41

1.7K 131 177
                                    

İki bölüm daha attım bugün, atlamayın💙💙

İyi okumalar🤍

Umut balkonda tek başına sigara içerken bakışlarını yıldızlara çıkardı. Bu gece hepsi daha farklı parlıyordu, gökyüzü daha yakın görünüyordu. Sanki ellerini uzatsa tutabilirmiş gibi hissediyordu.

"Umut."

Emir'in seslenmesiyle arkasını döndü. Gülümsüyordu, iyi görünüyordu. Gözleri günler sonra canlı bakıyordu. Umut da ona gülümsedi, neden gülümsediğini bilmiyordu. Arkasından sarıldığında Umut huzurla gözlerini kapattı.

"Yıldızlar çok güzel sevgilim."

Söylediğini başıyla onayladı. Çok güzellerdi. Ama Emir kendi güzelliğinin farkında değildi. Sevgilisi yıldızlardan bile daha parlak daha güzeldi. Daha göz alıcıydı. Sandalyeye oturup Emir'i de kucağına çekti. Evdekileri neden umursamadığını bilmiyordu. Sadece yapıyordu. Aklına beraber sigara içtikleri gece geldi, o gecenin hissiyatını bu gece de yaşıyordu. Yüreğinde korkunç bir ağırlık, aynı zamanda korkunç bir huzur vardı.

"Şu yıldız en büyük acımı kucaklayacak."

Emir parmağını hafifçe kaldırıp bütün yıldızlardan daha farklı bir şekilde parlayan yıldızı gösterdi Umut'a. Umut yıldıza bakarken yüreğinin darlandığını hissetti. Ne demek istediğini anlamıyordu. Rüzgar yaprakları sallandırıyor, hafif çiseleyen yağmur yüzüne vuruyordu ama Umut üşüdüğünü hissetmiyordu. Ağzını açıp bir şeyler söylemek istiyor, konuşamıyordu.

Emir elini tuttu, avcuna bir şey bıraktı. Umut ne olduğunu bilmiyordu. Bakışlarını avcuna indirip açtığında mavi bir çiçek olduğunu fark etti. Karanlıkta bile parıl parıl parlıyordu. Umut daha önce bu kadar güzel bir mavi gördüğünü hatırlamıyordu.

"Bu benim çiçeğim."

Emir sakince mırıldandığında düşünmeye başladı. Emir'in odasında hiç çiçek yoktu. Bir çiçeği olduğunu bile bilmiyordu. Onu dinlemeye devam etti.

"Ona sana emanet ediyorum Umut. Ben şimdi o yıldızla gideceğim."

Umut nereye gitmekten bahsettiğini bilmiyordu. Onsuz nereye gidebilirdi ki? Tuttuğu elleri, ellerinin arasından kayıp gittiğinde uyuduğunu düşündü. Uyumadığını biliyordu. Kollarını ona sarıp yüzünü ellerinin arasına aldı. Onu uyandırmaya çalıştı, çiçeğe nasıl bakacağını bilmiyordu. Uyandırıp öğrenmesi gerekiyordu. Uyanmıyordu. Dakikalarca uyandırmayı denedi, Umut bir şeyler söylemek istiyordu ama sesi çıkmıyordu. Bağıramıyordu. Onu kollarının arasında tutarken deli gibi ağlamaya başladı, kendi sesini duymuyordu.

Birilerinin onu kucağından almaya çalıştığını hissettiğinde sıkı sıkı tuttu bedenini. Bırakmak istemiyordu, yanından ayrılmayacağına söz vermişti.

"Bırakın, uyuyor."

İlk defa kendi sesini duydu. Deli gibi ağlamaya devam ederken aynı cümleyi tekrar etmeye devam etti. Acıyla feryat ettiğinde gözünün önü karardı, gözlerini sıkıca kapattı. Daha sonra yeniden feryat ederek gözlerini açtı. Kendi sesine uyandı. Kalbi göğsünden çıkacakmış gibi atarken bakışlarını yan tarafına çevirdi. Emir de sesine uyanmış korkuyla kendisine bakıyordu. Şokla ona bakmaya devam etti bir süre. Emir onun kabus gördüğünü anlayıp kollarını bedenine doladı. Sevgilisinin sıcaklığını hissettiğinde gerçekliğe döndü, yanındaydı. Yanındaydı, kollarının arasındaydı. Kollarını bedenine sıkıca sardı.

"Emir."

Başka hiçbir şey diyemedi, nefes alamıyordu. Öyle çok korkmuştu ki korkusu nefesini kesiyordu. Kaybetme korkusunu yüreğinin en derin yerlerinde hissetmişti. Emir kendine gelmesi için yanaklarından tuttu. Onu bu kadar kötü gördüğü ilk andı.

UMUT [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin