"jeongin hala aynı mesele devam mı?"
"changbin hyung..."
"anladım.. kuralları unutma...eğer devam edemesen iş buluruz sana sıkıntı etme"
changbin haklı idi jeongin bir koruma seungmin ise varisti onun mutlu olmak gibi hayalleri yoktu gerçi bir ablası vardı kraliçe olabilirdi ama ağır depresyon geçiriyor insanlarla konuşmaya bile çalışmıyordu...kendince avuntu işte seungmin onu seviyor mu onu bile bilmiyordu hyunguna baktı bazen onun gibi olmayı istiyordu sert kurları olan işine sadık ve disiplinli ama sosyal hayatında sevecen ve nazik...
"jeongin?"
"evet?"
"hyunjin nerede?"
jeongin önce changbin 'e sonra seungmin 'e baktı
"sizinle değil mi içerde oturuyorsunuz bize burda beklemenizi söylediniz "
"bana geleceğini söyledi aslında "
"tam olarak ne zaman oldu bu seungmin bey?"
"20 dakika olmuştur"
changbin hemen ayağa kalktı kulak telsizini kullanarak diğer kraliyet korumalarına haber verdi
"minho beye gitmiş olmasın "(jeongin)
"böyle bir şey olsa bana kesin haber verir"(changbin)
"tamam ben tekrar aramayı deneyim "
"çalıyor.... açtı"
"neredesin sen!"
"sakin ol canım kuzenim hava almaya çıktım"
"bana niye haber vermedin"
"komşu prenslerle yazışıyordun"
Seungmin herkes dusyun diye telefonu hoparlöre almıştı son cümleden sonra panikle telefonu kulağına alıp hoparlörden sesi aldı
"kendinize fazla güveniyorsunuz hyunjin bey "
"kanımızda var seungmin bey"
(hyunjin ve seungmin anne tarafından kuzen anneleri prenses değildi ama soylu ve köklü ailleden geliyorlardı)
.
.
.
"bırak...jisung tamam yeter!""yeter be sana asıl bıktım ezik aşık hallerinden aşıksan açıl yoksa siktir et prensi artık...ben fazla illeri gittim üzünüm"
kapıyı çekip gitti
.
.
.
"hey heeeey tek aşkım olan Lee...cama çık çabuk"hyunjin yerden bulduğu taşı cama atacaktı aynı anda minho cama çıkınca kafasına geldi
"neyse bu bu biraz hafifleti acımı"
"kafamı kır rahtalarsın...içtin mi bu halin ne!"
elini sallayarak;
"yok...b-ben içmemek...prensler içki içmez"(hıçkırarak)
"jisung nereye tüh çok üzüldüm şu an"
minho , hyunjin haline gülüyordu ta ki jisung evden çıktığını görünce yüzü düştü
"ne bakıyorsun yakışıklı gel al beni"
.
.
"ne içtin doğruyu söyle""kolanya!"
"tamam mizahşör ... şimdi gerçekler"
koltukta oturuyorlardı minho hyunjin elini tutarak sorular sormuştu hyunjin elini çekti ve minho'nun kucağına kafasını koydu
"keşke bir kardeşim olsaydı "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We can't be lovers♡HyunHo
Romancehyunjin:ben seni istiyorum minho şımarık felix'i değil inanan ne jisung ne de benden vazgeçmek için yatığın o kişiler tırnağım bile olmazlar ben ülkemi, sarayımı, tahtımı,varisliğimi, bırakıp sana gelirken sen o siktiğim gururunu bir kenara atamıyor...