Kavga

82 3 0
                                    

Felicia'nın yanına geldiğimizde Sylvia da bizimle gelmişti.Ne kadar yapışkan bir kız ama! Böyle olduğunu bilsem asla yardım sözü vermezdim,dış görünüşle yargılamak cidden yanlıştı..Dışarıdan ne kadar 'kimse umrumda değil' kızı oynuyorsa aslında tam olarak 'yardıma ihtiyacım var' kızdı.O günden beri nasıl da yakamıza yapışmıştı,hem de onu dövdüğüm halde..
Kafamı sallayıp bu sinir bozucu düşüncelerden kurtuldum ve doktorun çıkmasını beklemeye devam ettim.Hafızamla beraber geçmişimi kaybetmişken bana en çok yardımcı olan dostlarımdan birini de geçmişim gibi kaybetmek istemiyordum.Ellerimle yüzümü kapatıp alnımı ovmaya başladım.Biri yanıma gelip elini omzuma koyup dostça vurdu,Ollie olmalıydı.
"İyi misin?"
"İyi olmam için bir neden var mı?"
"Felicia'nın iyileşeceğini göz önüne alırsan evet,var."
"Sen Tanrı değilsin,bilemezsin." dedim.Sinirlendiğimde aksi birine dönüşüyordum ama beni tanıdıkları için asla kızmıyorlardı.
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Şu filmlerdeki gibi 'Sana söz veriyorum,iyileşecek' muhabbeti yapma sakın.Film çekmiyoruz ve her şey olabilir.."
Ellerini teslim olur gibi kaldırdı.O sırada doktor Felicia'nın odasından çıktı,koşar adımlarla yanına gittik.
"Nesi var?" diye sordum hemen.
"Yaptığımız testler sonucunda,beyin zarlarında iltihap oluştuğunu gördük.Abisinin söylediğine göre sürekli bayılıyormuş,bu neden bayıldığını açıklıyor.Ve beyninde oluşan iltihaplar da bizi doğruca epilepsi hastalığına yönlendiriyor."
"Nasıl?" diye sordu Ollie. "Felicia epilepsi hastası mı?"
"Malesef.." dedi doktor.Sinirle ellerimi yumruk yaptım ve kızlar tuvaletine -Ollie rahatsız edemesin diye- koşturdum.Hayır ağlamacaktım,verdiğim sözü tutacaktım ama bu kendime zarar vermeyeceğim anlamına gelmiyordu.İki elimle de saçlarımı tutup çektim.Hiçbir işe yaramıyordu.Hafızam o lanet beynime geri dönemiyordu.Daha geçmişini bile bilmeyen zavallının tekiydim.En yakın arkadaşına yardım edemeyen sürtüğün tekiydim.En önemlisi amaçsız bir şekilde insanlara zarar vermeye çalışan ruh hastasının tekiydim.
"Crystal yapma!" diye bağırdı biri.
"LANET OLSUN,BÖYLE OLMASINI BEN İSTEMEDİM!!" diye bağırıp yumruk yaptığım ellerimi mermer lavaboya vurdum.Canımın acısını hissetmiyordum.Dahası her şey kararmaya başlıyordu ama daha sinirimi yayıştıramamıştım bile.Önüme gelen şeye vurup canımı yakmaya çalışıyordum.Biraz daha sonra istemsizce kendimi yere bıraktım ve uykum olmadığı halde kendimi uykuya teslim ettim.

xxx

"Uyanıyor."
"Doktor,biz onu eve götürelim.Hem ev daha rahat."
Birinin kucağına alındığımı hissettim.
"Biraz daha kalsa onun için daha iyi olur."
"Boş verin,boş verin."
Gözlerimi araladığımda ilk gördüğüm şey Finn'in suratı oldu.
"Noluyor?" diye sordum sert bir ses tonuyla.
"Eve gidiyoruz uzaylı."
"Neredeyiz ki aptal,burası..Niye hastanedeyiz?" diye sorduğumda aklıma geldi ve hemen kucağından atladım.
"Felicia nerede?"
"Sakin ol,uyandı ve kendinde." dedi gözlerini devirerek.Elimi göğsüme koyup derin bir nefes verdim.Ollie,Sylvia ve Evan beş oda ilerideki sandalyelere oturmuşlardı.Finn onların yanına doğru gitmeye başlayınca ben de onun peşine takıldım.
"Felicia'yı götürmemize izin veriyorlar.İlaçlarını düzenli içmeli,olabildiğince mutlu edilmeli ve herhangi bir stres yaşamamalıymış." dedi Evan.
"Ee tamam o zaman,hadi bizim eve götürelim.Danny kızmaz,hatta sevinir bile."
"Ben Felicia'yı bırakamayacağıma göre benim de sizde kalmam lazım." dedi Finn pişkince sırıtarak.Gözlerimi devirdim.
"Kardeşini umursayacağın mı tuttu,gözlerim yaşardı."
Finn omuz silkip kardeşinin odasına girdi,Bir kaç saat sonra Felicia uyanmıştı ve onu Evan'ın arabasına taşıyıp eve getirmiştik.
"Teşekkürler çocuklar." dedi Felicia.
"Önemli değil." dedi Evan hepimiz adına konuşarak.
"Ödüm koptu sürtük." dedim yattığı koltuğun kenarına oturup.Güldü.
"Bana bir şey olmaz uzaylı,sen kendini kollamaya çalış." dedi dil çıkartarak. "İyileşince benden temiz bir dayak yiyeceksin."
Epilepsi geçen bir hastalık değildi ki..Odadakiler de anlamış olmalı ki herkes gülen yüz maskesini çıkartıp yerine somurtkan yüzlerini takmışlardı.
"Ne oldu?" diye sordu.
"Hiçbir şey yok." dedi Danny. "İyi ki buradasın."
"Teşekkür ederim."

Kabus ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin