HUNHAN'IN BEBEĞİ SEHAN
Yazar: oohsehan
6. Bölüm
Bu da neydi şimdi? Doğru mu duyuyordum? Jongin benden hoşlandığını mı söylüyordu bana? Ben Sehun'dan hoşlanırken, onun en yakın arkadaşı Jongin bana, benden hoşlandığını söylüyordu. Ne yapacaktım şimdi? O an dünyanın benim için dönmeyi bıraktığını hissettim. Zaman durdu benim için. Beynim uyuşmuştu. Sadece Jongin'in kelimeleri dans ediyordu beynimde. Gözlerim karşıdaki duvara kenetlenmişti. Hareket edemiyordum. O an birinin beni sarstığını hissettim. Gözlerimi duvardan ayırdım ve beni sarsan kişiye döndüm boş bakışlarımla. Jongin.
"Luhan?! Tanrım Luhan!! İyi misin?!"
Sesi endişeli çıkıyordu.
"E-evet. İ-iyiyim."
"Tanrım bir an öldün sandım!" ( he mal öldü asdfghjjk)
"Ü-üzgünüm seni endişelendirdiğim için.."
"Luhan.. Bir anda söylememeliydim. Biliyorum daha zamanı değildi. Üzgünüm. Hemen cevap vermek zorunda değilsin. İstediğin kadar düşünebilirsin ama... Ama lütfen beni reddetme. Eğer beni sevmiyorsan, sana kendimi sevdirebilirim. Ve seni beklerim. Sorun değil."
"Jongin yarına kadar düşüneceğim ve beni sevdiğin için teşekkürler. Minnettarım."
Dedim en samimi gülümsememle. Hala şoktaydım ve ne diyeceğimi bilmiyordum. Ve bu gergin havadan iyice sıkılmıştım. Sandalyeyi yavaşça ittim geriye ayağa kalkarken. Jongin'e bakmaya çalıştım. Tanrım utanıyordum. Bu da neydi böyle? Zar zor kurduğum göz temasıyla gülümsedim ve konuşmaya başladım.
"Kahvaltını bitirdiysen artık gidelim. Yoksa geç kalacağız."
Kafasını salladı ve eline aldığı peçetesiyle ağzını sildi. Sandalyeyi arkaya itti ve ayağa kalktı.
"Gidelim!"
Dedi gülümseyerek. Gülümseyişi gerçekten çok güzeldi. Saniyelerce izledim o güzel gülümsemesini. Sonra düşüncelerimden kurtulmak için kafamı salladım. Sersemlemiştim ve beynim bulanmıştı.
Arabamın anahtarlarını, cüzdanımı ve telefonumu alıp kapının önünde Jongin'i beklemeye başladım. O da içeriden eşyalarını alıp yanıma geldiğinde, dışarı çıkıp arabama doğru yürümeye başladık.
Sonunda arabaya ulaştığımızda -tabi ki ona araba denirse. Yavruydu o yavru.- kilidini açtım ve bindik Maserattime. (Tao'nun arabasından asd) Çalıştırdım ve sessizce yolculuğumuza başladık.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Sadece radyodaki müziğin sesi vardı. Sonunda okula ulaştığımızda arabadan indik ve Jongin bana döndü.
"Teşekkürler Lu. Sonra görüşürüz. Gitmem gerek."
Dedi ve el sallayıp okula doğru yürümeye başladı. O an aklıma geldi. Dün gece olanlar ve çocuklara demeden oradan ayrılmam. Sanırım beni dövecekler. Korkmaya başlamıştım. Ve onlara ne diyecektim? 'Sehun piçini bir kızla öpüşürken gördüm ve kaçtım' mı? Kyungsoo beni öldürecek. Tanrım koru beni Kyungsoo'dan. Korkak adımlarla okula doğru yürümeye başladım. Bir yandan dua ediyor, bir yandan da bana yapacaklarına kendimi hazırlıyordum. Oh! Ölmek için çok gencim çocuklar!