Etrafıma korkuyla bakıyordum. Bir polis memuruna sordum. "Pardon neler olduğunu söyleyebilir misiniz?" "İsim soy isim?" "Ji Nam Ra." "Oh bizde sizi bekliyorduk. Lütfen bizimle gelin." Dedi ve beni bir yere getirdi.
"Amirim Ji Nam Ra." Dedi. "Oturun lütfen bayan Nam." Dedi. Dediği gibi yaptı. Bir fotoğraf gösterdi. "Kim olduğunu tanıyor musunuz?" Bu Hyunjinin kavga ettiği, bana bakan çocuktu.
"Pek sayılmaz." Dedim. "Yani hiç konuşmanız olmadı mı?" "Dün dersteyken bana uygunsuz şekilde bakıyordu. Erkek arkadaşım....." "Hwang Hyunjin." "Evet. Küçük bir tartışmaları oldu. Neler olduğunu söyler misiniz?" "Okulunuzun koridorunda karnı yarılmış, boynundan duvara asılmıştı." "Bu çok........ Trajedik." "Ve de sizi burda tutmak zorundayız. Okulun içerisinden ayrılmayın." "Peki." Dedim ve kalktım.
İçimdeki kötü ses bana iğrenç şeyler söylüyordu. Hyunjin yapmış olabilirdi. Tanrım. İçimden bir ses olay yerine gitmemi söylüyordu. Gizlice oraya gittim. Kimseler yoktu. Ve de adam hala asılıydı. Miğdem bulanmıştı. İnceledim. Adamın karnı cidden bir bıçakla oyulmustu. Boynu morarıktı. Etrafına baktım. Bir dakika. Bu benim bilekliğim.
(Flashback)"Yah hyunjinn~ o benim bilekliğim." "Hayır bebeğim bu benimki." "Aynı bileklikler den alma fikri mantıklı değildi." "Ama ikimiz de birbirimizden bir parça taşımış gibi olacağız şimdi." "Çıkarma onu bileğinden. O zaman hep yanında olmuş olurum."
(Flashback end)
Bileğime baktım. Benimki bende. Tanrım lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun. Elimi telefonuma attım. Onu aradım. Telefonu kapalı. Gözyaşlarım delirmiscesine akıyordu. Yerden bilekliği aldım ve cebime attım. Okulun çatısına koştum. Yine aradım. Yine yine yine. Hiç açmıyordu. Telefonu kapalı. Lanet olsun ki bütün oklar onu gösteriyordu. Bileklikte kan vardı. Onu kavga etmişken düşünmemişti. O gün takmamisti çünkü. Bağırdım. Deliler gibi. Şimdi nolacak? Ben onu ele mi vereceğim? Yoksa sakliyarak suç mu işleyeceğim? Kendimi toparlamalıydım. Benim hayattaki tek varlığım oydu. Ailem, yaşama sebebim, onca yıllarım bir bilekliğin elindeydi. Lanet olsun ki bileklik de benim elimde. Gözyaşlarımı silip aşağı indim. Adamın yanında hala kimsecikler yoktu. Kameralar burayı görmüyordu. Biraz daha detaya inmem lazım. Burası kavga ettiği koridor. Eğer cidden kavgada düşseydi biraz daha uzakta olurdu. Ve de bileklik kana gömülmezdi. Saç teli var mı diye baktım cesedin etrafına. Bir tane bile yoktu. Bilekliğin boncukları da tam. Başka delil yoktu. Koridorun sonundan buraya birileri geliyor. Ordan ayrılmadan önce birşey bıraktım ve bahçeye çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer || Hwang Hyunjin
FanfictionBen tehlikenin yansımasıyım küçüğüm. Ateşle oynuyorsun.