Bir gün pazara gittim.dolandım durdum.Sonra garip bir satıcı,bir süveter satıyordu.Süveter öyle güzeldi ki sanki hipnoz oldum gibi hissettim.Bir anda istemsizce elimi çantama daldırıp paramı çıkardım ve cüzdanımdaki tüm parayı 2 süvetere verdim.Biri siyah,biri beyazdı.Her şey istemsizce olmuştu.Ama anneme bunu nasıl anlatacağım??Anlatsam da zaten inanmazdı.Bu yüzden beğenip aldığımı söyleyecektim.
Eve geldim.Annem kalan parayı istedi.''Para bitti" dedim.Annem ise hiç tepki vermeden "Bu hafta okul hariç dışarı çıkman yasak" dedi.Ne alaka anlamadım.İtiraz etsemde sözümü yarıda kesip beni odama gönderdi.Aldığım süveterleri inceledim.Birden istemsizce elim beyaz süvetere gitti.Giyindim.Annemin yanına gittim.Annem bir anda bana 800 tl para uzattı."Bundan sonra her gün harçlığın bu kadar olacak,her ne kadar az olsada" dedi.Neden ki?? Annem neden cezamın üstüne durduk yere bana para versinki? Parayı aldım.İçimden "Keşke annem dışarı çıkmama da izin verse" dedim.Bir anda "Kızım ,istersen arkadaşlarınla dışarı çık."dedi.Anneme birisi büyü falan mı yapmıştı?Hazır izni koparmışken Esra'yı arayıp dışarı çıkacağımı söyledim.O da bana eşlik edeceğini söyledi.
Gidip üstüme siyah süveterimi giydim.Dışarda Esra'yla buluştuk.Dondurma yemeye gidecektik.Dondurmacıya doğru yürüyorduk.O da ne? Geriye bıraktığımız yollar kayboluyordu!Ve karşımıza dondurmacı yerine yıkılmak üzere büyük bir şato vardı.Oraya sürükleniyorduk.Evet,yanlış duymadınız.Sürükleniyorduk.Şatonun kapısı açıldı.İçeriye girdik.Bir cadı çıktı.Evet bu oydu!Bu süveteri aldığım satıcıydı.Sonra bize "Hoş geldiniz gençler" dedi."Burası neresi" dedi Esra."Durun,ondan önce size bir teklifim var"dedi cadı."Size sihirli güçler vereceğim ancak,benim size verdiğim 10 görevi tamamlayacaksınız.Eğer kabul etmezseniz,bu koca şato üzerinize düşer".Kabul etmek zorundaydık.Yoksa,buradan nasıl çıkacaktık?Cadı,bize bir oda gösterdi ve "Hergün 1 görev yapacaksınız." dedi.
Ertesi gün sihirli güçlerimiz vardı.Ancak sınırlıydı. Cadı, odamıza geldi."ilk göreviniz buraya doğru yaklaşan bir adam var,onu öldürmek." dedi.Ne? İnsan öldürmek mi?Birisini öldüreceğime,burada enkaz altında kalıp geberirim daha iyi.Ama Esra atlayıp "olur,sen yeter ki bizi bırak" dedi.Çok sinirlendim.Bu ne bencillikti?Ağzımı bile açamadan öldüreceğimiz insanın yanına ışınlandık.Bir elimde bıçak diğerindeyse silah vardı.Ve yine istemsizce adamın yanına gidip ona bıçak sapladım.Evet,bunu ben yaptım.Hayır,bunu yapan ben olmamalıydım.Ertesi gün içimde bi rahatlık vardı.Ne? Vicdan azabı çekeceğime iyice rahatlıyodum.
Cadı yine geldi.Bu defa hırsızlık yapmamızı istedi.N'apalım.Yaptık.Elinde içinde 2 milyon dolar olan bir çanta vardı.Aldık kaçtık.Günler böyle devam etti.Ta ki 10. güne kadar.10. gün olduğunda cadı yine geldi.Biz ise buradan çıkacağımızn mutluluğunu yaşıyorduk.O gün cadı bana kıyafet olarak beyaz süveterimi getirmişti.Beyaz süveteri giyindim.Esra ise benim siyah süveterimi istedi.Verdim ve onu giydi.Cadı geldiğinde bana çok iyi davranıyordu,ancak Esra'ya da bir o kadar kötü davranıyordu.Sonuncu görevi tam söyleyecekken içeriye birisi girdi.Bu babamdı.
YOU ARE READING
Burası Neresi?
Ficção Adolescenteİlk bölümün şarkısını alakasız ama Dünyanın sonuna doğmusum belirliyorumm...