Farrin Sultanlığı
Not: Hikayenin asıl geçeceği yer burası değildir. Bir nevi hikaye için bir geçiştir. Farrin Sultanlığında en fazla bir kaç bölüm olacaktır
Blanka,at arabasının camından yeni geldiği bu krallığı anlamaya çalışıyordu. Bir kısmı gemiyle bir kısmı at arabasıyla olan yolculuğun ardından hiç bilmediği Farrin Sultanlığına gelmişti. Tamamen yanlızdı. En güvendiği nedimesi Adel'in ona ihanet ettiğini hemen anlamıştı. Kral ve kraliçe bu sadakatine karşılık onu bir dükle evlendirmişlerdi. Devrik bir Prenses'e hizmet eden küçük bir soylunun kızı için büyük bir yükselişti. Sonuçta herkes kendi yolunu bulmak zorundaydı.
Blanka,son bir iki yılda ilk kez bu fikre ihtiyaç duymuştu. Ömür boyunca tüm kaderi lüks ve zenginlik içinde örülmüş bir prensesti. Her şey onun adına belirlenmişti. Annesiyle birlikte ünvanları tehlikeye girince ilk kez belirsizlik hissini yaşamıştı. Ama asıl, yakın dostunun ihanetiyle anlamıştı herkesin kendi yolunu bulmak zorunda olduğunu.
Camdan dışarıyı yorumlamaya çalışıyordu. Ağaçlar,tepeler aynıydı belki orası bir parça daha sıcaktı. İnsanları daha bol ve rahat şeyler giyiyor bu biraz tavırlarına da yansıyordu. Ona garip gelen şey bunca yabancılık arasında sıla hasretine tuttulmamasıydı. Babasıyla bile bir yabancıyla ayrılır gibi ayrılmıştı. Ne ağzına gelen sitemli acı sözleri edebilmiş ne yüreğinin çok yapmak istediği gibi kollarına atlayabilmişti. Ama kral gerçekten üzgün görünüyordu. Defalarca onu teselli etmeye çalışmış çok pahalı bir ceyiz düzdürmüş bu evliliğin onu mutlu edeceğine ikna etmeye çalışmıştı.
Kısa sürede tanıdık gelen ağaçlar çiçekler yerini çok farklı bir mimariyle yapılmış binalara bıraktı. Kubelli mimari ve çini süsler büyük binalarda hakimdi, halkın oturduğu evler çoğunlukla iki katlı ve ferah görünüyordu. Farrin Sultanlığının Başkentine girdikleri söylenmişti. Arabasına yol açtıkları pazar yeri çok kalabalıktı. Merak uygun olup olmadığını düşünmeden etrafa bakmaya devam etmesine yol açtı. Burası ona bir masal dünyası gibi gelmişti yıllardır anlatılan şeyler kafasında bambaşka bir tablo çizmişti. Üstelik burası oraya çok nadir gelen egzotik malların geldiği yerdi bütün pazar çeşitli baharatlar,tütsüler renkli desenlerle bezeli süslü kumaşlar çok farklı tarz takılar kap kaçaklar ile doluydu. Ve köleler 4 krallıkta çok nadiren savaş esirlerinden ibaret olan kölelik orada çok yaygındı.
Çok geniş yeşillikli bir alana yayılmış bir
Bembeyaz mermerden saray görüldü.
Saray tek bir yüksek binadan oluşmuyor bir çok binayı teşkil eden devasa bir tepeye yayılmış bir yerdi.Sarayın iç avlusuna girdiler,ortada sular fışkırtan çok hoş bir çeşme Blanka'nın dikkatini çekti. arabadan indiği zaman onu pek çok genç kız selam vererek karşıladı. İçlerinden biri öne çıktı ve bir kez daha dizlerini kırarak eğildi.
"Majesteleri,size Farrin Kraliyet sarayına hoşgeldiniz demek isterim." dedi aksanlı bir şekilde de olsa Blanka'nın dilinde.
Onunla yaşıt gözüküyordu. Gece gibi düz uzun saçları ve mavi gözleri olan çok güzel bir kızdı. Pembe tonlarında bir şalvar ve üstüne sarı renkli,çiçek işlemeli bir kaftan giymişti.
"Buyurun size eşlik edeyim." dedi yol göstererek. Blanka ilerledi ve kızlarda arkalarından geldi. "Bunlar hizmetinize verilen hanımlar." diye açıkladı genç kız.
"Adın nedir? Dilimizi nerede öğrendin?" diye sordu Blanka.
"Adım Yase,altı yaşımdan beri saraydayım dil öğrenme konusunda bir yeteneğim olduğunu söylerler. Dilinizi burada öğrendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devrik Prenses
Fiction HistoriqueKorina Krallığının kralı bir erkek varisi olmadığı için evliliğini iptal ettirir ve sevgilisiyle evlenir. Bu sırada unvanını ve ailesini kaybeden devrik Prenses Blanka,Doğu'da hiç bilmediği bir krallığa gelin gönderilir. Bir kaç yıl sonra dul kalan...