𝒄𝒉𝒂𝒎𝒑𝒂𝒈𝒏𝒆 𝒂𝒏𝒅 𝒔𝒖𝒏𝒔𝒉𝒊𝒏𝒆. charles leclerc

iv | tatlı bir anımsama

Düğün başladığında eski neşesine dönmüş sayılırdı. Yarışçıların arasında oturuyordu, temelde tam Charles'ın yanındaydı. Diğer tarafında ise Max vardı.

"Şu tatlı çifte de bak!" diye bağırdı Lando, alkışlar yükselirken. Carlos ve Gabriela onu duymuş ve gülerek karşılık vermişti. Artık resmi olarak eş olmuşlardı ve düğün sorunsuz devam ediyordu. Jorge'un gidişinin ardından Sofia makyajını düzeltip Charles ile kalabalığa dönmüştü.

Müzik sistemi devreye girdiğinde ilk dans zamanı gelmişti. Düğünün başrolleri sahnenin merkezinde dans ederken davetliler kendi kız arkadaşlarıyla aralarına katıldı. Max, Kelly ile yanlarından kalktıktan sonra tek başlarına kaldılar.

Hayır, Jorge hakkında düşünmemeliydi. Zihnindeki dans ettikleri hayali sahneyi yok etmeliydi. Uzun zamandır bu geceyi, bu dansı planlıyordu. Onun kollarında olma düşüncesi kalbini hızlandırıyordu. Ta ki ondan gelen itirafı duyana kadar. Şu an ise düşündüğü için kendine kızıyordu.

Daha neşeli bir müzik çaldığında bunun onu daha da gülümsetebilmek için bir şans olduğunu biliyordu. Yavaşça ona doğru eğildi ve yumuşak ses tonuyla sordu. "Sana yeni öğrendiğim dans hareketlerini göstermeme ne dersin?" Reddetmesi için hiçbir sebebi yoktu, büyük gülümsemesiyle onaylayıp arkadaşının elini tuttu.

Kendilerine bir köşe bulduklarında "Sadece kendini bana bırak." dedi Charles elleri onun belinde yerini bulurken. Hareketli melodilere ayak uydurmaya çalışırken tek yaptığı bedenini Charles'a karşı serbest bırakmak oldu. Onun hamleleri doğrultusunda birkaç kez neredeyse düşeceğini hissetse de Charles profesyonelce onu tutmayı başarmıştı.

Dans esnasında birkaç kez Gabriela ile göz göze geldiğinde mutluluğunu etrafa saçmaktan çekinmediği gerçeğine gülümsedi. İki arkadaş arasında ilişkiler açısından yüzü gülmeyen taraf Gabriela oluyordu, bu genellemeyi Carlos ve Jorge kırana kadar böyleydi.

Carlos ile çok zıtlardı. Gabriela ona nazaran daha karamsar ve sertti, ilişkileri boyunca Carlos'un onu oldukça alttan alması gerekecekti ama muazzam bir uyum yakalamışlardı. Bu yüzden arkadaşını mutlu ettiği için ona minnettardı.

"Nereye daldın?"

Tekrardan yavaş bir ritme geçtiklerini bile fark edemeyecek kadar dalgındı. Elleri Charles'ın omuzlarında, onunkiler ise belindeydi. Elbisesinin sırt dekoltesi sebebiyle direkt teniyle temas ediyordu. Charles rahatsız hissetmemesi için özellikle nazikçe tutuyordu onu.

"Sadece onlar hakkında ne kadar mutlu olduğumu düşünüyordum. Biliyorsun, asla birlikte olacaklarına ihtimal vermemiştik ve onlar bir gün ikimizi de şaşırttı."

O günü hatırladığında kıkırdadı, bu kıkırdayışlar Charles'ın kalbine dokunuyordu ve bir kez daha duymak için çokça şey yapabilirdi.

"Ah, o gün. İkisini birlikte çalışıyor sanıyorduk." Erkeksi küçük bir kahkaha döküldü dudaklarından. O günün dalgasını daha sonra birçok kez geçmişlerdi. Sofia ile birlikte onları bastığında tamamen masum bir amaçla oraya gelmişlerdi. İkiliyi ofiste öpüşürken görmek asla bekledikleri bir manzara değildi. Carlos üstsüzdü, Gabriela'nın saçları dağılmıştı ve daha birçok ayrıntı.

"Ama başka şeyler üzerinde çalışıyorlardı." Birbirlerinin bedenleri.

Dansın devamında başını onun omzuna yasladı. Sabah yeteri kadar yorulmuştu, ağlamak başını ağrıtmıştı ve buraya gelmeden önce ağrı kesici almıştı. Başından beri ruhsal olarak düğüne hazır değildi, bu onu fiziksel açıdan da yoruyordu.

"Benim aldığım parfümü sıkmışsın." Sesindeki huzur barizdi. Geçen seneki doğum gününde almıştı bu parfümü. Kokusu çocukluklarını hatırlatmıştı ona ve anlamlı olacağını düşünmüştü.

Charles büyük bir hevesle sıkmıştı bu parfümü. Özel günlerde, yarışlarda veya şansın onunla olmasını istediği günlerde kullanıyordu. "Üzerimde iyi mi?" Sofia'nın nefesi hafifçe boynuna çarptığında sordu. Ona bu kadar yakın olmak doğru değildi, her hücresiyle bunu arzulasa da yapmamalıydı.

"Yakışıyor." dedi geri çekilirken. Şarkı bittiğinde enerjisinin tükendiğini hissetmişti ve biraz oturmaya karar verdi.

▫

charles çok aşık arkadaşlar