bi gülüp üç ağlayan gavi, kafası karışık pedri ve az biraz sexual tension
•••
"Dikkatli yap, yara oluşmasın." Pedri gözlerini yumdu, kelimeler dudaklarından sıyrıldı. Klozet kapağına oturmuş, bir elinde sigarası yer edinmişken bacakları aralık; başı geriye doğru yaslıydı.
Gavi dudaklarından tatlı bir gülüşün kaçmasına engel olamadı.
Eline sıktığı traş köpüğünü Pedri'nin hafiften çıkmış sakallarına parmaklarıyla daireler oluşturarak yaymaya devam ederken, "Yüzünü deşmeyeceğim herhâlde, rahat ol," diye alaycıl bir cümle sundu.
Pedri kaşlarını çatıp yumruk yaptığı eliyle Gavi'yi hafifçe göğsünden ittirdi. Küçük olanın gamsız gülüşü tekrardan kulaklarına dolduğunda bu sefer eşlik etmeden duramadı.
Gavi tıraş köpüğünü güzelce yaydıktan sonra elini bir peçete yardımıyla temizlemiş, kapağını açık bıraktığı çöp kutusuna doğru basket atmıştı.
"LeBron James misin be adam?" Pedri, Gavi'nin çöpü tutturamadığını fark ettiğinde kahkahayı bastı.
"Sen de bi' Stephen Curry değilsin amına koyayım." Gavi somurtmak istedi ama Pedri böyle gülerken kaşlarını çatmayı bile beceremiyordu.
Gülümseyerek Pedri'nin parmaklarının arasından sigarasını sıyırıp aldı. Lavaboda söndürmeden önce dudaklarına yerleştirmiş, dumanı ciğerlerine doğru çekmişti. Pedri'nin dudaklarının sigarada bıraktığı nemi dudaklarıyla tatmaktan ahlaksız bir zevk aldı.
"Sence Måneskin Beggin' mi yoksa Madcon Beggin' mi?" Pedri'nin ani sorusuyla kaşları havalandı. Onunla birlikteyken aklına ne gelirse sormayı seviyordu, garip mi kaçar diye bir endişe onunla birlikteyken zihnini baskılamıyordu çünkü. Bunun bilincinde olarak Gavi genişçe gülümsedi.
"Nimet seçilmez." Güldü. "Kabul edilebilir bir cevap," diye karşılık verdi Pedri birkaç saniye düşünüp.
"Pekâlâ..." Gavi, Pedri'nin çenesini tutup başını sabitledi. Yüzüne doğru eğildi, dizini de dinlendirmek amaçlı Pedri'nin aralık bacaklarının arasına, klozet kapağının üstüne yerleştirdi.
"Ağzını oynatma," diye küçük bir uyarıda bulundu keskin jileti tenine yakınlaştırmadan önce.
Değdiremeden bileği soğuk bir el tarafından sarılmıştı.
"Dikkatli ol ama bak." Pedri uyardı. Aşı olacak bir çocuktan farkı yoktu şu an. Gavi gülüp uzandı ve düşünmeden dudaklarını Pedri'nin alnına bastırdı.
Bu aralarında sürekli oluşan normal bir temastı. Her gün en az bir kere Gavi'nin dudaklarına maruz kalıyordu, bu bir gerçekti. Fakat bu sefer ki normal hissettirmedi. Pedri, sıcak dudakların alnından şakağına doğru ilerlerken bıraktığı ıslaklığa karşı yutkundu. Kalp atışları hızlı ve yoğundu, kendini geri çekmekle Gavi'nin geri çekilmesini beklemek arasında koca bir ikilemde kalmıştı.
"Güven bana," diye fısıldadı Gavi. Pedri, dudaklarının her hareketini şakağında hissetti. Sıcak nefesle ürpermişti.
"Sen öyle fısıldayınca konulu porno filminde hissediyorum kendimi." Pedri mırıldandı. Deli gibi gergin olmasına rağmen ortamdaki havayı bozmak için sesini şakacı bir tonda çıkarmayı başarmıştı.
Gavi, Pedri'nin şakağına karşı güldü. Geri çekildiğinde Pedri'den kat kat kötü bir durumdaydı. Kalbi göğüs kafesini aşabilse, buradan Brezilya'ya kadar yol yaparmış gibi hissediyordu.
Dahası soğuk parmaklar bileğini hâlâ hafifçe sarmalıyordu. Temas onu sıcaklattıkça sıcaklattı. "Şunu şuradan çekelim." Boşta kalan eliyle bileğine sarılı parmakları avucu altında ezdi. "İşe koyulmanın zamanı geldi," diyerek Pedri'nin elini hafifçe sıkıp bileğinden çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lust Of Youth • Gavi × Pedri
FanfictionFriends to lovers; Gavi × Pedri Tek avucunu masaya yaslayıp Pedri'nin kulağına eğildi; "Konuşabilir miyiz?" diğer eli Pedri'nin omzunu sıvazlıyordu. Bu iki kelime nece bir sertlikte Gavi'nin dudaklarından sıyrılmışsa, geri çekildiğinde Pedri tek bir...