v | tarif edilemez kadın

1.2K 79 29
                                    

Gecenin sonunda, nihayet dairesindeydi. Topuklularını çıkartıp ağrıyan ayak bileklerini rahatlattı. Elbisesini umursamazca yatağının üzerine fırlatıp geceliğini giydi. Salonda koltuğuna uzanacak, elinde kadehiyle televizyon izleyecekti.

Kanallar arasında gezinirken bulduğu filmde durdu ve izlemeye başladı. En güzel yerinde reklama girdiğinde sosyal medyasını açtı, gelen ani bildirimler ekranın sağ üst köşesinde gözüküyordu. Bir gönderiye etiketliydi. Birden fazla ve hepsi aynı fotoğrafa aitti.

Jorge tarafından aldatıldığı kadın kendi hesabında bir fotoğraf paylaşmıştı. Sadece bedeninin üst kısmı gözüken bir erkeğin üzerinde uzanıyordu, geceliği oldukça açıktı. Erkeği tanıması zor olmadı. Sol göğsündeki dövme oldukça tanıdıktı. Jorge'un dövmesi... İçindeki öfke büyürken ekran bulanıklaştı.

"Bu kadar pislik olamazsın, iğrenç." dedi kendi kendine. Aslında söylenebilecek o kadar kelime vardı ki. Düğünden çıktığı gibi onun yanına mı gitmişti? Bir de küstahça düğüne gelmişti, sözlerini bahane ederek ona yaklaşmaya çalışmıştı.

Göğsünde artan ağırlığı hissetmeye başladığında fotoğrafı kapatması gerektiğini biliyordu. Ekranda takılı kalan gözleri gittikçe gözyaşıyla kaplanıyordu. Nefes almayı bıraktığı neredeyse bir dakika ona senelerce gibi gelmişti.

Tekrar nefes almaya çalıştığında bunun ne kadar zorlaştığını fark etmemişti. Ciğerleri dolmuyordu, içine çekmeye çalıştığı hava ona yetmiyordu. Boğazını sımsıkı sardı tek eliyle. Nefes almak için ne yapması gerektiğini bilmiyordu, uzun zamandır kriz anıyla baş başa kalmamıştı.

Cama yöneldi. Temiz oksijenin iyi gelmesi umuduyla mermerden destek alarak camın kolunu çevirdi. Bir nebze daha çok nefes alabiliyor olsa da göğsü acımaya devam ediyordu. O an yapmaması gereken tek şeyi yapmıştı, zihnini olumsuz düşüncelerin ele geçirmesine izin vermişti. Annesinin o çocukken yaşadıkları ve şimdi sanki onun kaderini yaşıyormuş gibi olması durumu daha kötü bir hâle getiriyordu. 

Eli Gabriela'nın numarasına gitti, vazgeçmesi kısa sürdü. Evlendiği gece onu arayıp bu küçük sorunuyla yüzleşmek zorunda mı bırakacaktı? Gabriela elbette eğer arasaydı acilen yanına gelirdi ama Sofia ikisinin gecesini mahvetmek istemiyordu.

Geriye tek bir seçeneği kaldı, en yakın arkadaşlarından biri olan Charles. Favorilerindeydi ve o an başka bir numarayı aramakla uğraşabilecek bilinçte değildi. Numaranın üzerine bastı, arama diğer tarafa yönlendirilirken ayakta durabilmek için cama tutundu.

O sırada Charles ailesinin evindeydi, kardeşleriyle konsol oyunları oynarken çalan telefonunu görmezden gelmeyi seçecekti. Ta ki arayanın Sofia olduğunu görene kadar. Bu kadar geç bir saatte aradığı için aklı hemen bir sorun olduğu fikrine kapılmıştı. Kolu bıraktı ve aramayı yanıtladı.

Sofia sonunda olumlu yanıt aldığında dizlerinin üzerine çökmek üzereydi. Konuşmasına izin vermeden kalan gücünü onu çağırmak için kullandı.

"İ-İyi değilim, seni rahatsız ettiğim için özür dilerim ama-" Göğsüne giren sancıyla nefesi kesildiğinde bağırdı. Kafasındaki sesleri durduramıyordu, her şey yanlış hissettiriyordu. Charles tekrar bir krizin içinde olduğunu kolayca anlamıştı. Hemen ayağa kalktı ve kardeşlerine gitmesi gerektiğini söyledi.

"Yanına geliyorum, sadece benimle konuşmaya devam et olur mu?" dedi sadece araba anahtarlarını alıp evden çıkarken. Çoktan rahat kıyafetlerini giymişti ama sorun değil, dünyanın öbür ucunda da olsa elinden ne gelirse yapacaktı.

"...Nefes... Charles... Alamıyorum..."

Cümlelerini doğru kuramıyordu. Göğsündeki ağırlığın üstüne başına eklenen ağrı onu sersemletmeye başlamıştı.

"Biliyorum, biliyorum. Benim için denemeye devam et. Sana on beş dakika kadar uzaklıktayım, sesime odaklanmaya ne dersin?"

