this love
taylor swift
(sevsene beni, yedinci ev)"Özür dilerim."
"Hayırdır," Gözleri gözlerime öyle bir kenetleniyor ki çakmak çakmak değil olamaz da ama içimde çaktığı bir yangın var durmadan filizleniyor, avlıyor beni, av av avlıyor. "Neye borçluyuz bu nezaketi?"
Eklemleri eklemlerimde çatırdıyor. Parmak boğumlarında saklanmaya çalışıyorum anlıyor çekiyor içine beni, çekiyor çok pis bir dili var hapsediyor. Dikleniyorum ona, "Canım dilemek istedi diledim." diyorum, hakkımdır. "Küfredebilirdim de."
Sert bir nefes çekiyor ağzından dişleri arasından ve duyuyorum buradan beyninin kıvrımlarında saklanan fikirleri, yapmak istediklerini; çok pis bir dili var hapsediyor, ağzımdan hiç ayrılmıyor. Yüzünde bir ay çürüyor ve parazitlerini seviyorum vıcık vıcık avuç içime bulaştırıyorum avuç içlerimi vıcıklarından asla temizlemiyorum. İzi hep kalıyor. "Sövmediğin bir zaman mı var bana?" Dudağımı dişliyorum gözleri düşüyor bana hiç bakmıyor. Bana hiç bakamıyor fakat şu an bilmiyorum. "Biraz da sev." Temiz dişleri var, düz ve eşit bir hizada dikilmişler olması gerektiği gibi. O zaten hep olması gerektiği gibi. Derin bir kahkaha atıyor. "Bak bak," İşaret parmağını dediğine ısınmış elmacık kemiklerimden yara olana sürtüyor yavaşça. "Hemen çileklenirmiş." Çattığım kaşlarımın tam ortasına baş parmağını parmak izini derime işlemek istercesine bastırıp oluşmuş kırışıklığı bozuyor. "Isırık alırım ben de."
Yüzünü ittiriyorum elimle kalın kaşlarında kilitleniyor gözlerim kıkırdamama engel olamıyorum. Ben ona doyamıyorum. "Bir daha özür dilemeyeceğim senden." Kızamıyorum.
Çok kendinden emin bir ton ses tellerinde yer alıyor, sağa doğru sırıtıyor. "Dileme," Uzatıyor son harfi, sesi iniyor birkaç oktav. Bilerek yapılmış bir şey değil doğası gereği öyle biri. "Bana bir şarkı yaz."
Bu sefer ağzından bir kahkaha çıkan ben oluyorum, annesinin evindeki odasındayız, duvarlar sesimle yankılanıyor. Çok uyarılıyorum sessiz ol diye kimse bilmiyor burada olduğumuzu bazen ben de sorguluyorum burada mıyız. Taehyun burada mısın?
"Yazdırmamanı tercih ederim," diyorum başımı omzuna doğru bırakırken. "Bırak da yazmayayım."
İç çekiyor çok seviyorum iç çekişlerini tüm göğsü ellerimin altında oynuyor. Bütün kasları kemikleri damarları alyuvarları ve akyuvarları elimin altında hareketleniyor, elime yayılıyor, elimde derisinden sıyrılıp en çıplak haliyle var oluyor. Çıkıyor ve iniyor. "Ben sana yazayım o zaman." diyor. Yazmıyor, yazmaz, kalemi uzun bir süredir eline almıyor almamayı tercih ediyor o kömür tenini yakıyor korkunç bir izle mühürlüyor onu. Kaçtığı var ne bilmiyorum bana hiç söylemiyor ama kaçışlarında yazışları yok.
"İyi yaz," diyorum yine de. "Çok güzel olmalı ama." Ekliyorum isteklerimi. Teker teker teker teker teker döndürüyorum diziyorum kıvrıklarından çatırdayışlarına ondan istediğim beklediğim bana vermediği /veremediği değil/ her şeyi söylüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikarus düştüğünde // taegyu
Fanfictionher gecemde gündüzümde hiç gözümde uyku yokken saatlerce düşündüm doğru zaman doğru insan yanlış karar yok işin özünde sen beni istemedin