final
iyi okumalarr
---
Her şey çok hızlı gelişmişti.
Daha bir hafta önce aşk acısından kıvranıp duran, tüm düzeni alt üst olmuş Gavi'nin sevdiği adam; şu an üstü çıplak, boynundaki ve köprücük kemiklerindeki kızarıklar göz önüne serilmişken açık cama karşı sigarasını tüttürüyordu.
Gavi'nin dileyebileceğinden çok daha fazlasıydı bu, Tanrı'nın sevgili bir kulu olduğunun en büyük kanıtıydı.
Havluyu saçlarında gezindirip kahverengi tutamları gelişigüzel nemlendirdikten sonra yatağının üstüne attı.
Pedri ciğerine dolmuş kara dumanı bir kez daha dudaklarından üflerken beline sarılan ellerle irkilmişti.
Gavi çenesini Pedri'nin omzuna yasladı. Belinin iki tarafına kondurduğu ellerini sürükleyip karnına sarmış, sıkılaştırıp çıplak bedenlerini birleştirmişti.
Pedri alışık olmadığı bu hislere karşı tekrardan heyecanla kasıldı. Karnında birleşmiş elleri avucu altına alıp baş parmağıyla hafifçe okşarken, Gavi'nin saçlarından yayılan şampuan kokusuna doğru çekilmekten kendini alıkoyamadı. Burnunu kahverengi, ıslak tutamlara kısaca sürttükten sonra kokuyu genzine doğru derince çekti. Islak tutamlardan dökülen küçük damlalar çıplak göğsüyle buluşuyor, ürpermesine neden olup yavaş yavaş karnına doğru süzülüyorlardı.
"Ayıldın mı?"
Gavi küçük bir onay mırıltısı çıkardı. Dudakları, Pedri'nin omzundan boynuna doğru küçük öpücükler eşliğinde yol aldı. Beyaz tende yer edinmiş kızarıklıklara vardığında durdu, dudaklarını her bir diş izine bastırıverdi.
Pedri inlememek için alt dudadığını ısırırken bakışları El Born'u göz önüne seren cama çevriliydi. Hâlâ aydınlanmamış gökyüzünü küçük bir süzüp sigarasını dudaklarına doğru yönlendirirken, "Evine daha önce gelmediğime inanamıyorum," diye aklını dağıtmak için mırıldandı. "Manzarası çok hoş."
"Annemle beraber seçmiştik burayı." Gavi öpücüklerini kesti. "Bana da ver." Pedri sıcak nefesin kulağına çarpmasıyla ürperdiğini belli etmemeye çalışarak parmakları arasındaki sigarayı Gavi'ye uzattı.
Gavi nemli ucu dudakları arasına alıp kara dumanı ciğerlerine doğru çekti. Pedri, Gavi dumanı dışarı üflesin diye başını hafifçe yana kaydırıp yer açarken küçük olanın çenesinden kavrayıp dudaklarını birleştirmesini beklemiyordu.
Ciğerlerindeki duman burnundan süzülürken Gavi öpücüğünü sıkılaştırdı. Pedri dayanamayıp dudaklarını araladığında duman onun ağzıyla da buluşmuştu, dilleri arasında gezinip bir çıkış yolu aradı; burunlarına doğru süzülüp dışarıya yayılırken Pedri'nin yüzü öksürme ihtiyacıyla buruştu, burnunda dolaşan dumanın yakıcı bir etkisi vardı.
Başını yana çevirip öpücükten ayrıldığında bir eli Gavi'nin göğsünde yer edinmişti, hafifçe ittirip kendine alan açtı. Gavi gülümseyip genzindeki son dumanı dışarı üflerken Pedri kolunu dudaklarına örtmüş öksürüyordu.
"Aptal aptal fantezilerini üzerimde deneme," dedi kısık çıkan sesiyle. Sigarasını camın kenarında söndürüp yaşarmış gözlerini Gavi'ye dikti.
"Hoşuna gitti, itiraf et." Gavi yüzünü tekrardan Pedri'nin boynuna gömerken gülüyordu.
Pedri dokunuşlarına karşı kasılmamaya çalışsa da ne yaparsa yapsın Gavi'nin bir şekilde bedeninin verdiği her tepkinin farkında olduğunu biliyordu. Bu yüzden çabalamayı bıraktı. Artık bunun adına çabalamanın da bir önemi kalmamıştı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lust Of Youth • Gavi × Pedri
FanfictionFriends to lovers; Gavi × Pedri Tek avucunu masaya yaslayıp Pedri'nin kulağına eğildi; "Konuşabilir miyiz?" diğer eli Pedri'nin omzunu sıvazlıyordu. Bu iki kelime nece bir sertlikte Gavi'nin dudaklarından sıyrılmışsa, geri çekildiğinde Pedri tek bir...