Mırıldanarak onayladığını belli etmeye çalıştı, sesi neredeyse duyulmuyordu. Dizlerinin üzerine düşmüştü bile. Açık camın önünde duvara yaslanmıştı.

"Bir hikâye anlatayım. Genç bir adamla ona göre hiçbir güzellik ölçüsüyle tanımlanamayacak kadının hikâyesi, dinliyor musun?"

Sürekli sorular sorarak iletişimlerini kaybetmemeyi amaçlıyordu. Kulaklığını taktı ve telefonu ekranı görebileceği bir şekilde direksionun yanına yerleştirdi. Tam gaz Sofia'nın dairesine doğru sürmeye başladı.

"Hım... Güzel kadın..." dedi dinlediğini ona hissettirmek için. Kafasındaki sesleri susturup ona odaklanmak oldukça zordu.

"Güzelden de fazlası. O adamın görüp görebileceği en tarif edilemez kadın, her yönüyle böyle ve ona çocukluğundan beri aşık."

Çaresizce kendini anlatıyordu. Bir şeyler belli edeceği barizdi ama dönemeyeceği bir yola girmişti.

"Bir gün, onlar henüz küçükken, aşık olduğu kadın yapmasının çok tehlikeli bir şey yapıyor. Canını tehlikeye atacak bir hamle, bu oğlanı endişelendiriyor elbette."

Başını duvara yaslarken arkadaşının rahatlatıcı sesine odaklanmaya devam etti. Mırıldanmaya devam ediyordu.

"Onu gözlerinin önünde kaybettiğini sanıyor ve ağlıyor, kız ona sarılana kadar da şok içinde kalmaya devam ediyor."

Şüphesiz işe yarıyordu. Kriz anında başka bir şeye odaklanmak, dikkatini ona vermek atlatmak için iyi bir seçenek.

"...peki... Kız neden..." Devam edemedi, güçlükle nefes almaya çalışıyordu ama Charles ne demek istediğini anlamıştı.

"Çünkü kendince adrenalin yaratmayı seviyor, çoğu zaman bu oğlanı endişelendirse de her zaman onu destekliyor. O gün kollarına sarılan bedeni ne kadar önemsediğini fark edince anlıyor aşık olduğunu." diye yanıtladı yarım gelen soruyu. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı, onu düşündükçe hep gelirdi bu gülümseme.

"...onlar tatlılar..."

Elini göğsüne bastırdı ve acıyı dindirebilmeyi umdu. Kendisinden bahsettiğini anlamamıştı, henüz.

"Hikâyenin başrolleri olmaları gerekiyor değil mi? Ama değiller, kız şu an onu üzen bir adamla beraber."

Jorge'a, bunlara sebep olduğu için kızgındı. Sofia ile birlikte olmaya başladıklarında onu asla üzmeyeceğine inanmıştı ama son yaşanılanlar güvenini boşa çıkardı. Tek bir gözyaşı için sebep olana bunu ödetebilecekken Jorge onun hıçkırıklarla ağlamasına sebep olmuştu.

"...Nasıl görmedi adamın ona olan aşkını?" Cümleyi tamamlayabildiği için gurur duydu kendisiyle. Göğsündeki elini gevşetti ve telefonu hoparlöre alıp kucağına bıraktı. Tutabileceği gücü tükeniyordu.

"Adam belli etmiyordu ve yakın arkadaşlardı, dolayısıyla kadın da asla şüphelenmedi." dedi  Charles durgun sesiyle. Bazen ona aşık olduğunu daha önce söylemiş olsaydı hikâyeleri nasıl bir yere varırdı diye merak etmiyor değildi. Bunun için çok geç kalmıştı.

"Sence... Adam daha önce söyleseydi ona olan aşkını, ikisi için bir şans olabilir miydi?" Olay başka yerlere doğru gidiyordu.

Sofia düşünmeden cevaplar verdi, kasları onu taşımıyordu ve kollarını hareket ettirmek bile zor bir hâl almıştı.

"...Zaman onlara gösterirdi... Bence... Denemeye değer..."

Uzuvlarının kontrolünü kaybettiğini hissedince bilinç kaybının yakın olduğunu anladı. Gözlerini açmakta zorlanırken son gücüyle ona bunu söyleyebildi.

Telefonun diğer tarafındaki sessizliği fark eden Charles hız kurallarını olabildiğince çiğnememeye çalışsa da ona ulaşmak için hızlandı.

"Sofia?!"

Dairesine gelmeye çalışırken onu bu gece yalnız bırakmaması gerektiğini düşünerek pişmanlık duydu.

bu adam çok çaresiz

senenin ilk pole pozisyonu şerefine 🎉

𝒄𝒉𝒂𝒎𝒑𝒂𝒈𝒏𝒆 𝒂𝒏𝒅 𝒔𝒖𝒏𝒔𝒉𝒊𝒏𝒆.       charles leclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin