uzaylılar

34 2 0
                                    

Sabah uzay gemisinin eve inişiyle uyandım.

Galaksiler arası yolcu taşıyorlarmış beni de götürmek istiyorlarmış.

Ne demek yeşil suratlılar alın götürün beni...

Zaten gece Eylül yüzünden sevgilimle uyuyamadım. Meryem'i de alıp uzaya gidecem. Görür o neymiş evlenmeden aynı odada kalınmazmış. Kızım sen bizi mi gözetliyon sanki bir şey yaptığımız var da sevgilimle sarılıp uyuycaz yaa... Yok yok Eylül annemden betersin yaa. Eylül ile annem süper anlaşır tam kafalar, oturur yaprak sararlar birlikte.

Kapının tıklatılmasıyla doğruldum.

"Girebilirsin."

"Aşkım uyanmışsın."

"Bu seste uyunabilir mi?"

"Evt Eylül evi süpürüyor."

"Ufff benim daha uykum vardı."

"Kalk hadi uyuşuk yaa Eylül sucuklu yumurta yapmış bak."

"Bana uyuşuk diyene bak sen nesin hanımefendi???"

"Beni karıştırma... Yaaa gıdıklamasana...."

-Emre'nin beni gıdıklamasından kaçıp ayağa kalktım. Elim bir şeye çarptı, vazonun yere düşüp kırılmasıyla irkildim.

"Upss Eylül bunu görmesin" dedi. Emre alayla.

"Eylül'den korkuyor gibisin Emre Bey??" dedim. Aynı tavırla.

"Yaa ne demezsin yaa kız yatak odamıza bile karışıyor. Senle sarılıp uyuyamadım. Annem gibi." dedi masum çocuk taklidi yaparak.

"Mmm şey bn özür dilerim. Eylül ile konuşurum. O da beni düşünüyor." dedim. Mahçup bir şekilde.

"Biliyorum tatlımm sn sıkma canını konuşmana gerek yok arkadaşınla aran bozulmasın."

"Seni seviyorum.."

"Ben de seni."

Yataktan kalkıp kahvaltı yapmak için mutfağa geçtik. Emre'ye belli etmesem de içimde bir sıkıntı vardı. Acaba Emre, Eylül'ü istemeyebilir mi? Aramız bozulabilir mi? Sonuçta Eylül ev tutup arkadaş bulana kadar kalacaktı. Derin bir nefes aldım. Emre iyi biriydi, çok iyi. Kariyerinin başında olsada mesleğinde de iyiydi. O mukemmel birisi ne diyebilirim ki. Yurttan atıldığımızda ikimizi de itirazsız evine almıştı. Ardından da ben okulu bıraktım. Emre ile birlikte stüdyoda ilk albüm çalışmalarını yapıyoruz. Müzik hayalimi sevdiğim adamla birlikte gerçekleştiriyorum.

"Meryem...." "Meryem..." "Meryem...."

Biri bana mı sesleniyor????

"Meryem kendinde misin dostum???"

Gözümün önünde sallanan bir el ile kendime geldim.

"Hıhh ne oldu???" dedim. Şaşkoloz şaşkoloz.

Kızım sana sesleniyorum çayın soğudu. Sen iyi misin? Dünyayla alakayı mı kestin?

"Evet dalmışım biraz."

"Aşkım uzaylılardan haber mi aldın? Bizi mi bekliyorlar" dedi Emre tatlı taltı.

"Hıhı evet seni çağırıyorlar. Emre'yi ne de olsa Fadıl öldürecek stüdyoya yarım saat geç kaldı. Fadıldan uzaya kaçabilir diyorlar."

"Yarım saat mi??? Eyvahh geç kamışım bn yaaa.."

"Evet bn de onu diyorum topukları yağla bn sonra yanına uğrarım."

"Tamam görüşürüz... Bn kaçar. =D"

Masadaki tabakları kalkıp mutfağa götürdüm Eylül de peşimden gelip önüme dikildi.

"Meryem neyin var???" dedi.

"Yok, bir şeyim."

