~~~~~~~~~~
Jimin'den
Yattığım yatağımda bir sağa bir sola dönüyor, kahvaltı vaktinin gelmesini bekliyordum.
Kahvaltı için belli bir saat vardı. O saat geldiğinde tüm aile üyeleri yemek salonunda toplanır, yaklaşık 1 saat kadar kahvaltı yapardı.
Normalde bu saatlerde uyuyor olurdum ancak nedense bugün erken uyanmıştım ve şu anda da mecburen zamanımın dolmasını bekliyordum.
Henüz 7 yaşımda olsam da kraliyetin ikinci veliaht prensi olduğum için pek çok eğitimden geçiyor, buna göre yetiştiriliyordum.
Doğrusu çoğu zaman tüm bu 'prenslik' olayları can sıkıcı oluyordu ancak başka çarem olduğunu da sanmıyordum.
Güneş iyiden iyiye havayı aydınlatmaya başladığında yatağımda doğrulmuş ve ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıtarak odamda bulunan büyük camdan dışarıya bakmıştım.
Kraliyetimiz'in çevresi boy boy ağaçlarla, farklı farklı hayvanlarla doluydu.
Ormanlar da yaşayan bir sürü canlı varken bir çoğuyla iyi anlaşıyorduk. Biz onların doğal alanına girmediğimiz sürece onlarda bizim yaşam alanımıza girmez, bize zarar vermezler'di.
Ancak tek bir tür vardı ki onlar en büyük düşmanımız'dı. Kurtlar.
Yatağımdan kalkıp banyoya doğru minik adımlarla ilerlemiş ve aynada kendimi daha iyi görebilmem için konulmuş tabureye çıkmıştım.
Yaklaşık 4 yaşımdan beri bana söylenilen tek şey kurtların bizim düşmanımız olduğuydu.
Nedenini sorduğumda ise onlardan birinin büyük babamı öldürdüğünü öğrenmiştim. Aslına bakarsak bu benim için bir düşmanlık sebebi değildi. Çünkü onlara bunun nasıl olduğunu sorduğumda büyük babamın ve o kurdun ormanda karşıladığını duymuştum.
Yaşam alanına girilen bir kurt, saldırır'dı. Bunu bilmeyen kimse yoktu üstelik neredeyse her çocuğa bu söylenirdi. Tıpkı bana söylendiği gibi..
Büyük babamın ölmüş olmasına elbette üzülüyordum ancak kurdun da yara aldığını bildiğimden, tüm suçu onlara yüklemek saçma geliyor'du bana.
Tüm bunlar bir yana, nedense kurtlar anlatılan kadar korkunç gelmiyordu gözüme. Eğitmenlerimiz bize kurtların resimlerini gösterirken diğer tüm prens ve prensesler çığlık atıyor, korkuyla bir yana kaçıyorlardı.
Saçmaydı, o kadar da korkunç olduğunu düşünmüyordum. Üstelik, her canlı özünde iyi değil miydi? Bir kurt, mecbur olmadığı sürece bir insana neden saldırmış olabilirdi?
Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalarken birbirine girmiş sarı saçlarıma bir bakış atmış, ardından da ağzıma su alıp gargara yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ainkien, Jikook (ARA VERİLDİ)
Fanfiction"Onlardan uzak durmalısın, oğlum." "Onlar kim anne?" Annem, yani Kraliçe Park bana sevgiye gülümsedikten sonra altın sarısı saçlarımı okşamış, daha sonra da küçük bir iç çekme ile birlikte, "Kurtlar." demişti. "Kurtlar bizim düşmanımızdır Jimin...