Alarmın çalmasıyla gözümü açtığımda saat 06.25.'ti. Bugün alarmı her zamankinden daha erken çalması için ayarlamıştım. Eski sınıf arkadaşım Ebrar'la okula birlikte gidecektik. Ders 08.20'de başlıyordu. Bizde saat 07.00'da evden çıkıp, yaklaşık bir saat kadar dolaşıp okula gitmeyi planlamıştık.
Ebrar; çok eğlenceli, gezmeyi çok seven, siyah giydiği günlerde ciddiyetini koruyabilen, nerede ne konuşması gerektiğini bilen bir kızdı. Onu seviyordum.
Çoğunlukla günün sonunda ikimiz kalır, o gün yaşadıklarımızın değerlendirmesini yapardık. Onunla sohbet etmek hoştu. Erkek konularından hoşlanmaz, Hira'nın sevgili konularından nefret ederdi. Ona göre erkekler iğrenç yaratıklardı. Aynen öyle Ebrarnazım.
Hira'nın sevgili konuları demişken, Hira'nın resmen bir haremi vardı. Uzun bir sevgili listesi ve ondan daha da uzun olan ona aşık olanların listesi...
Yine çok zorlanarak yatağımdan kalktığımda herkes uyuyordu. Parmak uçlarımda sessizce yürüyerek banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktıktan sonra mutfağa giderek seri bir şekilde bir şeyler atıştırdım. Üstümü giymek için odama döndüğümde saat 06.54 olmuştu bile. Üstümü de hızlı bir şekilde giyip evden çıktım.
Aşağıya indiğimde Ebrarı kapının önünde beni beklerken buldum.
"Günaydın." Dedim u harfini uzatarak."Günaydın." Dedi Ebrar'da enerjik sesiyle.
"Çok beklettim mi?" Diye sordum koluna girip yürümeye başlarken. Günaydın faslı bittikten sonra ikimizde hep bunu sorardık.
"Yok kız, yeni geldim zaten." Dedi Ebrar gülümseyerek.
Ebrar'la beraber okulun yolunu çok uzatarak sokaklarda geziyorduk. Bir kaç kişi dışında pek kimse yoktu geçtiğimiz sokaklarda. Bilmediğimiz hatta ilk defa geldiğimiz sokaktan geçerken iyice birbirimize yanaşarak yürüdük. Zorla kendimize aksiyon çıkarıyorduk resmen.
"Ee, şimdi hangi tarafa dönüyoruz?" Diye sordu Ebrar, yol ayrımı olan sokağın sonuna geldiğimizde. Bende bilmiyordum nereye gitmemiz gerektiğini ama bilmesem de kaybolacak değildik ya.
Sağ tarafı göstererek, "Gel, burdan gidelim." Dedim.
Sağ tarafa dönüp yürümeye başladığımızda, sonunda her zaman gittiğimiz o park görünmüştü. Niyetimiz parka gitmek değildi bugün ama uğrayıp 5 dakika eğlenmenin de kimseye zararı dokunmazdı."Hadi biraz parka gidip sallanalım." Dedim Ebrar'a dönerek.
"Olur." Dedi Ebrar'da bunu söylememi bekliyormuş gibi.
Parka geldiğimizde parkta ikimiz dışında kimse olmadığını gördüm. Ebrar'la beraber yan yana asılı olan iki salıncağa bindik. İkimizde konuşmuyor, yavaş yavaş ayaklarımızı yere vurarak sallanmaya çalışıyorduk. Ağaçların hışırtı sesi, sabahın serin havası ve araba sesleri dışında ses yoktu.
En sonunda Ebrar "Şuradaki adam bize mi bakıyor?" Dedi gözleriyle ilerideki bankın etrafında yavaş adımlarla dönüp duran adamı göstererek. Gösterdiği yere baktığımda gerçektende adamın bu tarafa bakıp durduğunu gördüm.
"Evet, sanırım gerçekten buraya bakıyor." Dedim ses tonumu ayarlamaya çalışarak. "Okula gitsek iyi olacak, saat neredeyse 8 olmuştur." Ebrarı panikletmemeye çalışıyordum ama şimdiden çok paniklemiş görünüyordu. Ebrar hızla salıncak'tan inip çantasını sırtına alarak "Tamam, hadi gidelim." Dedi. Çok korkmuş görünüyordu. Yüzü sapsarı olmuştu.
Dönüp adama baktığını görünce bende o tarafa baktım ve adamın yavaş adımlarla bu tarafa doğru geldiğini gördüm. Bende korkmaya başlamıştım. Etrafta o adam dışında kimse yoktu.