"Ben seni çok iyi tanıyorum kafana bir şeyleri takmışsın" dedi. Emin bir şekide.

"Yok bir şeyim Eylül sadece sana sinirliyim. Sevgilimle yaklaştırmıyorsun beni yaa. Türkan Şoray bile bu kadar yapmaz."

"Tamam istediğinizi yapın. Evlenmeden çocuk bile yapmakta özgürsünüz ama şunu unutma ki İstanbul'a birbirimize emanet edildimiz için geldik."

"Eylül beni koruduğun ve düşündüğün için teşekkür ederim ama bn ne yapacağımı biliyorum."

"Pekala bn alışverişe çıkacam oradan da stüdyoya uğrarım. İstediğin bir şey var mı?"

"Hayır teşekkürler."

Eylülün tavırlarına aldırmadan çantamı aldım. Kapıyı açtımm karşımda 14-15 yaşlarında.!

"Buyrun???"

"Buyurayımm canımm." dedi. Asılarak mall...

"Bir sorun mu var?" dedim. Dalga geçercesine.

"Olmaz mı rakı var mı sizdee bebeğim" dedi.

"Ufaklık senin yaşın rakı içmek için küçük değil mi?"

"Seninle çıkacak kadar büyük ama... =D" dedi pişkin pişkin. Ahh şu kendini bir şey zanneden çocuklar yok mu?

"Hopp ne oluyor burada???" dedi birisi, dönüp baktığımda Emrah'mış. İlk kez doğru zamanda geldi dedim içimden.

"Hiççç bir şey olmuyor Emrah abi" dedi çocuk.

"Hadi bakalım Bak bu kız Emre abinin sevgilisi ona göre..."

"Haaa peki diğer kızın sevgilisi var mı?"

"Hangi kızın oğlum sanane sen işine baksana salak mısın nesin? Durmuş bir de Eylül'ün sevgilisi var mı diye saoruyor. Bas git elimden kaza çıkmadan..." dedi. Emrah kızgın kızgın vuhuuu...

"Emrah???" dedim imalı imalı

"Çocuğa acıdığımdan" dedi. Şapşalll ateş bacayı sarmış desene. =D bir ara bu konuya el atarım.

"Teşekkür ederim Emrah" dedim.

"Önemli değil sadece tuhaf komşularımız var alışırsın" dedi.

"Daha da mı tuhaf??" dedim.

"Bu ne ki? Alt katta bir teyze var. Öğrenci kiracı düşmanı, Onun karşısındaki gençler işte yumuşak erkekler."

"Yumuşak erkeler???"

"Yaaa işte anladın sen yenge."

"Anladım baya bi tuhaf apatmanmış."

"Hemde ne? En çok da Eylül olunca. =D"

"Hıııı??? Eylül ile baya ilgileniyorsun?"

"Ne??? Konuyu değiştirmeye çalışma bn ondan nefret ediyorum. İlgilenmekle alakası yok"

"İyi şimdilik öyle olsun. O da senden nefret ediyor zaten."

Emrah ile konuşa konuşa stüdyoya gelmiştik. Emre'yi görünce sarıldım hemen.

"Aşkım tam zamanında geldin. Benim de bir şey almam lazımdı. Benimle birlikte gelir misin?"

"Tamamm."

Emre ile birlikte bir alışveriş merkezine gittik. Teknosaya girip bir şeyler aldık.

"Emre...."

"Efendim cnm?..."

"Emrah ile Eylül hakkında ne düşünüyorsun??"

"Ne düşünmeliyim? İkisi de arkadaşlarımız."

"Off Emre..."

"Tamam kızma hemen ikisinin birbirine çok yakışacağını düşünüyorum."

"Hmm. Bu duruma el atmamız lazım."

"Bncede..."

"İşi ikisine bırakırsak hayatta olmaz. Eylül'ü tanıyorum."

"Ben de Emrah'ı tanıyorum."

"Ama Dur bi dakika benim planım var." dedi. Emre sinsice sırıtarak.

İki KişilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin