AZALAN GÜNLER

74 15 12
                                    

HOSEOK

Sabah göğsümde ki ağırlıkla uyanmıştım. Yoongi dün gece nasıl uyuduysak aynı pozisyonda duruyordu. Yavaş yavaş saçlarını okşamaya başladım.

Dün gece çok korkmuştu. Onunla birlikte bende korkmuştum. İlk kez arkamda dağ gibi duran sevgilimi o kadar çaresiz görmüştüm eğer o an imkanım olsaydı dizlerimin titremesinden yere yığılabilirdim.

"HOSEOK KALKIN ARTIK KAHVALTI HAZIR" kapının önünde bağıran Jin hyung yüzünden kollarımda uyuyan sevgilim sıçramıştı. Hemen saçlarını okşayarak sakinleştirmek istedim.

"Ştt tamam sevgilim. Burdayım ben." dedim saçlarına öpücük kondururken.

"Geliyoruz"dedim Jin hyunga hitaben.

Hala uyuyan sevgilime döndüm.

"Yoongi uyan hadi bak Jin hyung kahvaltı hazırlamış bize." saçlarını okşarken sevgilimi uyandırmaya çalıştım. Çok geçmeden kalkmıştı. Gözleri hala kırmızıydı.

"Günaydın Yoongi'm. Nasılsın biraz daha iyi misin?" dedim gözlerine bakarak.

"İyiyim sevgilim. Seni endişelendirdiğim için özür dilerim. Yüzümü yıkayayım aşağıya inelim çok beklettik." Tam yataktan kalkmak üzereyken elinden tuttum ve kendime döndürdüm.

"Yoongi iyi olduğuna emin misin? Lütfen... bana anlatabilirsin Sevgilim." elleri yanaklarımı buldu ve okşadı. Gülümseyerek konuştu.

"Sevgilim sen zaten dün gece bana yeteri kadar yardım ettin. Eğer sen olmasaydın ben bu geceyi krize girmeden atlatamazdım. Teşekkür ederim iyi ki varsın." dedi dudağıma küçük bir öpücük kondurarak.

"Hadi gel yüzümüzü yıkayalım inelim. Çocuklar yeteri kadar bekledi. O üç velet odayı basmadan inelim." dedi cümlenin sonunda hafif gülerek.

"Tamam sevgilim." elini tutarak banyoya gittik. Yüzümüzü yıkadıktan sonra aşağıya mutfağa indik.

"Günaydın millet" dedik. Herkes bize dönmüştü. Tae ve Jimin birbirine laf atmayı bırakmış bize cevap vermişti. Namjoon Jimin'i izlemekten bizi duymamıştı. Kook ise Jin hyunga yardım ediyordu.

"Günaydın hyung. Nasılsın iyi uyudun dimi çalışmalara devam edicez dimi dimi." dedi çocuksu bir heyecanla.

Gülerek cevap verdim." Evet Jim çalışmaya devam edicez kahvaltıdan sonra."

"Tamam otur o zaman hyung hemen yiyelim başlayalım." dedi aynı heyecanıyla.

"Ya Hoseok Hyung bu Jimin olcak arkadaş özel hareketin ne olduğunu bize söylemiyor." Özel hareket mi ?

Şüpheyle Jimin'e baktım. Kaş göz işareti yaparak çaktırmamam gerektiğini söylüyordu.

"E-evet Tae sürpriz bu bilmemeniz sizin için daha iyi." dedim bir çırpıda.

Jimin rahatlamış bir şekilde nefes aldı.

"Ee Hoseok ağrı falan var mı? Malum dün çok çalıştınız paslanmış mısın?" dedi alayla Jin hyung.

"Hiçte bile paslanmamışım bana inanmıyorsan Jimin'e sor." dedim kanıtlamak ister gibi.

"Öyle mi Jimin" dedi gözlerini ona çevirirken.

"Evet hyung hatta bişey diyim mi benden daha enerjikti. Asıl paslananın ben olduğumu bile düşünüyorum." dedi kahvaltısını yaparken.

Jimin de ki bu kahvaltı aşkı ne hiç anlamıyorum. Öğle ve akşam yemeklerini bu kadar yemiyor.

Önüme döndüğümde kahvaltı tabağımda yiyebileceğimden fazlası vardı.

"Tabağındakilerin hepsi bitecek." yanımdan gelen uyarı dolu sese döndüm. Tabağımı dolduran Yoongi miydi? Ne zaman doldurmuştu?

Boy Meets Evil ~SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin