8. Bölüm

352 13 3
                                    

Aşklar ben şimdi gene yazmaya karar kıldım ama heran devamını getirmeyebilirim ve bu nedenden dolayı bölüm geç gelecektir size.
O zaman başlayalım bakalım inşallah ilham gelirde yazarım Aminn🤲

....................................

Atlas Aydoğdu (bu arada ilk defa Atlas'ın kendisinden tam olarak düşündüklerini okuyacağız ve ben nasıl Atlas'ın ağzından yazacağımı bilemiyorumm)

Hastaneden geldiğimizden beri annem ve yengem Güneş'i boğmaya meyilli gibi yemek yediriyorlardı. Bizde birşey diyemiyorduk çünkü bu sefer de bize trip atıyorlardı. Güneş sonunda konuşmayı başardı.

"Anne beni boğmaya mı çalışıyorsunuz?" diye sorunca gülmemek için başımı başka yere çevirdim. Allah'tan annemlere o kadar odaklanmıştıda beni daha doğrusu bizi görmüyordu çünkü gülmemeye çalışan bitek ben yoktum. Ve eğer Güneş bizim güldüğümüzü görürse iki saat konuşurdu ve susmak bilmezdi. Kısa sürede Güneş hakkında birşeyler öğrenmiştim. Mesela:kemanını çalmayı çok seviyodu daha doğrusu şarkılara karşı bir tutkusu vardı çünkü hep müzik dinler aynı zamanda da söylerdi. Bazen sesini duyuyorum. Ve sesi çok güzeldi. Normalde konuşurken hiç öyle bir sesi yok. Güneş'i şarkı söylerken duysanız bu kim dersiniz. Çünkü şarkı söylerken sesi o kadar ince o kadar narin ve naif çıkıyoki bu onun sesimi diye düşünürsünüz . Normal sesi ise bi o kadar zıt kalınla ince arasında bir sesi var. Ve o sesi ince ve naifliğin yerine tam tersi öfkeli ve sinirli çıkıyordu.

"Ne alaka kız biz niye boğalım?" yengemin dedikleriyle düşüncelerimden ayrılıp tekrar onları izlemeye başladım.

"Ağzıma yemek tıkıyosunuz ya hani yengecim."diye cevap verdi Güneş.Ve yengem Güneş'in dediklerinden sonra Güneş'in ağzına bir sarma daha tıktı.

"Çınar beni burdan çıkarırsan affederim seni."dedi yengemin yaptıkları üzerine. Çınar hemen bi annemle yengeme bide Güneş'e baktı ve Güneş'i aldığı gibi omzuna koyup koşmaya başladı.

NOLUYO LAN?!.. Napmaya çalışıyor gene bu danlgalak?!

Efe arkalarından gitti ama çoktan çıkmışlardı.

"Bu Çınar benim kızımı kaçırdı mı ben mi yanlış gördüm?" dedi babam.

"Yanlış görmedin babacım kardeşimiz kaçırıldı." Buğra'nın 'kardeşimiz' demesiyle bi sessizlik oluştuktan sonra Bora'nın konuşmasıyla dahada şaşırdık.

"Niye öyle bakıyosunuz biz zaten kabul etmiştik kardeşimiz olduğunu sadece söyleyememiştik"

Burda kolumu kırdığım için devamı daha sonra

Annem bi anda ağlamaya başlayınca hepimiz ona döndük. Sanırım bu sefer delirdi kadın.

Biz daha annemin neden ağladığını anlamadan yengemde ağlamaya başladı.

"Hadi tamam yengemin hamile olduğu için ağlaması normalde sen neden ağlıyosun anne?" Doğan'ın dediği şeyle Adal yüzünü buruşturdu.

"Eğer o kıza bir şey olacak diye ağlıyorsan kendini boşuna üzüyorsun anne çünkü o kız senin göz yaşlarını hak etmiyo." dedi Adal. Babam konuşacağı zaman sözünü kestim.

"Bak Adal anlamıyorsun sanırım. O kız dediğin bizim kardeşimiz anlıyor musun? Kardeşimiz. Evet biliyorum Alya'nın yaptıkları yüzünden şuan bu durumdasın ve tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorsun ama senin unuttuğun birşey var çünkü bizde korkuyoruz. Yani kendim için söyliyim korkuyordum. Artık korkmuyorum çünkü Güneş Alya gibi biri değil. Anlıyor musun? Değil." dedim ve asansöre yöneldim. Asansöre binmeden önce"Korkmayın birşey olmaz onlara hele ki Çınar'a" dedim ve asansöre bindim. Çocuk 9 canlı resmen kavga çıkartıp ortadan kayboluyo sonra tam dövülecekken kendi bir yolunu bulup kaçıyo. Öldürülesiye dövülüncede hiçbirşey olmamış gibi şaklabanlığa devam edebiliyo.

Aşklar bu bölüm biraz kısa olcak çünkü hem kolum tam olarak iyileşmedi hemde ilham gelmiyo.

Kendinize iyi bakın görüşürüz🫡

Bu Hayat mı¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin