Birkaç ay sonraÇalan kapı ile yaptığı resme ara verip kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açınca gördüğü Minseok ile gülümsedi.
''Haberleri duydun mu?'' diye sordu Minseok arkadaşına içeri girerken.
''Hayır niye?'' dedi Hyunjin kapıyı kapatıp.
''Cadı Meclisi anlaşmaya uymadığı için Prens Arthur'u öldürmüş.'' dedi
''Burayı pek bilmiyorum ve açıkçası umurumda da değil. Burada kalıcı olarak kalmayacağız büyük ihtimalle'' dedi Hyunjin
"Nereye gitmek istiyorsun?" dedi Minseok
"Bilmem sanata ve resme değer veren bir ülke olabilir." dedi Hyunjin
"Anladım, güzel fikir başarılı resim yapıyorsun ileride belki para kazanabilirsin bununla" dedi Minseok
Ardından normal konulardan konuşmaya başladılar. Hyunjin ona yaptığı kekten ikram etti ve çay içtiler.
Hyunjin ve Minho buraya yerleşmişlerdi. Evdeki çeşitli büyü ve kapanlarla meclislerinden saklanıyorlardı. Buradaki meclis onları iyi karşılamıştı. Tabi sevgili olduklarını bilmiyorlardı. iki öksüz olarak tanıtmışlardı kendilerini. Hyunjin geldikleri ilk hafta bir kristal küre bulmuş ve Yeji ile konuşmuştu. Oradaki durumlar fazlası ile karışıktı. Yeji onu buraya asla gelmemesi hakkında uyarmıştı. Hyunjin ne kadar üzülse de bir şey dememiş burada iyi olduğunu söylemişti. Ardından birkaç büyü ile buradaki dili ezberlemişlerdi. Birikmiş paralarını won'dan sterlin'e çevirmişlerdi.
Sonra buradaki cadı meclisine girince birkaç arkadaş edinmişti. İçlerinden en yakın hissettiği ve aynı zamanda geldiği yerden olan Minseok'tu.
İkisi aralarında Korece konuşmaya devam ederken kapı açılmıştı.
''Ben geldim" diyerek girdi içeri Minho
Minseok'u görünce ona kısa bir hoş geldin deyip Hyunjin'e döndü. '' Konuşmamız lazım'' dedi Minho
Minseok konuşmaları gereken özel bir şey olduğunu anlayıp '' Yapmam gereken işler var mecliste ben gidiyorum. Sonra görüşürüz ''dedi ve gitti
O gittikten sonra Hyunjin Minho'nun yanına gitti. '' Ne oldu?'' dedi Hyunjin
''Son malzemeyi de buldum'' dedi Minho bodruma inerken. Kapıyı açıp merdivenlerden inerken karşıdaki mumlara ''insendia'' diyerek yanmasını sağladıktan sonra Hyunjin'i bileğinden tutarak aşağıya inmelerini sağladı.
''Ölümsüzlük konusunda neden bu kadar isteklisin anlamıyorum" dedi Hyunjin sevgilisini takip ederken
"Nedenini daha önce açıklamıştım sevgilim. İşte son malzeme burada"dedi Minho merdivenden inmeyi bitirirken
Hyunjin gördüğü kız ile irkildi. "Kim bu kız?" dedi
"Büyünün son malzemesi bir cadı ve vampirin çocuğunun kanı sevgilim ve şansımıza bir tane buldum" dedi Minho zincirlerle ve mine çiçeği ile kaplanmış kızı göstererek
Kızın ağzı bağlı, bilekleri zincirliydi. Gözleri kapalıydı ve ayakları zincirle kenardaki boruya asılmıştı.
"Minho delirdin mi sen? Bu kız en fazla 16 yaşındadır ve daha çocuk, masum. Sırf bizim için ondan vazgeçmemi mi istiyorsun?" dedi Hyunjin sinirle
"Bir gün meclis tarafından idam edilmemizi mi istiyorsun? Sonuna kadar peşimizi bırakmazlar. Ama eğer ölümsüz olursak pes edecekler çünkü onlardan daha güçlü olduğumuzu bilecekler. Bu yüzden sevgilim bunu ikimiz için yapıyorum, yapıyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Immortal/Hyunho
Fanfictionİki ölümsüzdük biz, bir elmanın iki yarısıydık. Ta ki sen beni bırakıp gidene kadar angst değil birden fazla ship içeriyor