmişti ve bu sefer ki darbe, gergin hâlinin hemen ardından gelmişti. Öfkenin üstüne gelen bir hayal kırıklığı... Bundan daha kötü bir durum düşünemedi Gavi.
Daha yarım saniye önce elini Pedri'nin bacağına koyup avucunun altına konumlanacak deriyi sıkıp okşamayı düşünürken, şu an kendini açık bulduğu ilk camdan atsa en fazla ne olur diye düşünüyordu.
Hayatın cilvesi.
Yarım saat sonra omzundaki sarsmayla doğruldu Gavi. Uykuya daldığını bile fark etmemişti. Sarhoş bir edayla Pedri'nin açtığı kapıdan dışarı doğru adımladı. Adım atar atmaz güneşle doğrudan selamlaşması da hayatın bir başka cilvesiydi. Görüşü bulanıklaşırken bir küfür ağzından kayıp gitmişti.
"Küfürbaz seni," dedi Pedri arabasını kilitlerken. Sonra bir kolunu Gavi'nin omzuna atıp genci kendisine doğru çekti. Vücutlarını birleştirip kapıya doğru ilerledi.
"Sıcak havalardan nefret ediyorum." Gavi mırıldandı, Pedri'nin dokunuşları altında erirken kapıdan eve doğru süzüldü ve ilk işi Pedri'nin boyun kilidinden sıyrılıp klimaya doğru koşmaktı.
"Kutsandım amına koyayım," diye zevkle inledi Gavi. Evin serinliği vücudunu ferahlatırken bir süreliğine de olsa Pedri'nin sözlerini unuttu.
Yaşça büyük olanın 'kardeşim' derken ki dudak hareketleri arabada geçirdiği her saniye beyninde tekrarlanıp durmuşken, bunu kısa süreliğine de unutmak başına gelebilecek en iyi şeydi o an için.
"Sen pizzayı sipariş et ben kısa bir duş alacağım."
Gavi, gözlerini kapatmış adeta klimanın soğuk havasına taparken Pedri'nin üstünü çıkarttığını görmemiş, hâliyle yüzüne doğru fırlatılan tişörtün geldiğini de fark edememişti.
Girdiği transtan irkilerek ayrıldı Gavi. Ayrıldı ayrılmasına ama sonra yüzüne atılan şeyin ne olduğunu ve Pedri'nin çıplak vücudunu fark ettiğinde, bu sefer neredeyse komaya giriyordu.
"Duydun mu?" Pedri merdivenleri tırmanırken sordu.
"Evet," dedi Gavi. "Evet..."
Gözleri elindeki tişörtte takılı kaldı.
•••
40 yıl yiyip içmeden böyle dümdüz oturup düşünsem futbol fici yayınlayacağım aklıma gelmezdi amk bağımlısı edenler utansın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lust Of Youth • Gavi × Pedri
FanfictionFriends to lovers; Gavi × Pedri Tek avucunu masaya yaslayıp Pedri'nin kulağına eğildi; "Konuşabilir miyiz?" diğer eli Pedri'nin omzunu sıvazlıyordu. Bu iki kelime nece bir sertlikte Gavi'nin dudaklarından sıyrılmışsa, geri çekildiğinde Pedri tek bir...