Sarhoş

16.5K 481 44
                                    

Evettt bu bölüm diğer bölümler arasında bence en güzeli oldu.Aklıma bu bolum için bi şey gelmediginden en yakın arkadaşımdan rica ettim o da beni kırmadı seni cok seviyorum kankammmm ;)Hekese iyi okumalarrr :)
Otel gerçekten güzeldi. Her yeri bembeyazdı, tüm eşyalar sanki özenle tek tek seçilmişti. Gerçekten evlenseydik herhalde yine buraya gelmek isterdim. Bavulları bellboya teslim ettikten sonra, anahtarlarımızı alıp asonsöre bindik odamız 14. kattaydı, yuh artık! Asonsöre bindik, eh bilirsiniz işte filmlerde kitaplarda hep şu asansör olayı vardır, ama öküz bir Rüzgar yoktur . Hoş böyle bir niyetimde yok tabi, ama aklımdan geçmesini de engelleyemedim. Ah Christian Grey sen nelere kadirsin!
Göz ucuyla Rüzgar'a baktım gözlerini kapıya dikmiş kaşlarını çatmıştı şuan aklından ne geçiyordu acaba, her neyse beni ilgilendirmiyor!

Hey!
Bir dakika!
Biz. Az önce. Bir Anahtar. Ne ???

Tanrım tamam balayı ama sonuçta her şey formalitedendi ve şuan burda rol yapmamız gereken biri de olmadığına göre biz neden aynı odalarda kalıyorduk ki ? Ve bunu neden şimdi farkediyorum!!!

"Biz az önce bir anahtar mı aldık?"

"Evet."

"Nasıl bir anahtar, neden aynı odada kalıyoruz, seninle asla aynı odada kalmam, kalmıyorum da!"

Tam asonsörü durdurmak için tuşa basıcaktım ki kolumdan öyle bir tuttu ki beni asonsörün duvarına itti.

Ah!

Tam ağzımı açıcaktım ki o konuştu. Bir adımda aramızdaki tüm mesafeyi kapattı. Elini sertce asonsöre vurdu. Resmen asonsör altımda titredi. Öküz. Hayvan. Pislik.

" Kes sesini artık! Sen kendini ne sanıyorsun ha? Seninle olmaya kalmaya meraklı mıyım? Bu durumdan hoşnutum mu sanıyorsun? Neden tek oda almışım neden öyle yapmışım. SANANE. Ulan balayı odası diye babam yanında ayırtmadı mı odayı. Hayır bazen göründüğünden biraz daha az aptal ol!"

Ne diyeceğimi bilemedim. O kadar çok bağırıyorduki sesinin asonsörün dışına çıktığına emindim. Yaşlar gözlerime hücum etmeye başlamıştı bile. Tamam söylediklerinde haklı olabilirdi ama davranışları . Sadece hatırlatsa nolurdu sanki.

Asonsörün kapıları açıldı.

Önümden çekilip asonsörden çıktı . Öküz.
Yavaş adımlarla onu takip ettim. Kapıyı açtı ilk o girdi insanda kibarlık namına bir şey olmaz mı ya! Neyse kapıyı kapattım. Odadan içeri girdigimde gözlerime inanamadım her yer kırmızı güllerle kaplanmıştı yatak yerler komidin tanrım ne yapacağımı bilemedim heralde rüzgarda böyle bir şey beklemiyordu ki o da dikilip kalmıştı.

Bir ona bir odaya bakıyordum.
Bir anda ne olduğunu anlayamadan kapıyı sertçe çarpıp gitti!

Tanrım ne düşünsem bilemiyordum. Artık düşünmek istemiyordum, çok yorulmuştum. Her şey o kadar ağırdı ki. Resmen iki haftada tüm hayatım değişmişti. Benim burda ne işim vardı. Bu adam kimdi ki, Rüzgar kimdi? Şuan için sokaktan geçen bir adamdan farkı var mıydı ki benim için. Yabancı . Evet doğru kelime tam olarak buydu. Rüzgar benim için bir yabancıydı. Ben nasıl böyle bir hatayı yaptım nasıl evet dedim . Yaşadığımız hayattan biraz da şatafatsız biraz daha az paramız olarak yaşasak nolurdu sanki baba!

Kendimi delirecek gibi hissediyordum. Gerçekten düşünmemeye ihtiyacım vardı. Bir hışımla yataktan kalktım. Odadaki mini bara yöneldim. Siz buna mini bar demişsiniz ama bu bildiğin buzdolabı!
Hemen açtım , ağzına kadar şarabından likörüne, votkasından tekilasına , birasından rakısına ağzına kadar içkiyle doluydu. Balayı odayısıyız ya hani malum ! Hah !
Ve bugüne kadar ağzına tek sürdüğü alkol kolanya olan ben üç tane birayı kaptım ordan . Odanın manzarası o kadar güzeldi ki , açtım birayı çıktım balkona diğerlerini masaya bıraktım. Bu bana yetmez deyip daha ilkini içmeden gittim dördüncüsünüde alıp masaya koydum, şuan için sonrasına üşendim . Kafayı yiyorum. Oturdum sandalyeye üç dikişte bitirdim.
Ah !
Bir.
Iki.
Üç.
Dört.
Hepsini içtim. Başım dönüyor gibi oldu? Başım mı dönen gökyüzü mü ? Altımda mı sallanıyo bu on üç kat kavrayamıyorum galiba.
Yavaşca gözlerim kapanır gibi oldu. Sanırım başım dönmeye başladı.
Oturduğum sandalyeden yavaşça doğrulmaya çalıştım. Ağlamak istedim ve bir anda hıçkırarak ağlamaya başladım. Bu alkolün her şeyi uyuşturması gerekmez miydi ? Daha iyi hissettirmesede en azından hiçbir şey hissetmem diye düşünmüştüm ama bana daha berbat hissettirmelerin başka bir şey yapmadı. Telefonumun ekranına dokunmaya çalıştım üç olmuş. O kadar çok üşüdüm ki ama hareket edemiyor gibiyim , midemde bulanıyor.

Daha çok ağlamaya başladım.

Çat.

Kapı kapandı.

O geldiğini anlayınca daha çok ağlamaya başladım. Hemen balkona geldi.

"Bakıyorumda geçte olsa alışmaya başlamışsın. Ama o kınada olcaktı yanlış zamanlama."

Cevap vermedim , daha doğrusu veremedim. Başın dönüyordu ağlamamı kesmiyordum. Ve bam birden kahkaha atmaya başladım. Yine kendimi durduramıyorum. Deli gibi gülmek istiyorum. Sonra bir an durdum ve Rüzgar'a baktım yüz ifadesine daha çok gülmeye başladım. Bir anda beni omuzlarımdan tutup kaldırdı.

"Sen içki mi içtin!"

"Eveeeet." Hala gülmeye devam ediyordum.

"Bak kızım yeter artık!"

"Ööooof yeter artık ! Çok sıkıldım anlıyor musun yeter ! Sürekli üstüme geliyorsun , sanki sen istemeden evlendinde ben koşarak geldim . Sen ne yaşadıysan aynısını yaşıyorum!"
Yine ağlamaya başlamıştım.

Ve bir anda gözüm manzaraya odaklandı. Balkonun ucuna doğru yürüdüm.
"Şuan.", dedim. "Kendimi özgür hissetmek istiyorum." ve bir anda kendimi bıraktım.

Zoraki EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin