38

2.1K 134 148
                                    

"Umut?"

Umut özleminden çıldırdığı sesi duyduğunda olduğu yerde durdu. Geldiğini anlamış olma ihtimali kalbini hızla çarptırırken içeriye girecek cesareti kendinde bulamıyordu. Yeniden bir şeyler söylemesini beklerken nefes bile almadan öylece beklemeye başladı.

"Abi?"

Yorgun sesini tekrar işittiğinde acıyla olduğu yere yıkılacak gibi hissetti Umut. O değil gibi hissettiriyordu, bir o kadar da Emir gibiydi. Abisi görüş açısına girdiğinde kapının önünden kenara çekilip içeri geçmesi için yol verdi. Abisi ne olduğunu anlamaya çalışarak ona kısa bir bakış atıp kapıyı tam kapatmadan içeri geçti. Umut, sevgilisinin sesini biraz daha duyabilmek için duvara bedenini yaslayıp gözlerini kapattı.

"Neden uyandın abim?"

"Rüya gördüm."

Kısık sesi yeniden kulağına dolduğunda özlemle tüm bedeni titredi. İçeri girip onu kollarının arasına almak için tarif edilemez bir istek duyuyordu.

"Saat daha çok erken ama, geri uyumaya çalış. Olur mu?"

Orada dikilirken konuşmalarını dinlemeye devam etmekte zorlanıyordu. İçeriden bir ağlama sesi duyduğunda endişeyle gözlerini açtı. Neden ağlıyordu? Canının acıyor olma ihtimalini düşünüp, ona çare olamayışının getirdiği sinirle yumruklarını sıktı.

"Umut'u gördüm. Seviyordu beni, nefret etmiyordu."

Umut söyledikleriyle kızgın ateşlere atılmış gibi cayır cayır yanarken kendisinden bir kez daha nefret etti. Nasıl inanmıştı? Nasıl peşine düşmemişti? Gözlerinden yaşlar yeniden süzülmeye başladığında daha fazla dayanamayarak içeri girdi. Emir içeri girmesiyle kendisine döndüğünde heyecanla olduğu yerde titredi. Çok özlemişti, çok fazla özlemişti. Yaşlı gözleri şokla açılırken Umut hızlı adımlarla yatağın yanına gelip, beline sarılarak kafasını karnına dayadı.

"Özür dilerim, özür dilerim. Geldim sevgilim, özür dilerim."

Emir kendisine sarılarak ağlayan bedene inanamazmış gibi bakarken bakışlarını abisine çevirdi. Burada olmaması gerekiyordu, hayatından çıkmış olması gerekiyordu. Sorar gözlerle abisine baktığında abisi kafasını iki yana sallayıp oturduğu yerden kalktı.

"Yanlış yapıyordun Emir."

Yanlış yaptığını düşünmüyordu. Onu çok kırmıştı ama daha büyük acıların önüne geçebilmek için bunu yapmak zorundaydı. Şimdi ise, kendisine ağladığı için her zaman kızan sevgilisi deli gibi ağlıyordu ve Emir ne yapacağını bilmiyordu. Böyle olmaması gerekiyordu. Özlemi içinden taşıp parmak uçlarını uyuşturduğunda sarı tutamlarına ellerini koydu. Gözlerinden yaşlar akarken yumuşacık saçlarını okşamaya başladı. Hayatında ilk defa bencillik yapmamayı istemiş, onu da başaramamıştı. Abisi odadan çıkıp kapıyı kapattığında eğilerek saçlarına dudaklarını bastırdı.

Umut kafasını karnından kaldırıp bakışlarını yüzüne çıkardı. Eskisinden daha da zayıftı şimdi, yüzü bembeyazdı. Gözyaşlarını ağırlayan kahveleri çok yorgun bakıyordu. Umut beklemeden kollarının arasına aldı ufak bedenini. Kafasını omzuna gömüp üstündeki kazağı gözyaşlarıyla ıslatırken sırtında ufak dokunuşunu hissetti. Kendisine sıkıca sarılacak güce bile sahip değildi, bunu fark etmek kendisi için her şeyi daha kötü hale getirirken daha şiddetli ağlamaya başladı. Bir eliyle saçlarını seviyor, diğeriyle bedenini sıkıca tutuyordu.

"Neden söylemedin bana, nasıl sakladın?"

Boğuk çıkan sesiyle çaresizlik dolu bir sitem ettiğinde Emir kafasını kaldırmasını sağlayarak yanaklarından tuttu. Umut da en az kendisi kadar perişan görünüyordu. Ne yapsa onu her şekilde dağıtıyordu, neresinden tutsa elinde kalıyordu. Ona acıyla tebessüm etti.

UMUT [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin