~5 Yıl Sonra~
Farrin Sultanlığı
Blanka,yayıldığı minderlerin üstünden yanan şöminenin alevlerine dalgın bir şekilde bakıyordu. Aklında pek çok düşünce şey vardı ama en ağır basanı sıla hasretiydi. Uzun süre aklına gelmeyen krallığı uzun süredir aklından çıkmıyor,tarihte eşine az rastlanır düşüncelerle babasının tahtına oturmayı arzuluyor bu hırsla yanıp tuttuşuyordu.
"Ne düşünüyorsunuz Blanka?" diye sordu bir masanın başında bazı kâğıtlara eğilmiş olan kocası.
"Sadece son zamanlarda evimi özlüyorum."
"İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz hatta bende gelirim. Elbette uzun kalamam ama siz istediğiniz kadar kalırsınız."
Blanka,küçük bir ziyaret istemiyordu hatta bu onun için tatsız bile olurdu. Hiçbir şey demeden önünde duran şekerlemelerden ağzına attı.
"Kubbe vezirliğindeki boş pozisyon için
Askeri Vezir Tarras'ın kardeşini öneriyorlar. Ben ondan daha yetenekli adayların olduğunu düşünüyorum. Siz ne dersiniz?" diye sordu kocası devlet işlerinde sık sık ona fikir danışırdı.Tarras,Blaka'nın adamlarından biriydi. Geçenlerde ona kardeşinin bu unvanı alması için ciddi bir para vermişti. Blanka rüşvet,manipülasyon ve büyücülükle ince ince ördüğü dev bir örümcek ağının merkezindeydi. Bu yollarla büyük bir servet elde etmişti.
Sarayın ve Sultan'ın kalbiydi Firuze Sultan bile onun gölgesindeydi ama onunla rekabet etmekle ilgilendiği de söylenemezdi."Ailesinin size olan sadakati herkes tarafından biliniyor,bu yeteneğin önüne geçer bana kalırsa. Öbür adayları inceledim aileleri çok güvenilir değil. Ben doğru seçimin Tarras Paşa'nın kardeşi olduğuna inanıyorum." dedi her zaman takındığı ikna edici ton yerine öylesine söyler gibi.
"Benimde içimde kuşku vardı böylesi en iyisi sanırım." dedi Sultan sonra kalkıp Blanka'nın yanına oturdu. "Bugün iyi görünmüyorsunuz kuzum."
Blanka aklındakini söyleyip söylememekte çok kararsızdı. Karşısındaki adamın,aşkla olmasa bile sevdiği adamın çocuğunu taşıyordu. Bunu hiç istememiş hamile kalmamak için gizlice ilaçlar içmişti. Bir çocuk onu tümden bu ülkeye bağlamaz mıydı? Kalbinde haksızlığın acısı ve memleket hasretiyle bambaşka bir krallıkta bambaşka bir kültürün içinde ölüp gidecek miydi? Bir oğlu olursa onu taht kavgalarından korumak zorunda kalacaktı. Veziriazam'ın pek çok düşmanı zaten Sultan'ın çok güçlü olan ikinci hanımının bir oğlu olmasını istiyordu. Doğar doğmaz muhalefet odağı olacak bir çocuk. İstediği uzak bir krallığın kendisine ait olmayacak tahtı, için savaşmak değildi. Aklından sık sık çocuktan kurtulmak geçmişti. Çocuğunun babası Sultan olabilirdi ama çocuk onun karnındaydı şu an onun bir parçasıydı. Pek çok kişi öyle düşünmeyecek olsa da Blanka için karar tamamen onundu.
"Sultanım size açmak istediğim bir konu var." diye başladı ne yapacağına karar vermeden önce kafasında bazı şeyleri netleştirmeliydi. "Kralığımdan haberler alıyorum. Ruhban hala kraliçeye tepkili büyük bir kuraklık var halk isyanın eşiğinde sözde kraliçe babamla evlendikten sonra hiç çocuk doğuramadı.
Eğer bana yardım ederseniz,tahta çıkmam kabul edilecektir. Hesaplarıma göre ordunuzun tamamına bile ihtiyacım yok. Ülke içinden de müttefiklerim olacaktır.""Gene mi bu konu Blanka." dedi Sultan bıkkın bir şekilde.
"Dört krallıktaki müttefikiniz gözünüz kulağınız olurum hem bir gün taht çocuklarımıza geçer. İki ülke arası nesiller sürecek çok güçlü bir müttefiklik olur. Bunu sizin soyunuz devam ettirir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devrik Prenses
Historical FictionKorina Krallığının kralı bir erkek varisi olmadığı için evliliğini iptal ettirir ve sevgilisiyle evlenir. Bu sırada unvanını ve ailesini kaybeden devrik Prenses Blanka,Doğu'da hiç bilmediği bir krallığa gelin gönderilir. Bir kaç yıl sonra dul kalan...