xxii | küçük dokunuşlar ve sevgi sözcükleri

898 52 61
                                    

Ertesi Günün Akşamı, Charles'ın Dairesi

Taşımak istediği bir sürü eşyayı Charles'ın dairesine getirmişti. Onun antrenmanları yoğunlaştığı için yanında olamasa da tek başına oldukça iyi bir iş çıkarttığına emindi.

Artık ortak kullanacakları odalarına dönüp üzerindeki kıyafetleri değiştirmek için dolabı açtı. Rahat bir şort, üstüne Charles'ın tişörtlerinden birini geçirdi. Heyecanlı adımlarla mutfağa dönerken erkek arkadaşının kokusunu hissetmek onu gülümsetti.

İkisine güzel bir akşam yemeği hazırlamak adına birkaç saat önce yaptığı alışveriş poşetlerini boşaltmaya başladı. Güzel bir pizza, tam da Charles'ın sevdiği şekilde.

Ona hazırladığı ilk akşam yemeği olacaktı buradaki, özel olsun istiyordu.

Yemekten sonra şarap kadehleriyle karşılıklı oturup saatlerce sohbet edebilirlerdi. Bir öpücükle devam ederdi sohbetlerdi, nerede sonlanırdı? Gece gösterecek.

Pizza hamuruyla uğraşırken en sevdiği şarkılardan birini mırıldanıyordu. Dün sabah zihninde kaybolmuştu, babası yokmuş gibi davranmayı seçmişti. Zaten varlığı hiçbir yarar sağlamamıştı ona.

İyi bir kıvam yakalamak için biraz daha un koyarken kapı kilidinin çevrildiğini duydu. Birkaç saniye sonra açılan kapı, ardından erkek arkadaşının duyulan sesiyle tekrar bir gülümseme yerleşti yüzüne.

Charles anahtarlarını ve ceketini girişte bırakıp mutfağa geldiğinde gördüğü manzara karşısında bir süre durdu. Kapı pervazına yaslanıp büyülü bakışlarla bunu izlemeye karar vermişti, bu bakışları Sofia tarafından utangaç bir gülümsemeyle karşılandı.

"Beni böyle izlersen elim ayağıma dolaşır." dedi gözlerini kaçırarak. Onu böyle seviyor oluşuna aşıktı, bambaşkaydı onun için.

"Yoğun bir günün ardından daireme dönüyorum, aşık olduğum kadını mutfağımda benim kıyafetlerim içinde buluyorum. Biraz tadını çıkartabilirim bence, hm?"

Onun kızaran yanaklarını görünce güldü. Adımlarını yanına yöneltip gelişigüzel yapılmış topuzunun açıkta bıraktığı boynuna bastırdı dudaklarını. Sofia Bir öpücük için başını ona çevirdiğinde dudaklarını onunkilerle birleştirdi.

"Bu geceyi kutlamalıyız." dedi Sofia erkek arkadaşının dudaklarına doğru. Eğer elleri hamur olmasaydı çok daha fazla temas için kullanabilirdi onları.

"Çok isterim ama Arthur gelecek. Sana vermek istediği önemli bir şey varmış, fazla heyecanlıydı telefonda."

Yolda kardeşiyle konuşurken ses tonundan ne kadar heyecanlı olduğunu anlamıştı. Bu onu güldürmüştü, heyecanlı olduğu konunun Sofia'nın iki gün içinde gerçekleşecek doğum günü olduğunu biliyordu.

"Öyle mi? Ne verecek acaba?" Sorunun cevabını düşünürken hediye meselesi kolaylıkla aklına gelmişti.

Arthur çocukluklarından beri çok severdi onu, tam anlamıyla bir abla gibi görüyordu Sofia'yı. İlişkileri özeldi.

"Hiçbir fikrim yok, konu Arthur ise sana bir şarkı bile yazmış olabilir." Sofia'nın doğum günlerinden biri aklına gelince güldü, o sıralar Arthur daha küçüktü ve Sofia için bir beste yapmaya çalışmıştı. "Duşa gireceğim, o da birazdan gelir."

Onu mutfakta yalnız bıraktıktan birkaç dakika sonra kapı çalındı. Sofia 'geliyorum' diye bağırdı ellerini temizlerken. Hızlı adımlarla Arthur'u karşılamak için yürüdü.

"Küçük yarışçım!" Arthur onun kollarının arasına aldığında ayağı yerden kesildi, artık pek de küçük değildi.

"Nasılsın?" dedi Arthur ondan ayrılıp arkalarından kapıyı kapatırken.

𝒄𝒉𝒂𝒎𝒑𝒂𝒈𝒏𝒆 𝒂𝒏𝒅 𝒔𝒖𝒏𝒔𝒉𝒊𝒏𝒆.       charles leclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin